Şam ve Gazze bombalanırken neden sessiz kaldılar?

  • GİRİŞ18.11.2019 09:29
  • GÜNCELLEME20.11.2019 09:35

Irak’ta Iraklılar, İran’a karşı ayaklandı. İran destekli milisler müdahale etti, 320 insan can verdi.
Lübnan’da Lübnanlılar ayaklandı, İran destekli Hizbullah, göstericilere karşı devreye girdi.
Yemen’de İran destekli darbe sonrası iç savaş çıktı, binlerce sivil hayatını kaybetti.

 

 

İran’ın Arap ülkelerindeki etkisine büyük tepki var.
Tahran rejimine duyulan öfkenin İran içerisinde de ciddi yansıması oluyor.

Geçen hafta İran’da benzine yüzde 50 zam yapıldı.
Bu kez İran halkı, İran rejimine karşı ayaklandı.
10 ayrı şehirde gösteriler düzenlendi.
İran halkı, “biz yoksulluk çekerken paralarımız Suriye’ye, Lübnan’a, Yemen’e, Irak’a gönderiliyor. Bize ne oralardan, İran hükümeti önce kendi halkını düşünsün” diye isyan etti.
Gösterilere hemen müdahale edildi, en az 2 protestocu öldürüldü.

 

 

İran, kendi halkının ekonomik sorunlarını görmezden geliyor.
Yemen’de, Irak’ta, Lübnan’da, Suriye’de egemenlik kuracağım diye, sermayesini Arap coğrafyasında eritiyor.
Bu durum hem İran’ın müdahale ettiği o ülkelerde hem de kendi topraklarında ciddi reaksiyonlar doğuruyor.

Irak’taki, Lübnan’daki, Yemen’deki olayların tamamında hedefte İran var.
Ve İran’da da İran rejimi protesto edilir, oldu.

İran kendine yan bakan hangi Arap ülkesi varsa, oralara anında sert karşılık verebiliyor.
En çarpıcı örnek, Irak.
Irak’ta 1 Ekim’den bu yana sokağa dökülenlerin büyük çoğunluğu Şii.
Şii Iraklılar, Şii İran’ın Irak’taki askeri ve siyasi müdahalelerine isyan ediyor.
İran ise Haşdi Şabi gibi Irak’ta kurduğu silahlı yapılarla, kendisine tepki gösterenleri cezalandırıyor.
1,5 ayda tam 320 Iraklı gösterici katledildi.

İran kendisini protesto eden Araplara yönelik bu sert tepkisini ise İsrail’e hiçbir zaman gösteremedi.
Mesela Irak’ta ve Lübnan’da İran karşıtı gösteriler olurken ve Haşdi Şabi ile Hizbullah, İran adına o gösterileri bastırmaya çalışırken, İsrail Şam’ı bombaladı.

İsrail 2011’de başlayan iç savaş sürecinde Suriye’deki İran hedeflerine yönelik 200’den fazla hava saldırısı gerçekleştirdi. İran bunlardan hiç birine karşılık vermedi.

11 Kasım’da Suriye’nin başkenti Şam’da Filistin direniş örgütlerinden olan İslami Cihat’ın komutanının evi İsrail savaş uçakları tarafından bombalandı. İslami Cihat komutanının oğlu öldü.
Esed rejimi, İsrail savaş uçağının kendi başkentine kadar gelip, bir evi bombalamasına engel olamadı, İran da öyle.

Tabi burada şu da çıkıyor karşımıza, Filistinli bir direniş örgütünün Şam’da ne işi var?
Hamas 2011’e kadar merkezi bürosunu Şam’da tutuyordu.
Ancak Esed rejimi kendi halkını öldürmeye başlayınca Halit Meşal, Şam’daki büroyu kapattı.
İran bir süre bu tepki nedeniyle Hamas’ı cezalandırdı.

İslami Cihat da Hamas gibi Filistin direnişinin önemli örgütlerinden biri.
Onların da Şam’da büroları var ama onlar Hamas’ın yaptığını yapıp, Şam’ı terk etmediler.
İran-Esed-Hizbullah üçgeninin güdümünde kalmayı tercih ettiler.
1948 ve 1967 İsrail saldırılarında Filistin şehirlerinden sürgün edilen on binlerce Filistinli Lübnan ve Ürdün’le birlikte Suriye’ye de sığınmışlardı.
O Filistinlilerin bir bölümü hala Şam’daki Yermük mülteci kampında yaşam mücadelesi veriyor.
İçlerinde Esed’e karşı çıkıp, Suriye’den ayrılan ve “çifte mülteci” haline gelenler oldu ancak İslami Cihat komutasındakiler Şam’ı terk etmedi.

İsrail, 11 Kasım’da Gazze’yle birlikte Şam’ı bombaladı.
Her iki saldırıda da İran yanlısı İslami Cihat’ı hedef aldı.
Şam’a tek saldırı düzenlendi, Gazze ise 4 gün boyunca aralıksız bombalandı.
Toplamda 35 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail hem Gazze’de hem de Şam’da İslami Cihat’ı hedef alan saldırı süreci başlatırken, dolaylı yoldan İran’a da mesaj veriyordu.

2 seçim geçirip, ikisinde de hükümet kuramayan Netanyahu içerisinde bulunduğu siyasi krizden kurtulmak için hem Filistinlileri hem de İran’la birlikte hareket eden İslami Cihat’ı bombalama emri verdi. Kendi kamuoyuna “en büyük düşmanlarımız olan Filistinlilerle İranlılara gerekeni yapıyorum” diyordu.

Gazze’deki Filistinliler kendi imkanlarıyla Netanyahu’nun saldırılarına misilleme yaptı.
İron Dome adlı İsrail hava savunma sistemini bir çok kez çökertip, Gazze’den fırlattıkları roketlerle İsraillilere büyük korku yaşattılar.
İsrail tarafında direniş roketleri yüzünden çalan her siren, Netanyahu’yu hop oturtup, hop kaldırdı.
İsrail başbakanı, ava gideyim derken av olma korkusunu iliklerine kadar hissetti.

Netanyahu bu kadar ince bir çizgi üzerinde, neredeyse uçurumun kıyısında cambazlık yapmaya kalkmışken, İran’dan da sert bir tokat gelse, belki de yerle yeksan olacaktı.
Ama olmadı.
İran, kendine yan bakan Iraklılarla, Lübnanlılara yaptığını kendini bizzat bombalayan İsrail’e yapmadı/yapamadı.

Yorumlar1

  • Vurucu 4 yıl önce Şikayet Et
    İşte bu sebep için İran'a çullanmaz abd ve batı, İslam dünyasında fitnebaşı....
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat