Bir gülüm var içinde

  • GİRİŞ27.07.2017 08:58
  • GÜNCELLEME27.07.2017 08:58

‘Dersim bir bağ içinde’ diye başlayan Türküyü bilirsiniz; Tunceli’yi ilk gördüğünüzde gerçekten bir güzellikler şehri olduğuna şahit olur, zihninizdeki imajla gerçek arasındaki farktan dolayı muhtemelen şaşırırsınız. Yıllardır bu şehirle ilgili anlatılan kara propaganda ister istemez bunda etkili olmuştur. Dersimle ilgili oluşan, oluşturulan imajın nasıl bir haksızlık olduğunu düşündüren birçok şey vardır. Bu haksızlığın başında gelen ise yıllardır burayı baskı altına almaya çalışan terör örgütlerinin bu şehre yaptıklarıdır. Böyle güzel bir şehrin terör örgütleriyle beraber anılması nasıl bir zulümdür!

23 Yaşındaki Öğretmen Necmettin Yılmaz’ın Tunceli’nde PKK tarafından şehit edilmesi bütün yurtta üzüntüye sebep olduğu gibi Tunceli’de de acıya ve tepkiye sebep oldu. O şehit haberi bağ içindeki gülün sökülüp atılması, solup yok olmasıdır. CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol’un TBMM’de yaptığı haysiyetli çıkış, CHP Tunceli İl Başkanın şehit cenazesinde yaptıkları konuşmalar ve parti teşkilatlarının teröre karşı yürüyüşü gerçekten alkışlanacak niteliktedir. Keşke CHP Genel Başkanı Tuncelili Kılıçdaroğlu da bu yürüyüşe katılarak İstanbul yürüyüşü ile ilgili kamuoyunda tartışılan iddialara da cevap verseydi.

Teröre karşı tavır

CHP, terör karşısında eğip bükmeden Tunceli milletvekili gibi cesur tavır almaya cesaret ettiği, PKK çizgisindeki partiyle işbirliği lüzumu doğar hesapları yapmadığı zaman bir ayak bağından kurtulmuş olacağını göremez mi? Tunceli Milletvekili terör örgütünün gölgesinde siyaset yapanların ağızlarından düşürmedikleri barışın ölüm, özgürlük kelimesinin bölgeyi baskı altına alıp zulmetme olduğunun tanığıdır. Konuşmalarını dinleyince onun aynı zamanda, yoksul aileleri korkutup yıldıran, tehdit eden 14-15 yaşındaki çocuklarını ellerinden alıp dağa çıkaran, çocuk istismarcılığının her türünde uzmanlaşmış bu yapıyı çok iyi tanıdığını anlıyorsunuz. Sayın Vekil, ifade özgürlüğü, siyaset yapma hakkı gibi klişe sözlerle ört bas etmeye çalışılan gerçeği açıkça ortaya koymaktadır: Bütün bu söylenenler başkasını konuşturmamak, susturmak kendilerinden başkasına siyaset yapma hakkı tanımamak anlamına gelmektedir. Gürsel Erol bunları çok çok iyi bildiği için, onların sahte tavırlarına karşı açık ve cesaretle karşı durmaktadır.

Bugün etnik ayrılıkçı hareket üzerinden ‘siyaset’ yapmanın sonunun nereye vardığı açık bir biçimde ortaya çıkmış, bu tür siyaset anlayışı tamamen tükenmiş bulunmaktadır. Siyaseten terör örgütünün cinayetlerini, katliamlarını savunma misyonunu sahiplenme durumu ortaya çıkmışsa bunun üzerinde durup düşünülmesi zarureti vardır. “Terörün arkasına sığınıp bölge halkı üzerinde estirilen baskı ve şiddet ortamının, işlenen cinayetlerin, bir dönem FETÖ ve GLADYO eliyle politikaya dönüştürülen uygulamaların sonuçlarından beslenen PKK çizgisindeki siyasi oluşumlar şimdi sarsıntı geçiriyorsa, halkın kendilerine karşı tavır aldığını görüyorlarsa bu sebepsiz değildir.”

Eşit yurttaşlık ruhu

Bunun ilk nedeni şüphesiz devletin takip ettiği demokratikleşme reformları ve ülkenin her köşesindeki yurttaşlara götürdüğü hizmetlerdir.” Bu ülkenin Kürtlerinin, Zazalarının, Türkmen ve Tatarlardan ya da diğer etnik kimliklerden farklı olmadığı anlayışına dayanan eşit yurttaş hakları temelindeki milli siyaset, devlet içindeki ihanet çetesinin çökertilmesiyle vatanın dört bir yanında yankı bularak birlik duygusunu güçlendirmiştir.”

Bunun tahkim edilmesini sağlayacak olan ise Suriye’deki oluşuma bel bağlayarak, daha doğrusu o projenin bir parçası olarak çözüm arayışlarından ‘devrimci halk savaşı’ adı altında iç savaş çıkartmaya yönelen PKK/PYD canilerine karşı devletin etkili bir şekilde ortaya koyduğu terörle ‘yeni mücadele stratejisidir’. Halkla bütünleşerek, demokrasi içinde yaşama hakkını korumak için terörü tasfiye etmeye dönük siyasetin başarısı ülkenin geleceğinin teminatıdır.

Akşam

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat