BM ‘aç’ diyeceğine neden ‘dur’ demiyor?

  • GİRİŞ11.02.2016 09:50
  • GÜNCELLEME11.02.2016 09:50

Gelenler şimdilik Suriye tarafında AFAD ve Kızılay tarafından oluşturulan kamplarda kalıyor. Şu anda da Suriye topraklarındaki 9 ayrı kampta 50-60 bin kişi var, yeni gelenler için de bir kamp daha yapılıyor. Çünkü savaşın başından bu yana “açık kapı” politikası uygulayan Türkiye’nin yeni stratejisi şimdilik bu. Yani yaralılar, hastalar, yaşlılar ya da orada yaşamını sürdüremeyecek durumda olanları içeri almak, diğerlerini sınırın öte yanında güvenli bir şekilde barındırmak. Ancak bu durum gelişmelere bağlı olarak her an değişebilir ve ilk zamanlarda olduğu gibi sınıra gelen herkes Türkiye’ye alınabilir.

Nitekim Cumhurbaşkanı da “gerekirse” vurgusuyla bunu açık ve net dile getirdi. Başbakan da “Türkiye’nin zorda olan, canını kurtarmaya çalışan kimseye kapısını kapatmadığını, kapatmayacağını” söyledi. O nedenle, BM’nin Türkiye’ye Halep’ten kaçan mültecilere kapıyı hemen açma çağrısına hiç gerek yok. Hele de bunun bir uluslararası yükümlülük olduğu gibi hatırlatmalara... Zira başından beri uygulanan Suriye politikası doğrudur, yanlıştır tartışılır ama 3 milyon Suriyeliyi barındıran ve bugüne kadar yaptığı harcamaların tutarı 10 milyar doları bulan Türkiye’nin savaştan kaçanları koruma yükümlülüğü konusundaki duyarlılığı asla. Üstelik de Avrupa’nın “Aman bize gelmesinler” tavrı ortadayken ve bu konuda pazarlıklar sürerken. Onun için Türkiye’ye sınırı aç çağrısı yapan BM’nin aynı hassasiyeti neden Rusya’ya “dur” deme noktasında göstermediğini soranlar da var. Örneğin, Türk Kızılayı Genel Başkan Vekili Dr. Kerem Kınık diyor ki:

“Eğer sorgusuz, sualsiz sınır açılırsa bölgedeki halkı tehcir etmek isteyen Rusya ve Esad ‘nasıl olsa Türkiye geleni alıyor’ diyerek cesaretlenir. Onlar bölgeyi kimsenin yaşamadığı bir alan haline getirmek istiyorlar. Kaldı ki bu son kapıya dayanma hadisesinde gelenlerin büyük bir kısmı yeni kaçanlar değil hali hazırda oradaki kamplarda yaşayan insanlar. Dolayısıyla, Türkiye’ye kapıları açın diye baskı yapıyorsanız, daha yüksek şiddetle Rusya’ya ve Esad rejimine katliamları, saldırıları durdurun demeleri gerekir ama bu olmuyor.”

Neden olmadığı açık sorunun kaynağı Rusya BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi, bu durumda da BM’den Rusya’nın aleyhine bir karar çıkması mümkün değil. Bu arada Rusya’nın masum insanları değil, IŞİD’i hedef aldığını düşünen ya da öyle görmek isteyen ülkeler de var. Açıkçası, BM’den böyle bir hareket beklemek hayal ama BM’yle ilgili yardımlarda çekingen davrandığına dönük iddialar da var. Dr. Kınık devam ediyor:

“BM’ye insani yardım noktasındaki kaynaklarını anımsatarak ‘Suriye’nin içinde oluşturulan kamplardaki mülteciler için bize destek verin’ diyoruz ancak çekingen davranıyorlar ve biz burada kamp oluşturmayalım, Türkiye’nin içine alın, veririz gibi bir yaklaşım var. İki ateş arasında kalıp bölgede sıkışan insanlara normalde uluslararası yardım BM aracılığıyla gidiyor. Şu an Kilis-Halep hattı kapalı. Reyhanlı-Ceylanpınar-Halep hattı açık ama her an kapanma riski var. O hattan içeriye buğday, un, şeker, tuz gibi temel ihtiyaç maddeleri konusunda yığınak yapalım, bölgede yüz binlerce insan var dedik, kabul görmedi.”

Bunlar mültecilerle ilgili sorunun güney cephesi, bunun bir de batısı var ve orada  durum hepten farklı. Çünkü Türkiye’ye güney sınırını aç çağrısı yapanlar batı sınırı için “Aman kapat, mülteciler bize gelmesin” diyorlar. Gerekçe olarak da kendi ülkelerinin güvenlik ve istikrarını öne sürüyorlar. Hatta sığınmacı akınını engellemek için NATO gücünü bile devreye sokmayı planlıyorlar. Ancak savaştan kaçanları koruma yükümlülüğünün her ülke için geçerli olduğunu hiç düşünmüyorlar...   

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat