İhvan'ın yolunu kesenler,IŞİD'in yolunu açanlardır

Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yaşananlar günümüzün uluslararası sistemi açısından iki gerçeğe işaret ediyor

  • GİRİŞ28.02.2015 11:28
  • GÜNCELLEME28.02.2015 11:28

 Birincisi; uluslararası düzeni ayakta tutacak nitelikte etkili kurallar bütününün yoksunluğu diğeri de kuralların yetersizliğinde veya yoksunluğunda devreye girebilecek ve düzen sağlamaya katkı sunabilecek güç dengesinin sağlanamayışı. Bu iki eksiklik, uluslararası düzeyde düzensizliği besleyen ve her geçen gün derinleştirerek birden çok coğrafi bölgenin siyasal ve toplumsal çözülmelerini hızlandıran temel etken durumunda.
Aslında bu durum tıpkı termodinamiğin düzensizliğini tarif eden entropi yasası gibi uluslararası ortamın da düzensizliği içselleştirme eğilimine girdiğini gösteriyor. Bu noktada esas olarak, temel refleks, düzen sağlamayan veya düzeni bozulan devlet yapıları üzerinden çıkar devşirebilmek. Buna üretici veya faydalı kaos da deniyor. Yani belli bir kurala bağlanamayan ve düzen sağlanamayan yapılar için daha fazla ısrarcı olmak yerine “bırakınız dağınık kalsın ve hiç değilse bu dağınıklığın ürettiği kaostan çıkar devşirme imkânını ayakta tutabilelim” anlayışının öne çıktığını görmekteyiz. Bu anlayış bugün en çarpıcı biçimiyle Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yaşanıyor. Aslında daha geniş olarak Tüm İslam coğrafyasına yayılma eğilimi gösteriyor.

Bu durum; mevcut devlet yapılarının sarsılmasına, ortak paydada buluşabilen toplulukların millet olma vasfının zedelenmesine yol açıyor. Devlet yapıları çözülüyor ve aynı devletin uluslararası hukuk açısından hükümranlık hakları ve sınırları aşınıyor ve geriye fiiliyat da çökmüş devletler (failed State) kalıyor. Bunun en çarpıcı örneğini Libya, Irak gibi ülkelerin yanı sıra Suriye oluşturuyor. Suriye’nin Esad yönetimi, hem hükümranlık alanlarındaki denetimi yitirmiş olmasıyla hem de kendi halkına yönelik sınırsız saldırganlaşmış tutumuyla meşruiyetini kaybetmiştir. Ancak bu durum, beklenildiği gibi yönetim veya rejim değişikliğine yol açmamıştır veya beklenildiği kadar hızlı gerçekleşmemiştir. Bunun nedenlerini irdelediğimizde görmemiz gereken Suriye üzerinden saflaşan ve çıkar hesapları yapanların kaygılarıdır. Bu kaygı Esad’ın gitmesinden daha çok kimin geleceğinin kaygısıdır. Esasen kaygı, demokrasinin gelmesi kaygısıdır. Kaygı, millet iradesinin tecellisi kaygısıdır. Kaygı, kontrolü yitirme kaygısıdır. Üstelik ortada Mısır deneyimi vardır. Suriye üzerinden hesap yapanların Mısır'dan çıkarttıkları sonuç ve bunun neden olduğu temel kaygı; İslam’ın şiddet yerine demokrasiyle buluşmasıdır. İhvan’ın Mısır’da izlediği yolun Suriye’de yaşanması kaygısıdır. Önce Mısır’da İhvan’ın yolu kesilmiş, sonra da Suriye’de olgunlaşması, ete kemiğe bürünmesi engellenmiştir.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat