İcra ve İflas Kanunu değişmeli

  • GİRİŞ16.09.2019 10:49
  • GÜNCELLEME16.09.2019 10:49

Yargı reformu çalışmaları büyük bir beklenti oluşturdu. Adalet Bakanımızın inşa ettiği mutabakatın değerinin henüz tam olarak farkına varılabilmiş değil. 

İstanbul, Ankara ve İzmir Barolarının Barolar Birliği başkanına karşı başlattığı girişimin üç ille sınırlı kalması Adalet Bakanının inşa ettiği mutabakatın bir sonucudur.

Sol partilerin yedek kulübesine döndürülen bu baroların yönetimi hakkında gereği yapılmalıdır ama burası ayrı konudur.

Yargı reformu konusunda oluşan bu kadar değerli mutabakatın içeriğinin doldurulması yeni adımların ve arayışların dayanak noktasını oluşturacaktır.

Yargı reformu strateji belgesini çok dikkatli okudum. Çok büyük bir adım. İçeriğin zenginleştirilmesinde fayda var. 

AK Parti hükümetlerinin öncülük ettiği hukuk reformları ile yerli milli ve özgün bir mevzuat külliyatımız oluştu.

Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, İş Kanunu gibi temel kanunlarımız yenilendi.

İstinaf Mahkemeleri ile yargılamanın kodları değişti. 

İcra ve İflas Kanunu; temel kanunlar içinde temelden değiştirilmeyen nadir kanunlardan biri.

Kabul edildiği tarihin üzerinden nerdeyse bir asıra takın zaman geçmiş. Yüzlerce defa değiştirilerek yamalı bohçaya dönmüş bir kanun. Her türlü keyfiliğin bir yolu bulunuyor.

İcra ve İflas Kanunu bütün diğer temel kanunlardan daha önemlidir.

Diğer temel kanunlar kişisel hakkın dayanağını oluşturur ama bu hakkı ancak ve ancak İcra ve İflas Kanunu ile hayata geçirirsiniz.

Alacaklı ile borçlu arasında adil bir dengenin kurulması, alacağın tahsilini kolaylaştırması, bir yandan alacağı teminat altına alırken diğer yandan borçlunun da yaşatılmasını sağlayacak bir kanuna ihtiyaç var.

Detaylarına insek akıl almaz yanlışlıkları saymakla bitiremeyiz…

İflas erteleme nedeniyle ortaya çıkan kaos ve yüz kızartıcı uygulamaları hatırlarsınız. Devamında aynı kirlilik konkordato konusunda yaşandı. Bu kirlenmelerin ve sorunların bastırılması için yapılan revizyonlar, o sıkıntıları azalttı ama başka sıkıntılara neden oldu.

Bugün iflas ile ilgili süreçler uygulamayı yönetenlerin bile içinden çıkamayacağı karmaşaya dönüştü. Bir şirket iflas sürecine girdiğinde işin nereye varacağını ve nerede sonuçlanacağını kim kestirebiliyor ki?

Keyfiliğe bu kadar kapının aralık olması, her türlü kirlenmenin de yolunu açıyor. 

Yüzlerce konu sayarım... Hatta binlerce… 

Devletin millete açılan kapılarından biridir icra ve iflas süreçleri.

Bu süreçlerin ticaret hayatının dinamiklerini ayakta tutacak bir bakış açısı ile yeni baştan ele alınmasında fayda var.

Bir borçlu hakkında bir icra memuru alacak tahsili amacını aşan keyfilikle hareket edebilme yolunu bulamamalı.

İcra ve İflas sistemi alacaklının alacağını tahsil ederken borçlunun ticaret hayatını, sosyal hayatını ve aile hayatını çökertecek şekle bürünmemeli.

Yeteri kadar deneyim oluştu. Bütün temel kanunlar değişti. Usul kanunları değişti.

Artık sıra İcra ve İflas Kanunu’na geldi. Şimdi tam zamanı.

 Yenişafak

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat