Bütün bunlara “gözlerimizi kapatmaya” tam gaz devam!

  • GİRİŞ05.07.2019 11:08
  • GÜNCELLEME05.07.2019 11:08

Evvela, arşivden çıkardığımız 5 Haziran 1993 tarihli Cumhuriyet gazetesinin ilk sayfasında yer verilen bir habere zum yapıyoruz... 

Haber “Aziz Nesin’e Ölüm Fermanı” başlığını taşıyor. Spotta, “MİT Müsteşarı Sönmez Köksal’ın Bayram öncesi Erdal İnönü’yü ziyaret ederek radikal İslamcıların Aziz Nesin’e karşı eylem hazırlığı içinde olduklarının saptandığını söylediğinden” bahsediliyor!

Yani, 2 Temmuz 1993’teki Sivas katliamından bir ay öncesinde yayınlanan bir haberden söz ediyoruz…

Peki, bu ibretlik örnek; hangi hadiseye benziyor?

Çarşamba günkü yazımızda atıfta bulunduğumuz Gizli Belge’deki derin olayla “aynı kapıya” çıkmanın bile ötesinde bir nevi “tek yumurta ikizidirler!”

Kısaca hatırlatalım…

19 Aralık 1989 tarihinde dönemin MİT Müsteşarı Teoman Koman ‘Çiçeği Burnunda’ Başbakan Yıldırım Akbulut’a gönderdiği gizli yazıda “İlerleyen günlerde; Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok gibi laik isimlere yurt dışından getirtilecek dinci militanlarca suikast düzenleneceği istihbaratının elde edildiğini” bildiriyordu!

(Bahse konu bu gizli yazı, 2009’da Cumhuriyet’te çıkan bir haberde yer aldı!)

*

Her iki hadisede de dönemin MİT Müsteşarı olan kişiler; ilkinde dönemin Başbakan’ını, ikincisinde ise dönemin Başbakan Yardımcısını (güya) uyarıyorlar!

Buna mukabil, ne oluyor?

BİR: Adları geçen laik aydınların tamamı 1990 yılında suikasta kurban gidiyorlar! İKİ: 2 Temmuz 1993’te ise Sivas Katliamı yaşanıyor!

Tepeden tırnağa, tedbir alması gereken yetkililerin hiçbiri nedense “tedbir alamıyorlar yahut almıyorlar!”

Mesela, dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’in tam da yazımızın girişinde bahsettiğimiz Cumhuriyet gazetesinin 5 Haziran 1993 tarihli nüshasında yer alan bir demeci var: Sezgin, “Benim gibisi zor bulunur” diyor!

Sahi, Sezgin gibi bakanlar; derin hadiselere “iyi perdeleme” yaptıkları için mi “zor bulunuyorlardı?”

*

Mevzubahis her iki dramatik hadisenin öncesinde yetkili siyasilere yapılan işbu sözde uyarıların; aslında 1990’daki laik aydın suikastlarının ve 1993’teki Sivas katliamının arkasındaki derin adresi “hasıraltı etmeye yaradığını” görmek zorundayız!

Dönemin adı geçen istihbarat müsteşarları da; bu arada “gerekli uyarıyı yapmış ve işin içinden sıyrılmış oluyorlar!”

TÜM YOLLAR, NEREYE ÇIKIYOR?

1990’daki laik aydın cinayetlerinin de; 1993’teki Sivas Katliamının da perde arkasında Türkiye’deki Gladyo vardır:

Müsteşar sıfatını taşıyan elemanlarına malum uyarıları yaptırtan da; gerekli tedbirlerin alınmasına, kukla siyasetçileri vasıtasıyla engel olan da; 1990’daki suikast zincirini, piyonu terör örgütünün tetikçilerine havale eden de; üstüne 1993’te Sivas’ta Özel Harpçi elemanlarına sahne aldıran da aynı Derin Karargâhtır!

O süreçteki tüm cinayetlerin faturası ise fevkalade konforlu yalanlar üzerinden “dincilere” çıkarılmıştır!

TARİHLERE DİKKAT

25 Ekim 1989 tarihinde Dursun Karataş ve Bedri Yağan’ın cezaevinden adeta ‘güle oynaya’ kaçmalarını sağlayan Gladyo “sahte bayrak” gösteren Dev-Sol’unu yeniden canlandırıp 1990’daki laik aydın cinayetlerine tetikçi olarak tayin etmiştir!

Cezaevinden kaçışlar ile Teoman Koman’ın yeni başbakan Akbulut’a gönderdiği gizli yazının arasında “sadece elli beş gün” vardır.

ASIL GÖREV YERİ NERESİYDİ?

Bir önceki yazımızda bahsettik: 2011’de medyaya “Madımak’ı biz yaktık!” diye itirafta bulunan, ismi verilmeyen Özel Harp görevlisi H.Ç; “Sivas’ın emrini dönemin Üçüncü Ordu Komutanı Teoman Koman’dan aldık” demiştir!

Buradan çıkan nedir? Mister Koman’ın “asıl veya gizli görevi, Gladyo Hiyerarşisi içindedir!

“İstihbaratın Asker Müsteşarı” sıfatını taşırken de, “Üçüncü Ordu’nun Komutanı” iken de; Türkiye’deki Gladyo’nun işbu infaz direktiflerini yerine getirmek için “organizasyonu yapan/emirleri veren” kişi olduğu anlaşılıyor.

Başvekil Menderes’in idam edildiği 17 Eylül 1961 tarihine gittiğimizde; Teoman Koman’ın “derin görev” geçmişinin çok daha eski yıllara dayandığını görebiliriz!

Menderes’in idamından bir gün sonra eşyaları liste halinde tutanağa geçirildiğinde, eşyaları teslim alanların başında Topçu Üsteğmen Teoman Koman vardı: Yani? Menderes asılırken, Mister Koman Olay Yeri’nde görevlendirilmiştir!

‘İLK KURŞUNU ATAN’ KİMMİŞ?

1993’ün ilk iki ayında İsrail’de patlayıcı eğitimi, 1996’da ise ABD’de üç ay Kontrgerilla eğitimi almış olan bu Özel Harpçi H.Ç’nin; Sivas itiraflarıyla (2011) finali yapalım:

“Erzincan’da poligon birliğindeydik. Teoman Koman geldi ve Sivas’ın talimatını verdi!

İki gün öncesinden Sivas’taydık: 13 kişiydik ve ikişerli gruplara ayrıldık. Bir kişi geri bırakıldı. Halkın arasında epeyce dolaşıldı. Jitem’den gelen bilgilerden istifade edildi. İşimiz, insanların Madımak Oteli’nin önünde toplanmasını sağlamak, taşı atmak ve sonra çekilmekti…

Başlarken, beşinci gruptaki bir arkadaşımız ilk kurşunu attı. Arkasından molotof kokteylleri geldi. Görevimiz kargaşayı çıkarmaktı. Yapmamız gerekeni yaptık!” 

Yeni Şafak

Yorumlar1

  • zülüm 4 yıl önce Şikayet Et
    ateşleri bol olsun
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat