Türk’ün son destanı

  • GİRİŞ17.07.2018 07:45
  • GÜNCELLEME18.07.2018 07:36

Türkler tarih sahnesine çıktığı andan bu zamana her daim dünyada belirleyici bir rol oynamıştır. Gerek İslam öncesi Türk tarihinde gerekse İslamiyet’in kabulünden sonra Türkler her daim destansı mücadelenin bir diğer adı olmuştur.

Altay destanı ile başlayan, ardından Yaradılış, Oğuz Kaan ve Bozkurt ile devam eden süreç İslam’la şereflenmenin ardından ilk olarak kendini Satuk Buğra Han ile gösterir. 1000 yıldan fazladır İslam’ın tek sancaktarı olan bu millet Müslüman olduktan sonra gerçek ruh iklimini bulmuş ve bu uğurda gaza ve cihat eyleyerek İslamiyet’i kıtalar ötesine taşımıştır.

 

 

 

 

Rönesans ve Reform hareketlerinin ardından Avrupa’da başlayan Aydınlanma çağının ardından ve sonrasında yaşanan Sanayi İnkılabı ve ticaret yollarının değişmesi Devlet-i Aliyye’yi Avrupa’nın gerisinde bırakırken Türk’ü mecburi bir ricate mahkum kılmıştır. Batı’nın 400 yıl sonra Türk’e karşı özgüvenini kazanmasının ardından önce Osmanlı’nın yenilebileceği anlaşılmış sonra parçalanma fikri ortaya atılmıştır. Böylelikle Haç ile Hilal’in savaşında Türkler mağlup durumuna geçmiştir.

Çanakkale ve Kut’ul Amare’de kazanılan zaferler Osmanlı’yı parçalanmaktan kurtaramamış ardından kazanılan Kurtuluş Savaşı’nın ardından yeniden bağımsız bir devletin temelleri atılmıştır.

Bundan sonra da Batı’nın Türk korkusu hiçbir zaman geri durmamıştır. Tek parti döneminde başlayan çevreleme hareketleri kendini yakın zamana kadar hissettirmiştir. 60 ve 80 darbeleri, 71 muhtırası, 28 Şubat, e-muhtıra gibi Türk değil NATO subayı olanlar tarafından gerçekleştirilen Türkiye’yi her seferinde 50 yıl geriye atmıştır.

Sonrasında yaşanan ve yaşatılan ekonomik krizler ve suni girdaplarla Türkiye hep tüm enerjisini içeride tüketmeye mahkum etmiştir. Ama 2002 yılında Erdoğan’ın başlattığı hareketle beraber Türkiye yeniden prangalarından kurtulmaya başlamış ve 300 yıl sonra yeniden Türk’ün sahneye çıkma girişimleri başlamıştır. Milletin Başkan Erdoğan’a olan inancı hiçbir zaman sekteye uğramamış ve onu hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır. Türk tarihinin gördüğü en alçak örgütlerden biri olan FETÖ’nün 40 yıllık Türkiye’yi işgal planı Türk milletinin sinesinde sönmüş, büyük (!) düşünce kuruluşları ve yabancı istihbarat servislerinin yarım asırlık planı 15 Temmuz’da 24 saat içinde çöpe atılmıştır.

15 Temmuz Türk’ün ne ilk ne de son destanıdır elbette. Ama bu soylu destan nesilden nesile aktarılacak şimdilik Türk’ün son destanıdır. Teröristbaşı Gülen’in Haşhaşi çetesine ve tasmasını elinde tutanlara karşı Tanzimat’tan bu yana vurmadığımız tokadı indirdiğimiz gündür. 15 Temmuz yeniden millet olduğumuzu hatırlayıp, ölü toprağımızı tamamen üstümüzden attığımız gündür. Bir milletin yeniden tarih sahnesine çıkışı ve küffara karşı asırlar sonra gaza ve cihat libasını giydiğimiz gündür.

15 Temmuz’u unuttuğumuz gün yeniden tarihin gerisine gideceğimizi unutmamız gerekiyor. Gülen şeytanı ve onun avanesini bu millete unutturduğumuz gün yeniden bu topraklarda başka bir yapının yeşertileceğini unutmamalıyız.

Şimdiye kadar bu vatan toprağı için şehadete koşan asker, polis, korucu ve 15 Temmuz’daki 251 şehidimizin canlarını ortaya koyup bizim için neler yaptıklarını unutursak başımıza gelecekler ayan beyan ortadadır.

Evet, 15 Temmuz, Türk’ün yeniden millet olduğu gündür. 15 Temmuz’u gerçekten ama gerçekten sakın unutma, unutturma

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner

 

Yorumlar1

  • Gültekin Gedikli 5 yıl önce Şikayet Et
    15 Temmuz’u unuttuğumuz gün yeniden tarihin gerisine gideceğimizi unutmamız gerekiyor. Burada untmamiz yerine unutmamamiz gerekiyor yazmali galiba, Evet unutmamali daha dogrusu yeni nesillere bunu en iyi sekilde ögretmeli ve neslimizi suurlu, düsünen, düsünmesi gerektigini idrak eden bir nesil olarak yetistirmeliyiz.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat