Tillerson gitti, Münbiç ne olur?

  • GİRİŞ14.03.2018 07:29
  • GÜNCELLEME15.03.2018 07:26

Trump’ın Tillerson’u kovması, FETÖ’cülerle PKK’lıların sevinmesine yol açtı. Peki ABD’de Dışişleri Bakanı değişti diye terör örgütleri neden sevindi?

Tillerson 16 Şubat’ta Ankara’daydı.
ABD-Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesi için bir süreç başlatılacağını duyurdu.
3 ayrı komite oluşturuldu.
Bunlar 8-9 Mart tarihlerinde Washington’da ilk toplantılarını gerçekleştirdi.
19 Mart’ta da Dışişleri Bakanları düzeyinde bir görüşme daha yapılacağı açıklandı.

 

 

Tillerson’un 16 Şubat’taki ziyaretinden bugüne ABD-Türkiye ilişkilerinde değişen bir şey olmadı.
Sadece toplantılar yapıldı ve yeni toplantıların yapılacağı duyuruldu.

O toplantılarda da en önemli başlık Münbiç’ti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’li yetkililerle yapılan görüşmelerin içeriğini anlattı.
Münbiç’ten PYD unsurlarının çekileceğini yerlerine Türk ve Amerikan askerlerinin gireceğini, sonraki aşamada Münbiç’in yönetiminin yerel unsurlara devredileceğini, ABD’nin PYD’ye verdiği silahların da toplanacağını söyledi.

Bunlar Türkiye’nin baştan bu yana savunduğu en bilinen argümanlardı.
ABD’nin ise her seferinde “hallederiz” deyip, sümen altı ettiği dosyalardı.

Tillerson gitti yerine CIA Direktörü Mike Pompeo geldi diye sevinen PKK’lılarla FETÖ’cüler var.
Neden seviniyorlar?
Türkiye Münbiç ve PKK konusunda Tillerson’la anlaşmıştı ama şimdi Tillerson kovulunca işler sarpa saracak diye.

Şu bir gerçek ki Tillerson ya da bir başkası.
Türkiye’nin Suriye’deki politikalarına karışamaz, müdahale edemez.
Türkiye Afrin’e girince “aman Münbiç’e müdahale etmeyin” diye kapımızı çalan ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Tillerson’dı.

Türkiye bu süreçte Washington’a hiçbir şey sormadı, danışmadı.
Aksine Amerikalılar, Ankara’ya geldi, yeni öneriler sundu, uzlaşma vaatleri, normalleşme talepleri getirdi.

Türkiye’nin Tillerson’la durduğu yer nereyse Pompeo geldikten sonra duracağı yer yine aynı olacak.
Suriye politikasına Amerika’yı karıştırmamak.
Amerika’nın tasarrufları doğrultusunda değil Türkiye’nin milli menfaatleri doğrultusunda hareket etmek.
Obama zamanında da bunu yapıyorduk, Trump’la da böyle yaptık.
Şimdi Tillerson gitti Pompeo geldi, yine aynısı olacak.

Pompeo, Tillerson’a varılan uzlaşının gereklerini yerine getirir, PYD’yi gerçekten Münbiç’ten çektirirse, amenna.
Yok yapmazsa, kendi bilir.
Çünkü Türkiye’nin Suriye politikasında kırmızı çizgileri var ve bu politikayı uygularken ABD’ye ihtiyacı yok.
ABD Suriye’de karşımıza dikilecekse Tillerson da bunu yapabilirdi. Ama görüşme yolunu seçti. Pompeo’nun da farklı bir yöntem izleyip, Türkiye’ye karşı daha da saldırgan olabilme lüksü yok.
Çünkü ABD agresif politika konusunda zaten zirvede.
Bu saldırganlığın hedefinde daha ziyade İran var.
Tillerson’un gidişi yerine Pompeo’nun gelişinin de ABD’nin Türkiye veya Suriye-PKK konularında değil de İsrail-Suudi Arabistan-İran üçgeni ile Akdeniz’deki konumlanmayla ilintili olduğunu söyleyebiliriz.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat