Şavşat-Ardanuç karayolunda seyir halindeki konvoya yönelik saldırıda, CHP’liler yara almadan kurtuldu ancak, konvoyun güvenliğini sağlayan öncü jandarma ekibindeki bir asker şehit oldu.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’deki harekâtını gündemden düşüren bu olayın şifrelerine bakmakta fayda var.

Öncelikle; terör örgütlerinin, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra oluşan ortamdan faydalandığını söylemek yanlış olmayacaktır.

CHP liderinin içinde bulunduğu parti otobüsünün güvenliğini sağlamak için yoğun önlemler alınması, bölgede silahlı terör örgütü/örgütlerinin faaliyette bulunduğunun ilk sinyali oldu.

Amaç kaos ortamı

Yaşanan saldırının ilk hedefi, darbe girişimi sonrasında “kaos ortamı” yaratmayı amaçlıyor.

Geride bıraktığımız bir hafta içinde Diyarbakır, Van, Elazığ, Bingöl, Hakkari’deki terör eylemlerine Artvin’deki CHP konvoyuna yönelik saldırının eklenmesi kesinlikle bir tesadüf olarak açıklanamaz.

Bunun gerekçelerini sıralamadan önce, Kılıçdaroğlu ve CHP heyetine yönelik saldırıyı, Karadeniz bölgesinde faaliyet yürüten küçük PKK grubunun yanı sıra, geçen nisanda Büyüteç’te duyurduğumuz Halkların Birleşik Devrim Hareketi’ne (HBDH) bağlı bir grubun yapmış olması olasılık dahilinde.

PKK’nın teklifiyle 9 yasadışı örgüt bir araya geldi.

TKP/ML, MLKP, Devrimci Komünistler Partisi (DKP), TKEP/Leninist, Maoist Komünist Parti (MKP), TİKB, Devrimci Karargâh, THKP-C/MLSBP adlı örgütler Suriye’de toplandı.

Lazkiye toplantısı

PKK’lı Duran Kalkan’ın koordinesinde oluşturulan ve Türk Solu içinde yer alan 9 örgütten oluşan HBDH’nin 23 Şubat’ta Lazkiye’deki toplantısının kararlarına bakıldığında, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi örgütün ana eylem bölgeleri içinde 4. bölgede yer alıyor. Yeni yapıda, 4. Bölge, Tunceli, Erzincan, Tokat, Giresun, Ordu, Trabzon’dan oluşuyor.

Lazkiye toplantısında alınan kararlardan birisi de; “Gidilen il, ilçe ve beldelerdeki siyasi parti temsilciliklerine, farklı grup görüntüsü verilerek tahrip eylemleri yapılacak. Özellikle Karadeniz, Kayseri, Erzurum gibi illerde HDP temsilciliklerine saldırı yapılıp kaos ortamı oluşturulacak” talimatı olmuştu.

PKK’nın yeni taktiği

Bu yapının dışında, PKK’nın yeni süreçteki faaliyetleri, önemli gösterge olacaktır.

Bu çerçevede, Emniyet Genel Müdürlüğü, 16 Ağustos’ta il emniyet müdürlüklerine gönderdiği yazıda şu bilgilere yer aldı:

“PKK’nın üst düzey yöneticileri arasında gerçekleşen telsiz görüşmelerinde; 15 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla yeni bir hamle sürecine girildiği terörist başına yönelik politikaların kabul edilemez olduğu, daha fazla risk alınarak tüm örgüt güçleri ile harekete geçilmesi gerektiği, darbe girişimi sonrası oluşan fırsatın değerlendirilerek harekete geçilmesi gerektiği, kısa vadede etkili sonuç alınabilecek eylemler yapılması gerektiği, tüm örgüt mensuplarının sürece etkin olarak katılması gerektiği talimatları verildi.”

Bu talimatların dışında; PKK yönetimi, Doğu ve Güneydoğu’daki eylemlerin “kısa sürede manşetlerden düşmesi” ve her iki bölgeyle birlikte Ankara ile İstanbul’da yapılan eylemlerin “örgütün kendisini tekrar ettiği”nden hareketle, “her zaman her yerde eylem yapılacak” mesajını vermek için bugüne kadar eylem yapılmayan yerlerde eylem yapılması talimatlarının kadrolarına ulaştırdı.

İstihbarat birimleri, bu eylemlerde genel olarak HBDH’nin devreye gireceğini ve halkın tepkisini almamak amacıyla güvenlik güçlerine yönelik eylemler yapılacağı bilgisine ulaştı.

Bu noktada, saldırıyı gerçekleştirenler henüz yakalanamadığı için eylemin asıl hedefinin CHP konvoyu mu yoksa, önceki gün Antalya Kemer’de yaşanan güvenlik güçlerine saldırı eylemine benzer bir saldırı mı olduğu kesinleşmedi.

PKK’nın 15 Temmuz sonrasındaki talimatlarına bakıldığında, Elazığ, Kemer ve Artvin’deki eylemler şaşırtıcı değil.