Kim korkar Suudi Arabistan’ın değişmesinden?

  • GİRİŞ06.03.2015 09:34
  • GÜNCELLEME06.03.2015 09:34

Normal şartlar altında pek de dinamik olmayan bir dış politika çizgisine sahip Suudi Arabistan, ideoloji ile reel politiği ayırt edebileceğine dair bazı sinyaller vermekte. Bu sinyallerden hareketle Suudi Arabistan’ın bölgesel harekat planında potansiyel bir değişimin bölge için ne anlam ifade edeceği sorusu Mısır’dan Suriye’ye, Birleşik Arap Emirlikleri’nden İsrail’e kadar birçok ülkeyi yakından ve derinden ilgilendirmekte. Bu sebepten bir süredir bu konuda birçok yazı kaleme alınılıyor. 

Arap basınından özellikle Suudilerle bağlantılı mecralarda bir değişimin olabileceğine dair analizler ağırlıkta. Geçtiğimiz günlerde Al-Hayat gazetesinde yayınlanan Halid el-Dahil’in makalesi özellikle dikkat çekiciydi. Yazı boyunca Suudi Arabistan’ı reel politiğe davet eden el-Dahil, hem İsrail hem de İran yayılmacılığına karşı Türkiye-Suudi Arabistan-Mısır’ın ittifakının bir gereklilik olduğunu söylüyor ve özellikle Suudi Arabistan’ı dış politikasında bir ince ayar yapmaya çağırıyor. Aslında benzer yazılar yakın zamanda Abdulrahman al-Rashid gibi Suudi yönetimine yakınlığıyla bilinen gazeteciler tarafından da yazıldı. 

Hamas üzerindeki baskı hafifleyebilir 

El-Dahil’in yazısını konu alan yazısında Haaretz yazarlarından Zvi Barel de Suudi Arabistan’daki değişimin ne anlama geleceğini analiz etmiş. Muhtemel bir değişimin İsrail’i yakından ilgilendiren iki aktör için güçlü sonuçlar çıkarabileceğini yazmış. Barel’e göre Suudi Arabistan’ın Mısır politikasını gözden geçirmesi ile Hamas tekrar Arap dünyasının desteğini alan bir parti haline gelebilir. Eğer Suudi Arabistan yeni bir stratejik okuma yaparsa Müslüman Kardeşler gibi mutedil Sünni hareketlerle ilişki kurmak hem İran’a ve hem de IŞİD’e karşı etkin bir silah olabilir. Tabii ki bu durumdan Suudi Arabistan’ın İslamcıfobisi’ni körükleyerek istifade etmeye çalışan İsrail olumsuz olarak etkilenecek. Hem sağlam müttefiki olan Sisi’nin Mısır’ı dizginlenecek hem de baş düşmanı olan Hamas üzerindeki baskı hafifleyecek. 

Kaybeden İsrail ve İran olur 

Her iki yazı da ortaya koydukları analiz itibarıyla değerli ve isabetli. Daha önce bu köşede yazdım: İsrail ve İran yayılmacılığına karşı Mısır ve Suriye’de Türkiye ve Suudi Arabistan’ın asgari müştereklerde buluşması ve yeni bir strateji ortaya koyarak birlikte hareket etmesi gerekiyor. Buna Türkiye’nin fazlasıyla hazır olduğunu söyleyebiliriz. Fakat Suudi Arabistan’ın bir öncelikler sıralaması yapması gerekiyor. İslamcıfobisi üzerinden Suudi Arabistan’ın ve bölgenin içerisine çekildiği stratejik kuşatmadan akılcı ve gerçekçi bir dış politika okumasıyla sıyrılması mümkün olabilir. İki ülke- Mısır ve Suriye- tüm bölgede yeni bir dönemin başlamasına sebep olabilecek enerjiye sahip. Eğer bu iki ülkede İsrail ve İran gerilerse Suudi Arabistan’ın da dahil olduğu bölge kazanır. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat