Körfez anında Sisi’ye sahip çıktı. En yüksek ses Birleşik Arap Emirliklerinden geldi.

O seslerin de en net olanı Dubaili bir işadamına aitti. Dünyanın en zenginlerinden biri olan Khalaf Ahmad Al Habtoor’a.

Habtoor, El Arabiya’da anti Erdoğan ve anti Türkiye temalı, baştan aşağı İngiliz kaynaklı yalanlarla dolu bir yazı kaleme aldı.

Sisi’yi övdü, yere göğe sığdıramadı. Müslüman Kardeşleri terörist ilan etti, bunu deklare eden İngiliz Parlamentosunu referans gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan için “teröristleri kucaklayan” ifadesini kullandı.

Bitmedi, IŞİD’a geldi. Erdoğan’ı IŞİD destekçisi yaptı. İngiliz gazetelerinin yalan haberlerinden örnekler verdi.

Öfkesini kustu ama bir türlü bitiremedi. Son bir hınçla “Türkiye ekonomisi batıyor” dedi. Aynı Yunanistan gibi olacak kehanetinde bulundu, Arap ülkelerini uyardı.

Araplara “Erdoğan’ın Türkiye’sini boykot edin” diye açık bir çağrı yaptı. Hem de sadece ekonomik olarak değil diplomatik olarak da Erdoğanlı Türkiye ile ilişkilerin kesilmesini istedi.

Bu adam kimdir diye internete girdim. Acaba derdi nedir Erdoğan’la, Türkiye ile?

Kendi adında holdinginin sayfası var, açılır açılmaz, fotoğrafları çıkıyor. En görülür yerde İngiltere Kraliçesi Elizabeth ile çektirdiği fotoğraf yer alıyor.

Meselenin sadece Sisi meselesi olmadığı açık. Yani Erdoğan, sadece darbe karşıtı olduğu için bu adam ve onun gibi düşünen Körfez ülkeleri liderleri tarafından hedef alınıyor desek eksik kalır.

Zaten Habtoor yazısının son satırında aynen şöyle diyor; “Sisi bizim yanımızda olacağına söz verdi tabi ki onu devirmeye çalışan bir Türk’e karşı onu korumak bizim görevimiz”.

Körfez’in Türkiye ve Erdoğan ile derdi apayrı. Türkiye’nin bölgede demokratik anlayıştan yana olmasından tutun da her ülke ile birbirinden bağımsız ticari ve diplomatik ilişkiler kurması da onlar için ayrı birer karın ağrısı.

En büyük öncelikleri Türkiye’nin enerji pazarında sahip olduğu rol. Bu konuda Azerbaycan ve Kuzey Irak’la yapılan anlaşmalara tıpkı İngiltere ve Amerika’nın karşı çıktığı gibi onlar da karşı çıktı.

Mesela Gezi olaylarını sadece CNN ve BBC gibi Amerikan ve İngiliz medyasının öne çıkan yayın organları körüklemedi, onlar işin Batı ayağını üstlenirken, Körfez’in yayıncısı El Arabiya da Arap dünyası için Erdoğan’a yüklendi.

Sisi savunuculuklarına gelince. Erdoğan’ı Sisi ile aynı masaya oturmadığı için eleştiriyorlar ya çünkü Mısır’daki 3 Temmuz darbesini destekleyenler de bizzat kendileriydi.

Yine Gezi gibi biz Mısır darbesinde sadece Batı’ya odaklanırken, Amerika ve İngilizlerle paralel düşünen Körfez ülkeleri de Sisi darbesinin ikinci ayağını oluşturuyorlardı.

Taha Dağlı-Haber7

tahadagli@yahoo.com

tahadagli@gmail.com