NATO’daki FETÖ’cü subaylar hazırladıkları 15 Temmuz’a ilişkin 138 sayfalık bir raporu kullanıma sundular. Rapor, ilk olarak 16 Mayıs 2017 tarihinde FETÖ’cü askerlerin kurduğu “Purged NATO” web sitesinde yayımladı. Ardından Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığının kalemşorluğuyla tanınan ABD’de “American Enterprise Institute” strateji kuruluşundan Michael Rubin raporu twitter hesabından paylaştı. O Rubin ki, 15 Temmuz öncesi Türkiye de askeri bir darbenin olabileceğini, 15 Temmuz sonrası ise darbenin başarısız olması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast yapılabileceğini, son ABD ziyaretinde ABD’ deki Zarrap davası nedeniyle de tutuklanabileceğini iddia etmişti.

Rapor, temel dayanağını 15 Temmuz’u “kontrollü darbe” yakıştırması üzerine bina ediyor. Raporda; 15 Temmuz'un darbeci tüm askerleri mağdur gösterilerek, 15 Temmuz'un Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından planladığına dair kara propagandanın tüm teknikleri kullanılıyor. Kirli ve karanlık ellerin mahsulü olan bu raporda hedefine koyduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaş suçlusu olarak yargılanacağı iddia ediliyor ve bunun dayanağı olarak da MİT TIR’larına ilişkin dava gösteriliyor. Rapor ayrıca ABD’deki Zarrab davası üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin yargılanacağına ilişkin kehanette bulunarak, kin ve nefret üzerinden karanlık bir tablo altında Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden Türkiye’yi tehdit edecek yeni bir sürecin başlamasının çabasını sergiliyor.

Şimdilerde bu raporun yayılması, dikkate alınması için büyük uğraş verenler, çırpınanlar dikkat çekiyor. Tamamı açık Türkiye düşmanları, FETÖ ihanet şebekesi ve onu maşa olarak kullanan karanlık ve kirli çevreler ve onların içimizdeki karanlık uzantıları. Amaçları da çok açık; bir türlü kontrol edemedikleri ve engelleyemedikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duydukları kin ve nefret üzerinden Türkiye’yi zaptı rapta almak, küresel kuşatmayla terör baronlarının maşalarıyla ülkenin geleceğine ipotek koyabilmek ve FETÖ’yü yargının elinden kurtarabilmek için davaları siyasallaştırmak ve uluslararası mahkemelere taşıyarak bu zeminde yeni çareler aramak. Bu noktada NATO üzerinden de Türkiye karşıtı hamleler yapabilmenin arayışı dikkat çekiyor.

Gözlerinin karardığı çok açık, imkan olan ne yol ve ne yöntem varsa seferber edebilmenin çabasındalar. Uluslararası şer ittifaklarıyla Türkiye dışında sergiledikleri kirli ve karanlık çabalarının yanı sıra Türkiye içinde de her türlü zihin bulandırıcı, karmaşa ve gerilim üreten her hamle ve gelişme ilgi odaklarını oluşturuyor. FETÖ ve arasındaki küresel baronların bir yandan kaosa dayalı karanlık projeleri devrede iken diğer yandan 2019’ a yönelik bir siyasi kulvar oluşturabilme gayreti de gözden kaçmıyor. Temel gaye çok net; her türlü kaos ve karanlık proje denemeleriyle ve terör saldırılarıyla Türkiye’nin diz çöktürülememesi durumunda son şans olarak görülen 2019 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı etkisizleştirerek Türkiye’ ye el koymak, 15 Temmuz da başaramadıklarını gerçekleştirmek.

Gelinen bu noktada en rahatsız edici olan, kirli ve karanlık ellerin ürünü bu raporun kullandığı; 15 Temmuz’a yönelik “kontrollü darbe” yakıştırmasının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan “savaş suçlusu” karalamasının, 16 Nisan referandum sonrasının anayasal düzenini “gayrimeşru”sunma gayretinin CHP Genel Başkanı ve sözcülerinin dilinde de, zihninde kolayca yer buluyor olmasıdır.

Bu noktada hatırlanması gereken Kılıçdaroğlu’nun; “yürürlükteki anayasaya dayanarak yapılan her türlü görev gayri meşrudur ve yapılacak her şey gayrimeşru olacaktır” sözleridir. Umut ediyor ve diliyoruz ki; Türkiye’nin her zamankinden çok daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu bu dönemde hiç kimse küresel baronların karanlık heveslerinin kurbanı ve kuklası olmasın, yerli ve milli hassasiyetimize fitne sokmasın…

Terörden, zulümlerden, zalimlerden, zorbalardan, fitne-fesattan arınmış bir İslam coğrafyasına kavuşmamız inancıyla bayramınız mübarek olsun…