Sarı Kovboy, “Türkiye’ye adil davranılmadığından” bahisle; S-400 ve F-35 ile ilgili gerilimde Ankara’ya hak verdi. Erdoğan ise “Yaptırımların olmayacağını Trump’tan dinledik” dedi.

Bu hadisede, takdir edilmesi gereken Ankara’nın kararlı duruşu ve geri adım atmamasıdır.

Yoksa içerideki kimi gözbağcıların yaptığı üzere Trump’a ‘paye vermek’ mevzubahis dahi olmamalıdır.

Sarı Kovboy, fırıldak mı fırıldak bir başkandır:

Bugün söylediklerini yarın rahatlıkla yutabilir…

Tam tersi görüşleri savunabilir: Kendisine, asla güvenilmez!

BUNLARI, UNUTACAK MIYIZ?

19 Aralık 2018 tarihinde “Suriye’den hemen çekiliyoruz” diyen de Fırıldak Trump’ın ta kendisiydi.

Benzer açıklamalarına yani Amerikan Tıraşına 2019’da da devam etti: Peki çekildiler mi? Hayır!

Aradan, altı buçuk ay geçti. Çekilmiyorlar…

Dahası, PKK’ya silah sevkiyatını sürdürüyorlar.

İlk günden itibaren bu sütunda dile getirdiğimiz gibi, “oyun” şuydu:

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna ve Menbiç’e askeri harekâtını engelleyebilmek için ‘oyalama’ numarasına başvurmuşlardı.

***

“YPG’ye artık silah göndermeyeceğiz” diye “söz veren” de Trump’tı! Bunun da “düzenbazlık eseri” bir beyan olduğu belliydi. Nitekim -ABD’nin, bölgedeki teröristlerine silah sevkiyatı tam gaz devam etti. Halen de ediyor.

ÇIKMAZ SOKAK

ABD ile yaşanan son krizde, Türkiye yüzde yüz haklıdır ve de hakkını kararlılıkla savunuyor.

Ankara, S-400’ler ve F-35’lerle ilgili tartışmanın her aşamasında Washington’ı ilzam etti, ediyor.

Haydut Devlet’in muhtelif sözcüleri ise tehdit ve şantajla diplomatik münakaşayı sürdürüyor.

Aynen onlar gibi, Trump’ın da verebileceği hiçbir “ikna edici, makul” bir karşılık yok. Zaten, olması da mümkün değil: Neticede, Sarı Kovboy’un gardı düştü ve Türkiye’ye hak verdiği o sözleri sarf etti…

“S-400’ü alırsak ABD bizi fena yapar; mahveder” diye gürültü koparan İçerideki Amerikan Muhipleri ise Sarı Kovboy’un son beyanından sonra açığa düştüler:

Öyle ki; “kraldan fazla kralcı” etiketiyle kayda geçtiler!

***

Ha, yarın bir gün; Siyonistlerle tandem oynayan Derin ABD, Fırıldak Trump’ına bu lafını yedirip geri adım attırabilir de…

Türkiye’ye S-400’lerin konuşlanmasıyla birlikte “pat” yaptırımlar da devreye girebilir…

Burada önemli olan; ABD’nin her türlü muhtemel kahpeliğine karşı, Türkiye’nin cesaretle her bir adımda mukavemetini, kararlılığını sürdürebilmesidir.

Böylesine gelişmeler yaşandığı takdirde; Ankara Washington’a “Yaptırımınız batsın! İnceldiği yerden kopsun!” diyebilmelidir.

S-400’ler bahsinde, Türkiye egemenlik hakkının gereğini yerine getiriyor: Başta ABD hiçbir devlet; hiç kimse asla buna karışamaz veya engel olamaz!

LEOPARIN BENEKLERİ DEĞİŞMEZ

Sarı Kovboy’a paye vermeye yeltenenleri de boş geçmeyelim…

Şimdi, bazı kaşar köşeciler tutmuş “Trump’ın bir doğru davranışı imajını bir anda düzeltmeye başladı” gibi laflar ediyor…

Hayrola?

Malum sözleri; Donald Trump’ın tam teşekküllü bir düzenbaz olduğu gerçeğini asla değiştirmez!

GÜNDE KAÇ YALAN?

Washington Post’ta yayınlanan Yalan İstatistiğine göre; Sahtekâr Trump’ın sadece bir günde söylediği ortalama YALAN sayısının 23 olduğu tespit edilmiş!

SİHİRBAZLIK GÖSTERİSİ

Uzun yıllardır Türkiye’yi Amerikan politikalarına eklemlemeye gayret eden Eski Tüfeklerden biri çıkıp, sahtekârın ve fırıldağın önde gideni Trump’la alakalı gerçeği hasıraltı etmeye, illüzyon gösterisiyle “onun imajını falan kurtarmaya” kalkışıyor:

-Zinhar: Yemeyiz!

ZURNANIN “ZIRT” DEDİĞİ YER

Eski Tüfek Barlas, aynı yazıda Erdoğan’a -Beşşar Esad Rejimine yönelik tavır değişikliği yapmak üzere- “inisiyatif almayı” telkin ediyor! “Türkiye, artık Şam Rejimi gerçeğini kabul etmelidir” demeye getiriyor!

Tam da burada; 2 Ocak 2018 tarihli yazısındaki şu satırları hatırlıyoruz:

“…Aynı hatayı, bizim Suriye’de ‘muhalif gruplar’ diyerek terör örgütlerine verdiğimiz destekle ve Esad Rejimini bizim iç sorunumuz gibi görerek yaptığımızı unutmayalım…”

Bu cümlesi; TIR olayındaki FETÖ Kumpası ile ne kadar da benzeşiyor, dikkat buyurunuz!

***

“Demirtaş cezaevinde olmamalı” diyen de aynı Köşe Kadı’sı idi! (6 Mayıs 2019 tarihli bir röportajda)

ASLINDA, İŞTE BUDUR

Finali, bu eski tüfeğin gerçek yüzünü açık eden 6 Aralık 2017 tarihli yazısından bir alıntı ile yapalım:

“Bu coğrafyada (Ortadoğu’da) ne kutsal kitapların söylemlerinin ne de sona ermiş olan imparatorlukların öykülerinin rehberliğinde bir yere varılabilir…”

YENİŞAFAK