Batıyı yine korku sardı. S-400 derken bu kez önlerine bir de nükleer enerji çıktı.

İngiltere ile Rusya arasındaki krize kısa sürede AB ve ABD de dahil oldu.
Diplomatların karşılıklı sınır dışı edilmeleriyle devam eden gerginliğin başında bir de Rusya’nın batıyı tehdit eden füze çıkışı vardı.

Batı ile Rusya arasında tansiyon giderek yükselirken, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişki boyutu da genişliyor.

24 Kasım 2015’teki uçak krizi ABD, AB ve NATO’yu bir hayli memnun etmişti.
Rus uçağının düşürülmesiyle Ankara-Moskova hattındaki iplerin kopma noktasına gelmesini el ovuşturarak karşılıyorlardı.

Ama o kriz kısa sürdü.
Haziran 2016’da Rusya-Türkiye ilişkileri normale dönmeye başladı.

İlk meyvesi Ağustos 2016’daki Fırat Kalkanı harekatı oldu. Türkiye, Suriye politikasından ABD’yi dışladı yerine ortak çıkarlar doğrultusunda hareket edecek şekilde Rusya ile işbirliği süreci başlatıldı.

Ardından Kasım 2016’daki Halep anlaşması, Ocak 2017’deki Astana süreci, Ekim 2017’deki İdlib operasyonu derken 20 Ocak 2018’de Zeytin Dalı harekatına kadar giden sürece varıldı.

Bunların hepsi ABD’yi de AB’yi de rahatsız etti.
Türkiye batıyı işin içine karıştırmadan hareket ederek Suriye’de sonuca ulaştı.
Bununla birlikte Rusya ile Türkiye arasında S-400 savunma sistemi konusunda da anlaşma sağlandı.

ABD ve NATO ciddi anlamda tepki verdi.
Ancak daha S-400’ün şoku atlatılmadan bu kez Nükleer Enerji anlaşması çıktı.
Tam da İngiltere, ABD ve AB’nin Rusya ile en sert kriz dönemine girdiği süreçte.

S-400 anlaşması yapılırken Batı, Türkiye’ye korku pompalıyordu.
“S-400 NATO’ya uyumlu değil, NATO müttefiki olarak Rusya’dan savunma sistemi alamazsınız” gibi çıkışlar geldi. Yunanistan örneğini verdik onlarda da S-300 vardı.

Sonra S400 anlaşmasını itibarsızlaştırmaya başladılar, “bu anlaşmadan Rusya kazançlı çıkar, düğme onların elinde olur, vs” dediler.

Oysa Ruslar daha tedirgindi. Kendi elleriyle en güçlü silahlarını üstelik teknolojisiyle birlikte bize satıyorlardı.

Bu da tutmadı.
Bu kez Nükleer enerji anlaşması ete kemiğe bürününce S-400’de yapmaya çalıştıkları itibarsızlaştırma operasyonuna hız verdiler.
BBC, DW ve Amerikan medyasında günlerdir, “Türkiye bu anlaşmadan umduğunu bulamaz, Ruslar kazançlı çıkar, Türkiye elde etse etse yüzde 7,7’lik elektriği ancak alır, üstelik daha da pahalıya mal olur, temel atıldı ama 2023’e imkansız yetişmez” gibi bir çok yorumlar yapıldı.

Sanırsınız ki Reuters, BBC en büyük Türk dostu, “aman Türkiye bu işten kazık yemesin” diye uyarı üstüne uyarı yapıyonlar.

Oysa dertleri bambaşka, Türkiye nükleer enerji ile lig atlayacak, bunu hazmedemiyorlar.

Daha önce Venezüela denemişti, Chavez’i ortadan kaldırdılar, Medvedev döneminde imzalanan anlaşmayı iptal ettirdiler, Maduro’ya darbe yapmaya kalktılar. Petrol zengini Venezüela, nükleer enerji olmadığından elektriksizliğe mahkum edildi.

Asıl dertleri Türkiye’nin nükleer enerjiye sahip olması. Yerli silah, teknoloji transferi derken nükleer enerji sahibi Türkiye’yi durdurmaları artık imkansız hale gelecek, bunu çok biliyorlar, o yüzden saldırıyorlar.

Tabi bir de şu var, NATO üyesi Türkiye, AB ile ilişkisi olan Türkiye, kendilerinin büyük krizler yaşadığı Rusya ile yakınlaştıkça yakınlaşıyor.
 Ve bu ilişki kazan-kazan üzerine kurulan bir ilişki, Türkiye burada güçleniyor.