Oluşturulan algı, rehineler olmasa Türkiye, bugün Fransa gibi savaş uçaklarıyla Irak topraklarındaki IŞİD hedeflerini bombalayacaktı ama rehineleri riske atmamak için bu teklife “hayır” diyordu.
Amerika Başkanı Obama’nın Galler’de, Amerika Savunma Bakanı Hagel ile Dışişleri Bakanı Kerry’nin Ankara’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptıkları görüşmelerin ardından hep “rehine kamburuna” dikkat çekildi.
Şimdi, rehineler kurtarıldı. Yani kambur gitti o halde “Amerika’nın isteklerini yapabiliriz” beklentisi oluşturuldu.

Amerika Başkanı Obama dahil Hagel ve Kerry’nin rehinelerle ilgili “Türkiye’nin hassasiyetini anlıyoruz, çok haklılar” gibi açıklamaları, bugünkü rehine operasyonunun ardından gözleri koalisyona çevirdi.
Bundan sonra ne olacak? En kritik soru bu. Şöyle özetlemekte fayda var, Amerika koalisyon için Türkiye’nin kapısını çaldığından beri biz ne dedik?

Hepsine tek tek “içerisinde askeri unsur olan operasyonlara katılmayız” yanıtını verdik. Obama’nın IŞİD’a yönelik operasyon planı 4 maddeden oluşuyordu. İçerisinde askeri unsur taşıyanları kabul etmedik. Ama diğerlerine “evet” dedik.

Yani bizim rehinelerimizi öne sürerek koalisyona katılmama gibi bir durumumuz yok. Çünkü biz koalisyona katıldık. Hatta bu işin en doğru yolu nasıl yapılır, bu konuda çalışmalarda bulunduk.

Nedir bunlar? En başta insani yardım, bu konuda kimsenin yapmadığını yaptık, zaten Cuma günü de IŞİD zulmünden kaçan 4 bin Suriyeliye daha kapımızı açtık. 

Bundan sonrasında da Obama’nın planındaki insani yardım, bilgi paylaşımı, sınırların güvenliği konusunda Türkiye üzerine düşeni yapacaktır. 

Özetle biz rehinelerimiz olsa da olmasa da içerisinde askeri unsur barındıran bombardıman gibi, kara harekatı gibi operasyonlara katılmamakta haklıyız.

Çünkü içeride IŞİD terörü varken aynı zamanda milyonlarca masum Müslüman var. Orada bu zulüm devam ederken, zulümden kaçanlara kucak açmak, Amerika’nın bombalarından çok daha faydalı bir davranış.
Bu konuda bizim elimizi kolumuzu rehinelerin bağladığı yönündeki varsayımlar gerçek dışıdır. Çünkü sınır hattının güvenliği bu bağlamdaki en önemli gerekçemizdir.

Zira Suriye ve Irak sınırımızdaki gelişmelere bakıldığında sınırların karşı tarafında neler yaşandığına dikkat edildiğinde bizim askeri operasyona katılmama gerekçelerimizde ne denli haklı olduğumuz ortaya çıkmaktadır.
Sınırlarımızın ötesi bir ateş çemberi, oraya Amerika ısrar ediyor diye zaten giremezdik, girmeyi de reddettik.

Neticede Türkiye, IŞİD konusunda temkinli davranırken bunu ülke menfaatleri adına yapıyor. Neyin ne olduğunu tam araştırıp, analiz etmeden hareket etmiyor.

Taha Dağlı-Haber7
tahadagli@kanal7.com
tahadagli@gmail.com