Söz bitti; harekât resmen başladı: TSK’nın Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonu, Türkiye’nin bekası için mecburi istikamettir.

Dostlara güven verir, düşmanlara korku salar!

Bunca gecikmeden sonra, nihayet Türkiye’mizin dediği oldu: Ankara’nın kararlılığı, Washington’a havlu attırdı.

Bağımsız Müslüman Türkiye’nin “dışarıdaki ve içerideki” bilumum düşmanları için fevkalade kötü bir haberdir.

Alayı, bölgedeki PKK’lı teröristler temizlenecek diye “karalar bağlamış” vaziyettedir!

*

Pentagon “Belirli bir bölgedeki ABD askerlerinin çekildiğini” duyurdu.

Yanki’lerin TSK’nın gireceği bölgeden tamamen çekilmeleri bekleniyor: Aksi halde, başlarına nelerin geleceği bellidir! (Bir Amerikalı yetkili, “Birliklerimizi 32 ile 42 kilometre geri çekme kararı aldık” dedi.)

*

Haydut ABD’nin Dışişleri Bakanlığı ise “Türkleri, askeri olarak engellemeyeceğiz” açıklamasını yaptı.

Bu bir “lütuf” değildir…

Ya, nedir? “Tarzan zordadır!”

Engellemeye çalışırlarsa; bölgedeki YPG/PKK’lı teröristleriyle birlikte etkisiz hale getirileceklerini çok iyi biliyorlar!

SON TEHDİTLER DE ÇÖPE GİTTİ

Fırat’ın doğusuna yönelik askeri operasyon için, Türkiye kararlı duruşunu bozmadı: Washington’dan gelen muhtelif tehditlere kulak asmadı.

Son düzlükte; harekâtı engelleyebilmek uğruna iki adet tehdit daha geldi…

Evvela, Donald Trump’a çok yakın bir senatör olan Lindsey Graham “Türkiye Suriye’ye adım atarsa ekonomik yaptırım uygularız” diye aşağılık bir tehdit savurdu!

Ardından, “Esas Oğlan” Sarı Kovboy sahne aldı; Twitter’dan Türkiye’yi şöyle tehdit etti:

“Şayet, Türkiye, eşsiz bilgeliğim içinde sınırları aşma olarak kabul edeceğim bir şey yaparsa, daha önce yaptığım gibi Türkiye ekonomisini mahvedipyok edeceğim.”

Bu aşağılık replik, bir kere daha gösterdi ki…

Amerikan Diplomasisi &Amerikan Demokrasisi diye bir şey yoktur: Ya? Sadece “Amerikan Faşizmi” vardır!

*

Eh, bizlere de “Amerikan Faşizmine Karşı Omuz Omuza” demek düşer!

Üstüne bir de “Elinden geleni ardına koyma! İnceldiği yerden kopsun!” diye ekleriz; ekliyoruz…

Kahpe Trump’ın; işbu “af kurmasından” sonra (Karadeniz tabiriyle) ne oldu?

Sadece birkaç saat geçtikten sonra; bu Fırıldak Sarı Kovboy, ağız değiştirdi; gazetecilerin sorularını cevaplandırırken “Suriye’de hiç kimsenin tarafını tutmuyorum. Erdoğan ile iyi ilişkilerim var” demek zorunda kaldı!

Yani, nedir? Bu gibi durumlarda şöyle deniliyor:

-Maçası yemedi!

*

Sarı Kovboy, dün de bu çark edişini şu sözlerle sürdürdü: “Birçokları Türkiye’nin ABD’nin büyük bir ticari ortağı olduğunu unutuyor. Türkiye, F-35’lerin çelik gövdesini yapıyor”

“KAFAYI YİYENLER” CEPHESİ

Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki operasyonuna Karşı Çıkanlar Cephesi bunalımda!

Terör Devleti İsrail’in siyasetçileri; YPG-PKK’lı teröristlere destek mesajları yayınladılar:

“Türkiye’nin saldırısı altındaki Kürt halkına dua ediyoruz” diyerek yaptıkları “optik çarpıtma” ile bir defa daha PKK terör örgütüne koltuk çıktılar.

Terör örgütünün hamilerinden Avrupa (Kahpe) Birliği de Siyasi Çözüm zırvasıyla “Türkiye’nin askeri operasyonuna karşı olduğunu” beyan etti!

Türkiye’nin askeri operasyonu karşısında; hem Fransa’nın hem de Almanya’nın etekleri tutuştu ve bu AB İkilisi Türkiye’ye askeri harekâttan kaçınma çağırısında bulundular: Suriye’nin kuzeyinin PKK’lı teröristlerden temizlenecek olması onları bunalıma sokuyor!

*

Bitmedi: Bir de İçerideki Batıcılar var…

TSK’nın Fırat’ın doğusuna operasyonuna -aynen Batılı Devletler gibi- CHP ile HDP İkilisi (Biraderler) karşı çıkıyorlar!

Her iki partinin de aslında “Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin PKK devleti kurma planını desteklediğine” kuşku yoktur.

Türkiye’nin son operasyonuyla, bu plan berhava olacak, diye “karalar bağlamış” haldeler!

STRATFOR’CU SEZGİN

CHP’deki HDPKK’lı Sezgin Tanrıkulu “Hükümet, oradaki savaşa müdahil olarak, Suriye’yi yaşanmaz hale getirdi. Kimin toprağında kime güvenli bölge oluşturacaksınız?” diye feveran ediyor…

“Gölge CIA” olarak bilinen Stratfor’un “TR-705 Plakalı” mutemet elemanı olan Mister Tanrıkulu da “Sam Amca’sının Suriye’de PKK devleti kurma planı akamete uğrayacak” diye çıldırıyor!

“1999’daki Türkiye ziyaretinde, Bill Clinton’ın kucakladığı” Etki Ajanı Sezgin Tanrıkulu’nun; Haydut Devlet’in yaklaşık on iki bin kilometre öteden gelip, Suriye’deki malum teröristleri eliyle Türkiye’yi hedef almasından yana hiçbir şikâyeti yok!

Ha, gerçekte “Suriye’yi yaşanmaz hale getiren malum devletlerin” hiçbirinden de şikâyet etmiyor; bu minvalde, elemanı olduğu Washington’ın “namı hesabına” Türkiye’ye iftira atıyor!

YENİ ŞAFAK GAZETESİ