Suudi Arabistan’da eski-yeni dönem

.

  • GİRİŞ23.06.2017 08:46
  • GÜNCELLEME23.06.2017 08:46

Suudi Arabistan’da uzun süredir beklenen gerçekleşti ve 32 yaşındaki Muhammed bin Selman (MbS) veliaht prens pozisyonuna getirildi. Krallık alışılmadık bir süreçten geçiyor son birkaç yıldır. Kral Selman önce yeğeni Mukrin’i veliahtlıktan azledip yerine Muhammed bin Naif’i (MbN) getirmiş, oğlu MbS’yi de veli veliaht yapmıştı. MbN Suud’un güvenlik bürokrasisinde etkin bir isimdi ve krallığa doğru giden süreçte etkinliğini daha da artıracağı yorumları vardı. Aynı zamanda ise bu değişikliğin MbN’nin değil, oğul MbS’nin önünü açmak için yapıldığı analizleri de yaygındı.

Kısa süre içerisinde ikinci analizin daha doğru olduğu ve sürecin MbS’nin veliahtlığı üzerine evirildiği anlaşılacaktı. Suudi sistemini yakından bilenler, veliahtların çok sivrilmediğini bilirler; MbN de siyasi manevra kabiliyetinin kısıtlandığı bu dönemde sessizliğini korudu. MbN’nin siyaseten eridiği bu dönemde sivrilen ve hareket alanını sürekli genişleten MbS oldu. Savunma bakanı olarak görev yapan MbS, son yıllarda Krallığa dair önemli tartışma konularının da merkezinde yer aldı. Bunlardan birisi Yemen müdahalesiydi. İran’ın Yemen’deki nüfuzunun kırılması ve Husilerin dize getirilmesi üzerine kurulu olan bu müdahale, MbS’nin imzasını taşıyordu. Ekonomik sıkıntılar yaşayan krallığın sosyal ve ekonomik reformunu içeren 2030 vizyonunun da mimarı MbS’ydi. Aynı zamanda Katar’a karşı yaptırımlar da yakın ilişkiler içerisinde olduğu Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayid (MbZ) ile MbS’nin ortak projesiydi.

Krallığın Biat Konseyi’nde 34 üyeden 31’inin MbS’yi veliaht prens olarak seçmesi Suudi sistemine dair şu noktanın altını çiziyor: Kralın gücü mutlaktır, konseyin çok fazla hareket alanı yoktur. Zira MbS’ye dair çekinceler sadece 3 üyenin karşı çıkmasını sağlayacak kadar az değildi. Yaşı, tecrübe sıkıntısı, şahin yaklaşımları ve tartışmalı operasyonları MbS’yi uzun süredir spotların altında tutuyordu. Diğer taraftan ise MbN, içeride güçlüydü ve tecrübesi (özellikle terörle mücadele) ile ön plana çıkıyordu. Her halükarda 32 yaşında bir ismin veliaht konumuna gelmesi bir nevi devrim niteliğindeydi. Bütün bunlara rağmen Kral Selman’ın ağırlığı MbS’nin önündeki tüm engelleri ve konseydeki çekinceleri ortadan kaldırdı.

MbS şimdiye kadarki tasarruflarıyla hem Körfez’de hem de bölgede etkisini hissettirdi. MbS’nin bölge okumasında BAE ile güçlü örtüşmeler var: Katar, Müslüman Kardeşler, Suriye, Mısır, Libya ve daha fazlası. BAE’nin MbS için birçok mecrada PR çalışmaları yaptığı biliniyor. Bu örtüşmelerin MbS’nin veliahtlığında ve/veya krallığında ortak operasyonlara dönüşmesinin bölge istikrarına yansımaları oldukça yıkıcı olabilir. BAE’nin kendi gündemini Suudi Arabistan’a kabul ettirmesinin maliyeti en fazla Suudi Arabistan’a çıkar. Tabiri caizse BAE’nin “tuzu kuru”; fakat aynı şey Suudi Arabistan için geçerli değil. Çünkü MbS’yi veliahtlığı ve krallığı döneminde birçok sorun bekliyor:

İran yayılmacılığına karşı dişe dokunur bir strateji ortaya koyulmuş değil, bölgedeki çatışmalar (özellikle Yemen) bitirilebilmiş değil, güvenlik konusunda Batı’ya bağımlılık kırılabilmiş değil, petrole dayalı ekonomi çeşitlendirilebilmiş değil, Krallık içindeki kırılganlıklar ortadan kaldırılabilmiş değil. Hal böyleyken Suudi Arabistan’ın müstakbel kralının bölgesel kutuplaşmayı derinleştirmekten ziyade; hem bölgesel istikrarı artıracak hem de Suudi Arabistan’ın ilişkilerini çeşitlendirmek suretiyle tahkim edecek bir gündem oluşturması şart. Katar ve saçaklanmaları gibi suni gündemlere boğulmak, Suudi Arabistan’ın asıl sorunlarının çözülmesine engel olacaktır.

Yorumlar1

  • yorgun yorumcu 6 yıl önce Şikayet Et
    islam aleminin başına bir ENGEREK yılanı daha salıverildi, inşallah kendi başını yer
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat