Baskına hedef olan dergi malum yayınlarıyla ünlü. Yıllardır işleri güçleri Hazreti Peygambere hakaret etmek. Direk İslamiyet’i hedef alan yayınlar yapıyorlar.

Sorunca basın özgürlüğü. Ama dertlerinin özgürlük zırhıyla Müslümanları galeyana getirmek olduğu açık. Hatırlayın 2011’de hakaret karikatürleri yayınlanınca İslam dünyası nasıl ayağa kalkmıştı. Onlarca ülkede yüz binlerce Müslüman arasında nasıl bir infial uyandırmıştı o karikatürler.

O dönemde Müslümanlar aklı selim davrandı. Hiçbir Avrupalıya öfke ve nefretle karşılık verilmedi. Birileri çıkıp da Hazreti Peygambere hakaret ediyorsa, demokratik yolla protesto edildi, daha da ileriye gidilmedi.

Kesinlikle doğrusu yapıldı. O halde neden bu karikatürlerin ayyuka çıktığı yıllarda o karikatürleri çizen dergi basılmadı da, şimdi yapıldı bu kanlı baskın?

Tam da PEGİDA denilen bir örgüt Almanya merkezli 8 Avrupa ülkesinde İslam karşıtı ırkçı eylemler başlatmışken, Avrupa’nın göbeğinde İslamiyet’e hakaret yağdıran bir dergi silahlarla tarandı.

Tam biz PEGİDA’nın ırkçı olduğunu bas bas bağırırken, onlar da kendilerini “biz ırkçı değiliz, terörizme karşıyız” yalanıyla savunurken, böyle bir saldırı geldi.

Ortaya şöyle bir fotoğraf çıktı, “bu PEGİDA haklıymış, bak Müslümanlar sadece Suriye’de, Irak’ta değil Fransa’da da katliam yapıyor”.

Ama dikkat çeken detaylar var. Dedik ya tam da PEGİDA “İslam terörü” diye Müslümanları yaftalayıp, ırkçı hedeflerine kurban ederken, bu saldırı geldi. Tesadüf mü acaba?

3 kişi, yüzlerinde maske, ellerinde uzun namlulu silahlar var. Hatta roketatar bile taşıdıkları söylendi. Gün ortasında Avrupa’nın göbeğinde bir gazete binasını basıyorlar. İçerdekileri tarayıp dışarı çıkıyorlar, sonra kapıda polisleri görüp, araçlarından inip, onlara da sıkıyorlar.

Hele ikisi var ki, aksiyon filmlerine bile taş çıkartırlar. Biri polisi vuruyor, polis yere düşüyor, yanına gidip kafasına sıkıp, infaz ediyor.

Sonra hemen kaçmıyorlar. Siyah otomobilleri yolun ortasında, otomobile yürüyorlar, sağa sola bakıp da “bizi gören biri var mı” diye merak bile etmiyorlar.

Araçlarına biniyorlar, kontağı çeviriyorlar, yavaş yavaş birinci viteste ilerleyip, caddeden uzaklaşıyorlar.

Yani ellerini kollarını sallaya sallaya Paris’in orta yerinde gündüz vakti adam öldürüyorlar, yine ellerini kollarını sallaya sallaya acele bile etmeden gidiyorlar.

Avrupa’dan konuştuğum kim varsa, “Fransa’da uzun namlulu silahla böyle eylem yapmaya kimse müsaade etmez” dedi.

Hakikaten de öyle, nerede polis, nerede istihbarat. Bunu yapanlar, Suriye’de, Irak’ta bile böyle kafalarına göre katliam gerçekleştiremiyorlar.

Şimdi gelip bu işi Müslümanların üzerine yıkacaklar. Ama dikkat edin hiçbir Müslüman böyle bir katliamı tasvip etmez. Biz IŞİD’a Irak’ta, Suriye’de nasıl tepki gösteriyorsak, Paris’te Müslümanlara küfür eden karikatüristleri öldürenlere de aynı tepkiyi veriyoruz.

Aslında kurulan tezgah açık seçik ortada. Paris’teki katliam en az IŞİD kadar organize bir iştir. Bu saldırıyı Müslümanlarla ilgisi olmayanlar gerçekleştirmiştir, Müslümanlardan nefret eden başkaları da böyle bir katliamın önünü açmıştır, onlara destek olmuştur.