Erdoğan'ı görünce tokalaşmak için sıraya girdiler

  • GİRİŞ05.10.2018 08:20
  • GÜNCELLEME06.10.2018 09:15

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurul salonuna girdiğinde, Suudi Arabistan delegasyonunun sıralarında bir anda hareketlilik başladı. Heyetteki 4 Suudi yetkili, Erdoğan’ı görünce hep birlikte ayağa kalktı, ellerini uzatarak, tokalaşmak için sıraya girdi.

Bu kareler geçtiğimiz hafta New York’taki BM zirvesinde yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gören Suudi heyetindekilerin Erdoğan’a gösterdikleri saygı ve hürmet kameralara yansıdı.

Bu görüntüler bize neyi anlatıyor?

Suudi Arabistan Müslüman dünyanın önemli bir gücüdür.

Her ne kadar Türkiye ile bazı konularda aynı görüşü paylaşmasalar da iki ülke arasında derin bir bağ vardır.

 

Bilhassa Suudi Arabistan halkının ve yönetimin önemli bir kısmının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı büyük bir sevgisi vardır.

23 Ocak 2015’te Kral Abdullah vefat ettiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika programına mola verip, Riyad’a giderek cenaze törenine katıldığında Suudi hanedanı ve yeni Kral Selman bu samimi davranıştan dolayı büyük memnuniyet duymuşlardı.
Sonrasında Kral Selman ile Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri yeni bir düzeye oturmuştu.

Trump’ın gelişi Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerini bozmadı. Ancak daha ileri seviyeye gitmesine engel oldu diyebiliriz.

Trump yönetiminin Suudi Arabistan’a bakışı ortada.

Kral Selman’ın oğlu Muhammed bin Selman’ı BAE yörüngesine sokup, çeşitli manüpilasyonlarla Suudi Arabistan’ı kontrol altında tutup, her denileni yaptırmaya zorluyorlar.

Trump Suudi Arabistan’ı tehditle şantajla dize getirip, para koparma derdinde.
Ama şu da var ki BAE üzerinden oynanan bu oyuna Suudi Arabistan halkı da yönetimin büyük bölümü de tepkili. Herkes dönen tezgahın farkında.

Bu nedenle Kral Selman, Aramco’nun ABD borsalarında halka arzını öngören Trump-BAE projesini iptal etti.

Ardından da Trump’ın Suudi Arabistan Kralına yönelik tehditleri başladı.

Kral Selman ve büyük çoğunlukla hedefteki diğer prensler ve kraliyetin yönetim kademesi, Amerika’nın Suudi Arabistan’a yönelik tehditli dizayn politikalarının sonunun uçurum olduğunu görüyor.

KAŞIKÇI ÜZERİNDEN ÇIKARILMAK İSTENEN KRİZE DİKKAT

Buradan gelelim Suudi Arabistan’ın İstanbul başkonsolosluğuna girdikten sonra ortadan kaybolan Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı meselesine.

Kaşıkçı Suudi Arabistan yönetimindeki bir grup etkin azınlığın, Yemen politikası, Müslüman Kardeşlere yönelik sert tutumu, Katar’a karşı agresif davranışlarını eleştiren bir köşe yazarıydı.

Cemal Kaşıkçı’nın bu muhalif görüşleri aslında Suudi Arabistan kraliyet ailesindeki bir çok önemli prensin düşündükleriyle aynı.

Mesela Kral Selman 25 Ocak 2015’te tahta çıktıktan sonra Kral Abdullah’ın terörist ilan ettiği Müslüman Kardeşlerle irtibata geçmiş aynı şekilde Hamas’la da ilişki kurmuştu. Sonrasında Trump’la birlikte İhvan ve Filistin davasına bakış, İsrail’in istediği noktaya getirildi. Tabi bunlar yönetim kademesindeki birkaç isme dışarıdan verilen aşırı destek ve bu sayede tüm rakiplerin tasfiye edilmesi gibi ABD projelerinin sonuçlarıydı.

Suudi Arabistan yönetimi bugün bu noktaya geldiyse Suudi Arabistan Kraliyet ailesinin önemli bir kısmını ve ülke halkını, batı kumandasına girmiş idarecilerden ayrı tutmamız gerekiyor.

İstanbul’da bir Arap gazetecinin ortadan kayboluyor olmasına Türkiye devleti kayıtsız kalamazdı. Nitekim Dışişleri Bakanlığı olayı takip altına alıp, Suudi Büyükelçiliğinden izahat istemekle en doğrusunu yaptı. Arap dünyasının beklentisi de buydu.

Kaşıkçı meselesinin İstanbul’da cereyan ediyor olması belli ki Türkiye-Suudi Arabistan arasında bir krizin çıkmasını isteyenlerin işine geliyor.

Şu var ki, Suudi Arabistan yönetiminde ciddi bir kanat, böyle bir krizin yaşanmasını arzu etmez, etseler daha bir hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gördüklerine ona böylesine hürmet göstermez veya gösteremezlerdi.

Özetle Suudi Arabistan’ı top yekun Trump idaresinde bir güç olarak tanımlamak haksızlık olur.

Evet yönetimindeki bir azınlık batı politikalarına endeksli hareket ediyor ve başta da onlar var, bu bir gerçek.

Ama Suudi Arabistan halkı ve hanedan çoğunluğunun buna karşı çıktığı da ayrı bir gerçek.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat