ABD'nin tek derdi petrol değil

.

  • GİRİŞ04.11.2019 09:29
  • GÜNCELLEME05.11.2019 08:42

ABD Başkanı Trump Suriye’deki tek amacının petrol olduğunu söylüyor.
Trump açısından mesele petrolle sınırlı olabilir ama ABD’nin asıl derdi Suriye’yi A’dan Z’ye Irak’a benzetmek. Bu amacın karşısında ise tek güç var o da Türkiye.

 

 

Irak, Lübnan, Cezayir, Yemen, Libya…
Bu ülkeler Arap olmalarının yanı sıra bir çok ortak özelliğe sahip.
O özelliklerden biri anayasaları.
Hepsinin anayasası Batı tarafından Batı çıkarları doğrultusunda yazılmış.

Irak’ta haftalardır ayaklanma var.
Yüzlerce gösterici katledildi.
Halk sokaktan çekilmedi.
Başbakan Abdülmehdi istifa kararı aldı.
Halk yine eve dönmedi.
Neden?
Çünkü Iraklının meselesi başbakanın istifasıyla çözülmüyor.
Eski Başbakanlardan Maliki döneminde de İbadi döneminde de ayaklanma çıkmıştı.
Hükümetler istifa edince yeniden hükümet kurmak aylar sürüyor.
Seçim olsa da bir şey değişmiyor.
Cumhurbaşkanı Kürt olacak, Başbakan Şii, Meclis Başkanı Sünni.
Böyle bir çerçeve çizmişler Iraklılara.
Çizen 2003’deki işgalde ABD’nin Irak’a vali olarak atadığı Paul Bremer.
Bremer’in yazdırdığı Irak anayasası, ABD çıkarlarını önceliyor.
Anayasa İran’ın Irak’taki boşlukları doldurmasının önünü açmış. Bugün isyanın hedefinde İran var.
ABD için önemli olan ise kaosun devam etmesi.
Ekonomik kriz, yolsuzluk, işsizlik gibi Iraklıların asıl problemlerine çare olmaktan uzak bir anayasa mevcut.
Irak halkı başbakanın ya da hükümetlerin istifasıyla değil sorunun sadece ve sadece ABD’nin yazdığı anayasanın değiştirilmesiyle mümkün olacağının farkına varmış. Bu nedenle ne kadar ölümcül olsa da sokağı terk etmiyor.

 

 

Lübnan’da da aynı durum söz konusu.
Ekonomik krizdeki Lübnan’da halk haftalardır sokakta.
Orada da İran’ın ağır etkisi var bu nedenle tepki Tahran’a yönleniyor.
Başbakan Saad Hariri istifa etse de Lübnanlılar meydanları boşaltmadı.
Çünkü 1926’lardan kalma Fransızların yazdığı anayasa problemlerin çözümüne olanak sağlamıyor.

Cezayir’e bakalım.
Şubat ayından bu yana Cezayirliler sokakta.
Devlet Başkanları Abdülaziz Buteflika 2 Nisan’da istifa etti.
Cezayirliler evlerine dönmedi.
Çünkü Buteflika gitti ama yerine rejimden bir başkası geliyor.
Cezayir halkı ise rejimin tüm kalıntılarının tasfiye edilmesini istiyor.
Bunun yolu ise 1980’lerin sonunda yazılan Fransız etkisindeki anayasanın kökten değiştirilmesinden geçiyor.

Yemen’de iç savaş var.
2011’de hükümet kriziyle başlamıştı süreç. Yüz bin kişinin öldüğü iç savaşla devam ediyor.
Tıpkı Irak ve Lübnan gibi burada da İran etkisi göze çarpıyor.
Yemen’de darbeler, iç savaşlar birbirini izliyor.
80’lerin başında Batı etkisinde yazılan anayasa olduğu müddetçe her şey durulsa bile Yemen’de siyasi istikrar sağlanması neredeyse imkansız.

Libya’da Kaddafi’nin yeşil kitabı vardı.
2011’de Fransa ve ABD, Libya’yı yerle bir etti.
Bugün hala kaos var, darbeler var, iç çatışmalar var.
Çünkü Batı henüz Akdeniz’in çıkışındaki son durak olan Libya’dan alacağını almış değil o nedenle anayasayı bile daha yazdırmadılar.

Gelelim Suriye’ye.
Trump ısrarla tek derdinin petrol olduğunu vurguluyor.
Ama ABD’nin asıl derdi Suriye’den yeni bir Irak yapmak.
Tıpkı Irak gibi Suriye’nin kuzeyinde de PKK-PYD’ye federal yapı kurdurmak.
Bağımsız Kürt devletini ABD istese Irak’ta yaptırırdı.
Ama bağımsızlıktan ziyade federal yapı daha çok işlerine geliyor.
Bu nedenle Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de federal bir yapı ve buna bağlı olarak mümkün olduğunca etkisini hissettirebileceği bir merkezi yönetimin peşinde koşuyor, Amerikalılar.
Çünkü Şam rejimi her ne kadar Rusya’ya yakın olsa da ABD, Fırat’ın doğusundaki bir federal yapı üzerinden Şam’ı baskı altında tutabilecek.
ABD’nin Suriye’deki bu hedefinin karşısındaki tek güç Türkiye.
Türkiye sahada federal yapı planına darbe üstüne darbe vurdu.
Henüz geçmiş değil.
Çünkü işin bir de anayasa boyutu var.
Cenevre’de yazım süreci başlıyor.
ABD işin içinde yok. Komiteye PYD’lileri sızdırmaya çalışmışlardı, Türkiye hepsini liste dışı bıraktırdı.
Süreci Türkiye, Rusya ve İran yönetiyor.
Suriye anayasası, ABD’nin kesinlikle etkisinin olmayacağı bir biçimde şekillendiriliyor.
Federal yapı tarzı bölünmeye yol açacak tüm boşluklar dolduruluyor.
O nedenle bu süreçte ABD’nin Cenevre sürecini baltalama girişimleri olacaktır.
ABD’nin Şam rejiminden bir beklentisi yok ama Fırat’ın doğusunda federal yapı hayali devam edecek.
Trump’ı petrolle susturup, çekilen askerleri yeniden Suriye’nin doğusuna konuşlandırmalarının sebebi de bu.

Yorumlar4

  • zmc 4 yıl önce Şikayet Et
    Türkiye de anayasa da değişiklikler yaptı ama hala yerli ve milli bir anayasamız yok. hele o dayatma maddeler ki !!!
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • ali Aksoy 4 yıl önce Şikayet Et
    Çok güzel yazìlmiş,50 veya 100 sene sonrada yazilabilecek gerçekler!Bir zamanlarin dünya devleti Almanya,bugün bile egemenligine kavuşmuş bir devlet olmayip kuyrugu rusya ve abd elindedir,zenginliginden başka bir varligi olmiyan,ama halkinìn iyi yaşmasi için elinden geleni yapman bir devlettir.Keşke,allahtan ve petrolden başka bir şeyi olmiyan islam dünyasi,sn.T.Dagli'nin yazdigi,gibi çemberi kirabilse ve kuyrugunu kurtarabilse...Hiç olmassa almanya modeli gibi,insanlarin islam dünyasinda insan gibi yaşamasini sagliyabilse.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • belde 4 yıl önce Şikayet Et
    Türkiye de dahil tüm Müslüman ülkeler kendi bağımsız Anayasalarını yazmadığı, yerli bilim insanlarını kullanmadığı sürece başı beladan kurtulmaz. Anayasalar öz ve hayata dokunan bir şekilde yazılmalı. gerçek hayattan uzak yasalar ülkeleri boğuyor. her ne kadar birçok değişikliğe uğramasına rağmen bizim anayasa da çok farklı değil. dünya ile entegre olalım tamam itirazımız yok. ancak kendi milli ve manevi değerlerimize, geleneklerimize de dayanmalı.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Göktürk 4 yıl önce Şikayet Et
    Kaleminize sağlık, güzel tespitler ama neden tüm planların arkasında acaba İran mı var, Neden asıl(İ) olanları yazmıyorsunuz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat