Erdoğan’ın bölgesel rolü

  • GİRİŞ29.07.2014 09:25
  • GÜNCELLEME29.07.2014 09:25

Irak mezhep çatışmalarıyla uçurumun kenarına gelmiş durumda.

Zalim diktatörün baskısı sebebiyle Suriye’de yaşanan iç savaş mezhep, din ve etnik köken temelindeki ayrışmaları derinleştiriyor.

Mısır’da yaşanan darbenin arkasından gelen otoriter rejim bir siyasi harekete ve toplum kesimine yönelik ceberrut politikalar uyguluyor.

İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamlar anti-siyonizmi, batı karşıtlığını ve batının öne çıkardığı değerlere karşı antipatiyi daha da kışkırtıyor.

Din etiketli örgütlerin uyguladığı şiddet, insanlığın kanını donduran vahşet görüntüleri üretiyor.

Arap baharının tersine dönmesi ve bölgede otoriter eğilimlerin desteklenerek demokratik katılım kanallarının kapatılması radikalizmi artırıyor.

Batı ve yerli işbirlikçileri adeta bölgeyi ateşin içine atmış durumdalar. Demokratik eğilimlerin bölgede gelişmesi ve halkın gerçek iradesinin yönetime yansımaya başlaması demokrasi havarisi geçinen batıyı da, onunla iş tutan otoriter rejimleri de fena halde korkuttu. Şimdi film başa sarıldı ve muhalif sesler sisteme entegre edilmek yerine yer altına itiliyor. Açıkça radikalizm, şiddet, illegalite ve aşırılık teşvik ediliyor.

Bu çalkantının bölgeye büyük zarar verdiğine şüphe yok. Yaşanan çatışmalar dinse bile oluşan karşılıklı güvensizlik kısa sürede tamir edilemez. En önemlisi de bölge halkları batının öne çıkardığı değerlere ve kavramlara karşı antipatiyle yaklaşır hale geliyorlar.

Bu tıkanıklığı aşabilmenin yolu sözüne güvenilir bir liderin bölgeye ufuk ve vizyon çizmesi,belli kavramlar üzerinden teşvikte bulunmasıdır.

Yazının tamamı için tıklayın...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat