Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım Manchester’daki terör saldırısını en sert sözlerle kınadı.

Türkiye DAEŞ terörüne tepkiyi sadece sözlerle değil sahada mücadele ile de veriyor.
Bugün Suriye’de Azez-Cerablus hattı DAEŞ teröristlerinden temizlendi, PYD-PKK teröristlerinin de bu bölgeye girişleri engellendi, bu sayede 50 binden fazla Suriyeli, mülteci sıfatlarını geride bırakıp, kendi topraklarında yıllar sonra ilk kez güvenli şekilde yaşama fırsatı buldu.

Türkiye sürekli şunu vurguladı, terör örgütleri arasında fark yoktur. DAEŞ, PYD, PKK, FETÖ, El Kaide, bunların hepsi terör örgütüdür ve aralarında ayrım yapılmamalıdır.

24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı harekatına başlarken, ABD operasyonun DAEŞ ile sınırlı olmasını istemişti. Türkiye ise “hangi terör örgütü varsa, hepsiyle mücadele edeceğiz” yanıtını vermişti.

Batı terör örgütleri konusunda yıllardır ayrımcılık yapıyor, PKK ile DAEŞ’i ayırıyor, FETÖ’yü PYD’yi bu sınıfa dahi sokmuyor.
Bu uğurda Suriye’de, Irak’ta DAEŞ teröristlerine karşı yapılan operasyonlarda sahaya PYD-PKK teröristlerini sürüyor.

Mesela Musul’da 17 Ekim 2016’dan bu yana 1,5 milyon Musulluyu DAEŞ’in elinden kurtarmak için yapılan operasyonlardaki partnerleri Haşdi Şabi militanları.
Torbanın ağzı açık bırakılıyor, DAEŞ’in işgalindeki mahalleler vuruluyor ama açılan koridorlardan kaçan teröristler başka bir şehirde ortaya çıkıyor.

Bu terör örgütlerinin birbirleriyle olan dayanışmasına gelince.
Suriye’de Ayn el Arap, Tel Abyad ve daha bir çok bölge muhaliflerin elindeyken önce DAEŞ teröristleri tarafından işgal edildi ardından PYD teröristlerine teslim edildi.

Batı bunu anlamak istemiyor ya da çok iyi biliyor da bunu itiraf etmek işine gelmiyor.
O nedenle DAEŞ’i ayrı tutup, PKK-PYD’yi ve FETÖ’yü kayırıyorlar.

Manchester’daki saldırıyı DAEŞ yaptı. Ondan önce Londra’da, Berlin’de, Brüksel’de, Paris’te ve Nice’te de yapmışlardı.

Alman DW, Manchester katliamının ardından Avrupa’da 2004’ten bu yana gerçekleştirilen terör saldırılarının kronolojisini yayınladı.
El Kaide ve DAEŞ’in yaptığı saldırılar hatırlatıldı, bu terör örgütlerinin Türkiye’deki saldırılarına da yer verildi.
Ancak o yayında, PKK’nın Türkiye’deki saldırılarından bahsedilmedi.

Mesela Şubat 2016’taki Ankara Merasim sokakta gerçekleştirilen PKK saldırısı. 29 vatandaşımız şehit edilmişti.
PKK yaptı diye Batı bunu görmezden geldi, hala da gelmeye devam ediyor.

O saldırıyı yapan PKK’lı terörist, 3 Mart 2016’da İngiltere’nin başkenti Londra’da Trafalgar meydanında törenle anıldı.
Anma yürüyüşü PKK paçavraları, terör örgütü elebaşının posterleriyle gerçekleştirildi.
 

Çok sayıda PKK’lı vardı, iki de İngiliz milletvekili meydandaydı.
Biri Natalie Mcgarry diğeri ise Natalie Bennett’di. Bu İngiliz vekiller, 29 Türk vatandaşını katlederken ölen PKK’lı canlı bomba için anma yürüyüşünde, PKK terör propagandası içeren konuşma da yaptı.

Paris’te, Berlin’de, Brüksel’de PKK’lı teröristler hemen hemen her hafta terör propagandaları yapıyor, bunların çoğuna o ülkelerin parlamenterleri de eşlik ediyor.

Türkiye hem DAEŞ’in hem de PKK’nın saldırılarına uğrayan bir ülke.
Aynı zamanda bu iki terör örgütü ve uzantılarıyla gerçek anlamda mücadele eden belki de tek ülke.

Avrupa ise “DAEŞ yaptıysa kötü, PKK yaptıysa iyidir” anlayışında ısrarlı.
Ama sonuç ortada.
O terör örgütleri için Manchester veya Ankara’nın farkı yok.
Bunu anlamak ya da kabullenmek için daha kaç çocuğun katledilmesini, kaç anne babanın acı çekmesini bekleyeceksiniz.