Gazeteci, CHP’li Mansur Yavaş’a “HDP’yi de ziyaret edecek misiniz?” diye soruyor. Yavaş, “evlere şenlik” bir cevap veriyor:

“Onu bilemiyorum. Ajans, karar verecek…”

Eh, HDPKK’yı ziyaret konusunda Mansur Bey kendi başına bir karar veremiyor.

Hal böyleyken; akıllara “Acaba, Mansur Yavaş, başka hangi konularda karar verme şansına sahip değil?” sorusu geliyor!

Dahası var:

Şayet, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilirse; onun adına hangi kararları kimler karar verecek?

Mansur Bey “iradesi elinden alınmış” bir başkan olarak mı görev yapacak?

*

Bu minvalde “Mansur Bey’in seçim kampanyasını üstlenen ajansı, başka nelere karar veriyor?” diye de sorabiliriz, elbette…

Oysa, mevzu daha derin: Bu kampanya; Mansur’u da, onun “ajansını” da aşıyor!

Yavaş’ı, Ankara’da 2014’te ve 2019’da -peş peşe iki defa- CHP’nin adayı yapma kararını aslında kimler/hangi karargâh vermiştir?

Öyle ya; Mansur Yavaş MHP’de yer aldığı dönemde (2011 genel seçimi öncesinde) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye mektup yazarak “Maneviyatsız bir ülkücülüğün, MHP’yi CHP’den farksız hale getireceğinden” bahsetmişti!

İşte bu sözlerin sahibi Mister Yavaş…

-Nasıl oldu da, CHP bahsinde yüz seksen derece istikamet değiştirdi?

Hangi “derin ajans” pardon “derin karargâh” böylesine bir “istikamet değişikliğini” inşa etti?

Bunu, “nasıl” yahut “hangi yöntemle” başardılar?

“ÇİZGİSİNDEN HİÇ SAPMAYAN” MANSUR!

Sözcü gazetesinde “Ülkücülerden Yavaş’a tam destek” başlıklı (18 Mart 2019) bir haber vardı…

Haberde, Alparslan Türkeş’in oğlu Ahmet Kutalmış Türkeş ile 12 Eylül darbesinden birkaç ay önce katledilen MHP’li Bakan Gün Sazak’ın oğlu Süleyman Servet Sazak’ın “Mansur Yavaş için verdiği yemekten” söz ediliyordu.

Ahmet Kutalmış Türkeş, orada “Mansur Bey, bize babamın emanetidir. Onu çok eskiden tanıyoruz. Kendisi, çizgisinden hiç sapmamış bir ülkücüdür. Ona vefa göstermek için buradayım…” diye konuşmuş…

Şu “çizgisinden hiç sapmayan!” Mansur Bey’in ülkücülüğü mü; Meral Hanım’ın ülkücülüğüne çok benziyor, doğrusu…

Yani? Mevsimlere göre değişen, “sahte” bir ülkücülük!

“ÜLKÜCÜLÜĞÜ” GARDIROBUNA KALDIRDI

Meral Akşener, 2001’de “Ülkücüydüm, demokrat oldum” demişti!

Yıllarca sonra (2016’da) MHP’nin başına geçme projesinde birdenbire yeniden ülkücü oluvermişti! Amacına ulaşamayınca, kendi partisini kurdu; “ülkücülüğünü” bir kez daha gardırobuna kaldırdı!

Mansur Yavaş mı; “Bazı başka partilerdeki makamlar yüzünden hiçbir zaman ben davasını, partisini satacak adam değilim” dedikten sadece bir sene sonra (2014’te) CHP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu! Kaybetti…

Beş sene sonra, yine Ankara Sinemaları’nda gösterimde!

“EŞ GENEL PİYON”DAN AL HABERİ

CHP ile İYİ (Rol Yapan) Parti’nin sahneye koyduğu Politik Tiyatro’yu; HDPKK’nın “Eş Genel Başkanı” Sezai Temelli’nin şu sözleri açık etti:

“Mansur Yavaş da bilecek ki; seçilmişse, HDP oylarıyla seçilmiştir. Ankara’daki Kürtleri yok sayarak siyaset yapamaz. Ekrem İmamoğlu da seçilmişse; bilecek ki, İstanbul’da yaşayan üç milyon Kürt’ün oyuyla seçilmiştir…”

KESİN TIRAŞI

Sezai’nin işbu sözlerinden sonra; baktılar ki, Zillet’in bahse konu iki adayının muhtemel oyları “yavaş yavaş” eksilecek…

Hemen bir “ittifak yapmıyormuşuz gibi çek kanka” tıraşına geçtiler!

Bir yandan; o ana dek HDPKK’ya karşı tek laf dahi etmeyen “Müthiş Ülkücü!” Mansur Yavaş, “PKK ile bağını koparmamış bu insanlarla bizim işimiz olmaz” diye konuştu!

Diğer bir taraftansa; HDPKK’nın “Onursal Başkanı” pardon “Yoldaşlarımı Dert Etmeyi Bırakıp, Samanlıkta Saklanmayı Nasıl Sevdim?” başlıklı eski bir derin siyaset filminin başrol oyuncusu Ertuğrul Kürkçü, Mansur Yavaş’ı “CHP+HDP ittifakına engelmiş gibi göstermeye çalışan” gözbağcı açıklamalar yaptı!

İşte bu “Münakaşa Tiyatrosu” sırasında, Mansur “HDP’liler, rehabilite edilmelidir” diye el artırınca…

Bu defa da; 2012’de ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ndeki malum resepsiyonda eski büyükelçi Ricciardone tarafından “baş tacı” yapılanlardan Hasip Kaplan sahne aldı ve Mansur’a “Seni öyle bir rehabilite ederiz ki feleğin şaşar, aklın tavana vurur!” diye çıkıştı!

Bunun üzerine, Mansur Hızlı Bey “Dilim sürçmüş olabilir” diyerek, anında “en başa” dönüverdi: Zillet’çilerin oyun taşları itina ile yerlerine konuldu!

BU GELİŞMEYE, EREN ERDEM NE DEMİŞTİR?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Doğu sınırımızda İran ile birlikte PKK terör örgütüne karşı operasyon yapmaya başladık” dedi. (18 Mart 2019)

Akıllara, birkaç yıl önce “Türkiye ile İran savaşırsa İran’ın yanında yer alırım!” diyen CHP’li Eren Erdem geldi!

Türkiye ile İran, PKK’lı teröristlere karşı ortak operasyon yaparken; bu Eren Erdem’in PKK’yı “tutacağını” tahmin etmek hiç de güç değildir!

FİKRİ TAKİP

Haydut Devlet’in Başındaki Sarı Şeytan, 19 Aralık 2018’de “Suriye’den acilen çekiliyoruz” demişti: Donald Trump’ın bu yalanı “üçüncü ayını” doldurdu! Çekilmek ne kelime; bu süreçte YPG/PKK’lı teröristlere 300 TIR dolusu silah daha gönderdi!

YENİ ŞAFAK GAZETESİ