Zaman yazarının 15 yıl önceki FG hassasiyeti
Bir değil iki değil. Müslüman ülke ya da Budist fark etmiyor. Sivil toplum örgütü adı altında şaibeli işler yapılıyor.
- GİRİŞ22.09.2014 08:17
- GÜNCELLEME22.09.2014 08:17
Hepsi kendi ülkelerinin mevcut iktidarlarına karşı, liderleri ise Amerika’da ya da Kanada’da yaşıyor. Hepsinin arkasında da CIA iddiası var.
FALUN GONG
Falun Gong. Çin’de komünist rejime karşı bir örgüt. Dünyaya yayılmışlar. Kurucuları Li Hongzhi, 1996’da Amerika’ya sığınmış, Amerikan vatandaşı olmuş.
Çin yönetimi, bulduğu Falun Gong üyelerini yakalıyor ve affetmiyor. Aralarında Tiananmen olaylarıyla ilgili karşılıklı suçlamalar var. 2001’de 5 Falun Gong üyesinin kendini yaktığı olay şüpheli bir vaka olarak kayıtlara geçti.
Falun Gong ya da Falun Dafa denen yapının arkasında CIA olduğuna dair müthiş söylentiler hakim. CIA’in bu örgütü dünya genelindeki müritleriyle Çin yönetimine karşı organize ettiği en bilinen iddia.
2 “FG ARASINDAKİ” BENZERLİKLER
Türkiye’den de örnek vermek de fayda var. Malum Gülen Cemaati. Zaten Falun Gong’la, onların müritleriyle, devleti ele geçirme emelleriyle, liderleriyle, arkalarındaki CIA bağlantısıyla; bizdeki cemaatin mensupları, amaçları, liderleri ve ABD ilişkileri arasındaki benzerlikler neredeyse tıpa tıp aynı.
Mesela bugün Zaman Gazetesi yazarı olan Şahin Alpay’ın 1999 ve 2000 yılında Milliyet’teki köşesinde kaleme aldığı övgü dolu “Falun Gong” makaleleri var. Yazının bir çok yerinde “FG” kısaltmasını kullanıyor. Falun Gong’u devleti ele geçirme iddialarına karşı savunuyor, o günlerde.
1999’da “Çin’de İrtica” başlıklı yazısında Falun Gong’u özgürlükçü, dinsel bir akım olarak tanımlıyor.
2000’deki Falun Gong başlıklı yazısında ise bu akımın Çin yönetimi tarafından “devleti ele geçirmekle” suçlanmasına karşı çıkıyor. Çinlilerin telaşa kapılıp, Falun Gong’u CIA bağlantılı olmakla itham ettiğini belirtiyor. Çin yönetimini, bu dinsel akımı şiddet kullanarak bastırmaya çalıştığını söylüyor. Alpay orada Falun Gong üzerinden Türkiye’ye mesaj veriyor, komünist Çin’i Türkiye’ye benzetiyor.
DALAY LAMA VE ABD
Save Tibet, Free Tibet, Özgür Tibet. Hani şu kendilerini ateşe veren rahiplerin özgürlükçü yapıları. Liderleri Dalai Lama. CIA ile bağlantılı özellikle Bush döneminde Amerika’nın bu örgüte ciddi para yardımları yaptığı biliniyor. Amerika bu yapıda da Çin’e karşı Tibetli rahipleri destekliyor.
Çin’in savunulacak bir yanı yok. Tibet’i işgal etti diye Amerika Tibetlilere arka çıkıyor ama Amerika’nın derdi ayrı, onların meselesi Tibet ya da Falun Gong değil mesele o bölgeyi tek başına Çin’e yedirmemek.
Geçen yıl Tayland’daki darbeyi bile bölge hakimiyeti adına desteklediler.
Yoksa Çin’in zulmünü anlatsak sayfalar yetmez. Doğu Türkistan’da Müslümanları katlediyorlar. Uygurlu liderlerden İlham Tohti cezaevinde, müebbetle yargılanıyor. Tibet için Falun Gong için insan hakları savunucusu kesilen Amerika, acaba neden Çin zulmü altındaki Doğu Türkistan’a arka çıkmıyor, o da ayrı mesele.
MOON TARİKATI VE CIA
Neyse tekrar dönelim Amerika’yla adı çıkan diğer ülkelerdeki şaibeli yapılanmalara. Mesela Moon tarikatı var. Kuzey Kore’den güneye göç eden bir rahibin kurduğu cemaat. Onların da arkasında CIA olduğunu hep konuşulur. Amerika’nın derdi yine komünizm etkisini kırmak.
TAHİR KADRİ VE KRALİÇE ELİZABETH
Pakistan’da Tahir Kadri. O da Pakistan’ın yurt dışı bağlantılı cemaat lideri. 2013’den beri Pakistan’da bir darbe yaptırdı ikincisinin peşinde koşuyor. Kadri cemaatinde karşımıza bu kez CIA değil İngilizler çıkıyor. Herhalde o bölge İngilizlerin sömürgesi olduğundan.
Kadri, Kanada’da yaşadı, Kanada vatandaşı. Kanada Kraliçe Elizabet’e bağlı, Tahir Kadri de Kraliçe’ye bağlılık yemini etmiş hatta ülkesindeki anayasayı değiştirtmek için Kraliçe’den “müdahale edin” diye yardım istemiş bir zat.
MISIRLI DARBE YANLISI SELEFİLERİN ÖRGÜTÜ
Mısır’da da var buna benzer örgütlenmeler. Selefilerin cemaati gibi. Onların arkasında da Amerika ve İngiliz destekli Körfez ülkelerinden bazı gruplar olduğu biliniyor. Yardım derneği olarak kurulmuş, siyasete haram demişler.
2011’de Hüsnü Mübarek devrilirken bütün ülke sokakta, onlardan çıt çıkmıyor. Mübarek devrilince haram dedikleri siyaset helal oluyor hatta parti kurup seçimlere giriyorlar.
Sonra 3 Temmuz’da darbe oluyor, darbe öncesi “Mursi gitsin” diye sokaktalar. Darbeden sonra da Sisi’ye oy veriyorlar.
Nerede sivil toplum adı altında şaibeli bir örgüt var, arkasında genellikle CIA iddiası çıkıyor, bir kaçında da İngilizler.
Tek tük olsa tamam ama araştırdıkça sayı artıyor.
Ama şu bir gerçek ki CIA boş durmuyor. En son icraatlarını da hatırlatmakta fayda var. Amerika’da yaşayan ne kadar Filistinli varsa hepsini fişlemişler, hiç şaşırtıcı değil. Ama fişledikleri Filistinlilerin tüm bilgilerini de İsrail istihbaratına kopya etmişler.
Yani şu an Amerika’da Filistinli olup da Gazze ile Batı Şeria’yla, Kudüs’le telefon görüşmesi yapan, oradaki akrabalarını arayan herkes takip altında. Hem CIA hem de Mossad tarafından.
Taha Dağlı-Haber7
tahadagli@kanal7.com
tahadagli@gmail.com
Yorumlar4