AB, Türkiye ile ipleri tamamen koparabilecek mi?

  • GİRİŞ18.04.2017 07:35
  • GÜNCELLEME20.04.2017 08:18

Darbe anayasası yerine sivil bir anayasaya “evet” dedik.

Sandıktan çıkan sonuç Avrupa’yı hiç memnun etmedi.

Aba altından sopa göstermeler yeniden başladı.

Evet’ten bu kadar rahatsız olduklarına göre şu bir gerçek ki Türkiye’nin Gladyo anayasasıyla devam etmesini istiyorlardı. Ama olmadı.

AGİT ve Avrupa Konseyinden iki ayrı heyet, referandumu gözlemledi. Daha sandıklar kapanır kapanmaz Alman medyasına verdikleri olumsuz röportajları, referandumdan 24 saat sonra kağıda döküp, olumsuz bir rapor halinde sundular.

AGİT’İN FONSKİYONU

AGİT’in raporuna bel bağlayanlar var. Öncelikle şunu belirtelim, AGİT ne derse demiş olsun, hükmü yoktur, raporları ya da alsa bile kararları tavsiyeden öteye geçmez.

Avrupa’nın Türkiye’ye dayatma politikalarında kullandığı bir tehdit aracıdır sadece.

Ama artık o günler çok geride kaldı.

Bunların ağa babası Avrupa Parlamentosu “müzakereleri askıya almayı” kabul etmişti de ne oldu?

Karar tavsiyeden öte değildi.

Aslına bakarsanız direk tehditti.

“PKK ve FETÖ ile bu kadar fazla mücadele etmeyin, şu terör örgütlerinin yakasını rahat bırakın, yoksa AB’ye sizi almayız” tehdidiydi.

Rest çektik hepsine. Bugün referandum sonucuna itirazlarla geliyorlar, Avrupa Konseyi ve AGİT’i kullanıyorlar. Ama nafile, biz o tehditlere aldırmayı bırakalı çok oldu.

NE İŞİNİZ VAR TÜRKİYE’DE?

Mesela Avrupa Konseyi heyetindeki Alman milletvekili Andrej Hunko, seçim günü Diyarbakır ve Mardin’de görevliymiş. Alman DW’ye röportaj veriyor, şikayet üstüne şikayet ediyor, Türk polisini suçluyor, polisin kendilerine “ne işiniz var Türkiye’de” diye çıkıştığından dert yanıyor.

Polisimiz güzel söylemiş, ne işiniz var Mardin’de, Diyarbakır’da? Türk polisinin turist olarak oraya gitmeyen bir Almandan şüphe duyması gayet doğal. Yıllardır gazeteci, milletvekili ayağıyla o bizim coğrafyamızda PKK ajanlığı yapan onlardan başkası değildi.

Neyse sonra dertlerini anlatmışlar, kendilerini tanıtmışlar, polisten izni alıp, sandıkları incelemişler.

Şimdi bunlardan medet uman bir kesim var.

AGİT olumsuz rapor verince, referandumun iptal edileceğini sanıyorlar.

AGİT’İ DAVET HER ŞEYİN ŞEFFAF OLDUĞUNUN EN NET GÖSTERGESİDİR

AGİT’in öyle bir hakkı yok. Zaten Türkiye onları davet etmese inceleme falan bile yapamazlardı.

Saklayacak bir şeyimiz olsa neden Avrupa’dan iki heyetin birden gelmesine izin verelim ki zaten?

Bu iki heyet de Türkiye’nin daveti ve izniyle geldiler.

O nedenle referandumun yüzde yüz şeffaf olduğunun en net göstergesi, Türkiye’nin AGİT’i seçime davet etmesidir.

AGİT’in olumsuz söylemlerine gelince. Onların derdi sandıktan evet çıkması. Eğer hayır çıkmış olsaydı, güzellemelerle dolu bir rapor yayınlayacaklardı.

 

 

AB’NİN TÜRKİYE MUHTAÇ OLDUĞU 2 ÖNEMLİ KONU BAŞLIĞI VAR
Şimdi gelelim asıl merak edilen meseleye, AB bundan sonra ne yapacak?
Evet sonucunu kabullenmeleri zor, kabul etmemelerinin de bizi bağlayan bir yanı yok.
O halde nasıl bir reaksiyon verecekler?

Bu sorunun yanıtı Gölge CIA olarak bilinen ABD’li istihbarat kurumu Stratfor’dan geldi.
15 Temmuz darbe gecesini adım adım takip edip, raporlayan Stratfor, AB seçim sonucu kınar ama daha fazla da hiçbir şey yapamaz diyor.

Nedenini de açıklıyor, Türkiye’nin elinde kapı gibi bir mülteci anlaşmasının olduğunu vurguluyor.
Mülteci krizinin anahtarı Türkiye’de olduğu sürece AB’nin eli kolu bağlı.

Bir diğer koz da Türkiye-Rusya ilişkileri. Stratfor analizinde buna da dikkat çekiliyor.
AB’nin Rusya’ya karşı Türkiye ile işbirliğine muhtaç olduğunun altı çiziliyor.

 

Yorumlar1

  • Hasan 7 yıl önce Şikayet Et
    Gidin kendi çöplüğünüzde eşinin
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat