Faiz lobisine dokunan gazeteci işsiz kaldı

  • GİRİŞ30.03.2015 09:21
  • GÜNCELLEME31.03.2015 08:03

Gülen’in ABD’li senatörleri mevzu bahis Türkiye olunca hadlerini aşarak ayar vermeye kalkıyorlar. Peki İngiltere’deki basın skandalına bırakın mektup yazıp, imza toplamayı neden tek kelime etmiyorlar?

Faiz lobisinden mi korkuyorlar yoksa bizzat faiz lobisine mi hizmet ediyorlar?

57 yaşındaki İngiliz gazeteci Peter Oborne, dünyaca ünlü İngiliz bankasıyla ilgili bir rapor kaleme aldı. Daily Telegraph gazetesi en büyük reklam verenlerinden biri olan bankayla ilgili iddiaları kaleme alan Peter Oborne’nın yazısını yayınlamadı. Yazısı gazete yönetimi tarafından yayınlanmayan Oborne ise görevinden istifa etmek zorunda kaldı.

17 Şubat’taki bu olayın ardından İngiltere’de bazı çevreler “bizde de basın özgürlüğü yokmuş” itirafında bulundu ancak sesleri çok cılız kaldı, onları duyan olmadı.

Peter Oborne açık açık ülkesinde basın özgürlüğü olmadığını, gazetecilere müdahale edildiğini haykırdı, ona destek çıkanlar da oldu ama dedim ya, seslerini duyan kimse olmadı.

İngiltere’de daha önce News of The World gazetesi, dinleme iddiaları sonrası açılan davanın ardından komple kapatılmıştı.

Benzer durum yani hem gazete patronlarının yazarlarına sansür uygulaması hem de siyasal iktidarın, kolluk kuvveti ve yargı yoluyla basına müdahalesi Avrupa’da sık sık yaşanıyor.

2008’de Fransa’da Liberation Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Vittorio De Filippis, hakaret iddiasıyla, polis baskınıyla, göz altına alınmıştı.

Aynı gazetenin 2014’teki Genel Yayın Yönetmeni olan Nicolas Demorand ise patronun e-mail’lerinde gazete çalışanlarına hakaret ettiğinin ortaya çıkmasının ardından ekonomik kriz gerekçesiyle işinden ayrılmıştı.

Almanya’da da 2005’te Ebu Musab Zerkavi hakkında yazılan bir yazı nedeniyle 5 gazete basılmış, 17 gazeteci göz altına alınmış dava da 2 yıl sürmüştü.

Şubat ayında ABD Kongre üyeleri, Mart ayında ise ABD’li senatörler, Gülen ekibinin telkinleri, ricaları, nüfuslarıyla “Türkiye’de basın özgürlüğü yok” temalı bir mektup yazıp, imzalayıp, ABD Dışişleri Bakanına sundular.

O mektubu yazanların, imzalayanların kim olduklarını daha önce anlattık. Mesela biri “Filistinlileri boğmak gerek” diyen Yahudi bir senatördü, diğerleri ise Gülencilerin topladığı himmet paralarıyla bedava gezilerle ödüllendirilen siyasetçilerdi.

Amerikalı aktivist Tim Furman, blog sayfasındaki yazısında mektubu yazıp, imzalayan Kongre Üyelerinin Gülen bağlantılarını resmi belgeleriyle yayınladı, isteyenler bakabilir. http://www.tbfurman.us/2015/02/more-gulen-illinois-aracana.html?m=1

Gelelim tekrar Avrupa’daki ihlallere. Bunca örnek varken, Avrupa’daki gazeteciler bile “basın özgürlüğü kalmadı” itirafında bulunurken, neden kimse onları görmüyor?

Neden ABD’li senatörler, kongre üyeleri, İngiltere’de işsiz kalan 57 yaşındaki köşe yazarı için kıllarını bile kıpırdatmıyor?

Sebep sadece kendi ayıplarını hasır altı etmek mi?

Mesela o İngiliz gazetecinin faiz lobisine dokunduğu için işsiz kaldığı yönünde bir anlayış hakim. O lobi, Amerika’da ya da Avrupa’da basına müdahale hakkına sahip konumda.

Buna sessiz kalanlar da ya faiz lobisinden korkuyorlar ya da bizzat o yapının içerisindeler demek ki.

Taha Dağlı - Haber 7

tahadagli@gmail.com

Yorumlar1

  • Abdülaziz A 9 yıl önce Şikayet Et
    Faiz yiyenler Kur-an'ı Kerim'de Allah ile savaşmakla itham edilir.Türkiye siyasetçileri içinde bu konuda Erdoğan'dan daha dik duran adam yok.Erdoğan'a yolsuzluk bahanesiyle saldıran Gülen Cemaati gibi grupların ve kürt meselesi bahanesiyle saldıran Altan Tan gibi şahısların bu konuda bir yiğitliğini göremedik.Tam tersi içerde ve dışardaki faiz lobileri ile iş tutuyorlar.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat