Fırat Kalkanı TSK’ya moral oldu

Türkiye Cerablus harekatıyla IŞİD’i sınırdan kazımak, ABD destekli Kürt koridorunu engellemek ve güvenli bölge oluşturmak adına çok stratejik bir hamle yaptı.

  • GİRİŞ29.08.2016 10:10
  • GÜNCELLEME29.08.2016 10:10

Bu zor görevi de FETÖ’nün gölgesi ve darbe girişimi nedeniyle zor günler yaşayan Türk Silahlı Kuvvetleri başardı. Yani Fırat Kalkanı harekatı hem halkımız hem de TSK’ya büyük moral oldu. Nasıl olmasın ki, devletin hangi organına baksan FETÖ’ye satılmış kadrolar vardı, çok sayıda general, üst rütbeli subay ve savaş pilotunun ayıklanmasına rağmen bu “pisliğin” ordunun büyük çoğunluğunu kirlettiği söyleniyordu. Dolayısıyla da ister istemez hem askerde hem de sivilde bunun tedirginliği yaşanıyordu. Hatta bu nedenle askeri itibarsızlaştırmaya çalışanlar dahi çıktı. Ancak gördük ki “gerçek askerler” duruma hakim ve her zamanki gibi verilen görevi hakkıyla yerine getirdi, getiriyor...

Dün bu konuyu Balyoz davasından 18 yıl hapse mahkum edilen ve 40 ay hapis yatan, yani FETÖ mağduru emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ile konuştum. Ki o general 15 Temmuz gecesinde de sokaktaki askerlere “Bunlar darbe yapıyor. Kışlaya dönün” diyerek askeri birliğin çekilmesini sağlamıştı. O nedenle Yavuz’a öncelikle “TSK’nın 15 Temmuz’dan sonraki ruh halini” ve “Fırat Kalkanı harekatından sonra nasıl hissettiğini” sordum. O da şu yanıtları verdi:

Silahlı Kuvvetler güven üzerine yürür ve emir komuta ilişkileri bu çerçeveye bağlıdır. Muhtemelen çok büyük psikolojik bir travma olmuştur. Çünkü bazı insanlar darbeciler için ‘bunlarda bizim komutanımız mıydı, bize emir veren insanlar mıydı’ diye bir hayal kırıklığı yaşamışlardır. Bu büyük moral bozukluğu

Şu an dışarıdaki bir insan olarak benim bile çeşitli dönemlerde emrimde olmuş insanların isimlerini o whatsapp yazışmalarında görünce moralim bozuldu ‘bu kadar mı yaygınlaşabildiniz’ diye kendi kendime sorular sordum. Ama şöyle bir yanı da vardır herkes yaşananlardan bir ders çıkarmıştır mutlaka. En önemli ders de şu; asker komutanından emir alır. Dışarıdan başka bir yerden emir almaya kalkarsa ya başı ağrır ya başı kopar.

Cerablus harekatı TSK’nın yeniden çok büyük bir özgüven kazanmasına neden oldu. Suriye gibi bir yere girilerek ‘ben sizin hafife aldığınız bir silahlı kuvvetler değilim. Yapabileceklerim çok önemli ve ülke için çok gerekliyim lütfen benimle fazla oynamayın’ dedirtti herkese...

TSK’ya ihtiyacımız var

Yavuz ile Cerablus harekâtının Türkiye açısından önemini, Suriye’deki olası gelişmeleri, TSK’daki FETÖ temizliğini ve ordunun yeniden yapılanmasını da konuştuk. Yavuz’un bunlara dönük öngörüleri de şöyleydi:
n Bu operasyonun birinci bacağı ama esas olması gereken bir de ikinci bacağı var. O da Fırat’ın batısının tamamen emniyete alınmasıdır. Süleyman Şah Türbesi’ni boşaltmıştık biliyorsunuz o türbenin oraya yeniden inşa edilmesidir ve Fırat’ın batısında kalan alanın tamamen güvenlikli bir hale getirilebilmesidir.
n Şu anda kullanılan kuvvetlerden daha fazlasına ihtiyaç olacaktır orada. Kobani ile Afrin arasında kalan bölgenin Suriye rejimi tarafından kontrol edilinceye kadar silahlı kuvvetlerin kontrolünde olması şart. Yoksa kuzeyden kapatırsınız daha aşağıdan güneyden gider adam birleştirir koridoru. Silahlı kuvvetlere çok ihtiyacımız var. 90 kilometre uzunluğunda 35-40 kilometre derinliğinde bir alanın kontrol edilmesi gerekiyor Herkesin el birliğiyle silahla kuvvetlere sahip çıkması lazım.

Ordu safrayı kusar

Fethullahçı yapılanma ordu içerisinde çok uzun zamandan beri yaptığı çalışma sonucu bu seviyeye geldi. Bunda hem siyasi iktidarlar hem de silahlı kuvvetleri yönetenler hepimizin ben dahil çeşitli hataları oldu ve bu sonuç ortaya çıktı ama buna dayalı olarak şimdi silahlı kuvvetlerin komuta yapısında acil değişiklikler yapmak doğru değil. Siyasi iradenin asker üzerinde mutlaka hakimiyeti olmalıdır bundan daha doğal bir şey olamaz. Asker siyasete itaat eder bu da temel kuraldır ama bir temel kural daha var askere ait içişlerini asker kendi düzenlemeli siyaset oralara fazla müdahil olmamalı ve siyasete karşı her ortamda fikrini özgürce söyleyebilmeli
Fethullahçıların bu kadar güçlenmesinin sebebi silahlı kuvvetlerde Balyoz, Ergenekon operasyonlarıyla korku imparatorluğu yaratılması ve 15 Temmuz akşamı bir çok subayın ve generalin ne yapacağını bilemez duruma getirilmesidir. Doğru adımlar atılırsa ordu  bu süreçten daha güçlü olarak çıkar çünkü silahlı kuvvetlerin tabiatı sadece komutanından emir alan bir yapıya izin verir diğer bir yapıyı kusar kabul etmez...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat