Farz edelim...

1 Nisan sabahı Ak Parti Ankara'yı, İstanbul'u, Bursa'yı ve birçok belediyeyi kaybetti...

Farz edelim, Yozgat, Bayburt, Erzurum, Konya gibi iller haricinde hiçbir varlık gösteremedi...

Ne mi olur?Anlatayım...

Karşı tarafın zafer çığlıkları olacak elbette, eyvallah bu normal...

Yeni olanın, bu zafer çığlıklarının bizim mahalledende yükselecek olması, bugüne kadar ne Erdoğan'ı ne Ak Parti'yi eleştirmeyenler eleştirmeye başlayacak, önce ufak ufak sonra bağıra bağıra. O medyada hükümet yanlısı gibi durup ama aslında güç kimdeyse ben ona yanaşırım siyaseti güden zavallılar ve onların haber siteleri ve gazeteleri çekecek bu işin başını.

Şöyle yapmasaydın, şuraya girmeseydin, kavga etmeseydin diyecekler...

Muhalefet onyıllar sonra zafer kazanmanın vermiş olduğu özgüvenle, daha da acımasızca yüklenecek iktidara, iftiralarını ve karalamalarını ve tweetlerini ikiye katlayacak...

Ellerini oğuşturarak Erdoğan’ın düşmesini bekleyen uluslararası siyonizmin ve onların dış ülkelerdeki taşeronlarına gün doğacak, bugüne kadar Erdoğan'ı bir eleştiren avrupa birliği bundan sonra iki eleştirecek, yapmış olduğu dolar operasyonun meyve verdiğini gören abd, Ortadoğu'daki planlarının önündeki en büyük engel olarak gördükleri Erdoğan'dan kurtulmak için operasyonlarının dozajını artıracak...

Fetö rahat bir nefes alacak, lağım fareleri gibi dünyanin dört bir tarafına dağılmış hainlerin 4 yıldır birbirlerini "bu günlerde geçecek" diye avuttuğunu bilmeyen yoktur herhalde. Geçecek dedik geçiyor işte diyecekler ve fitne çıkarmak için her fırsatı değerlendiren kriptolar daha da bir şevkle karıştıracaklar fitne kazanını....

Gezide memleketin altını üstüne getiren çapulcular, Ak Parti'nin bu kısmi yenilgisinden yüz bularak sokakları yeniden karıştıracak...

Bu yenilgi can çekişen pkk'ya cansuyu olacak, Süleyman Soylu gibi bir beladan kurtuluyoruz hevaller diye ümitlenecekler...

Bize diş bileyen herkese iyi gelecek emin olun..

Amma...

Heveslenenlere söylüyorum, üstte sıraladıklarımı sizin ümitlerinizle dalga geçmek için sıraladım...

Bütün bunların boş bir hayal olduğunu, sandıktan böyle bir sonucun çıkmayacağını bilin...

Halep oradaysa arşın 31 Mart'ta...

Neden mi?

Ben derin Anadolu'ya güveniyorum, sizler gibi patates patlıcan hesabı yapmayan, 1000 yıllık feraseti ile üzerine oynanan oyunu iliklerine kadar hisseden Sivaslı Ahmed'e, İnegöllü Ayşe'ye güveniyorum...

Vatanı tehdit altında olduğunda, balkonundan darbecilerin F16'sına düdüklü tencere fırlatan Cevdet Ağabeye güveniyorum...

Şalcı Bacının, Seyyid Onbaşının torunlarına güveniyorum...

Size bu sevinci yaşatmazlar...

Onlar bu ülkeyi sokakda bulmadı...

Size bırakmazlar... 

Tuğrul Selmanoğlu