Suriye’de kördüğümlerin aktörleri

....

  • GİRİŞ12.01.2019 10:20
  • GÜNCELLEME12.01.2019 10:20

Suriye’nin üzerine çöken kör düğümler, gelişmelerin seyrini belirlemeye devam ediyor. Kördüğümleri belirleyen ise çok sayıda aktörün çıkar hesapları ve buna bağlı olarak kurduğu ve kurmak istediği çıkar denklemleri.

Bu aktörlerin ilk akla gelenleri; ABD, Rusya, İsrail, Fransa, İngiltere, İran, Suudi Arabistan ve hatta Çin. Bunun dışında başka aktörlerden de söz edilebilir. Ayrıca bu aktörlerin kontrol ettiği ve yerine göre kullandığı örgütler yani taşeronlarda sahadalar.

Herkesin bir hesabı var. Bu hesaplar, Suriye’nin iyi bir geleceğe kavuşmasına dayanmıyor. Sahadaki ve ajandalardaki hesaplar; kendinden başkasını düşünen, aldığı kararların hak, hukuk, adalet terazisindeki yerini tartan, halkların mağdur olmamasına özen gösteren ahlaki ve hukuki içeriğe de dayanmıyor.

Bu aktörler için esas olan; Doğu Akdeniz’in enerji oyununda egemen aktör olmak, İsrail’in güvenliği adına ona mümkünse bir kardeş üretmek, bölge de yeni garnizon devletçikler üretmek, bölgeyi silah pazarı olarak sürgit kullanmak, mazlum halkları birbirine düşmanlaştırarak, yerel kuklalar eliyle bölgeyi ve bölgenin doğal ve insan kaynağını kontrol etmek.

Bu arzuların sayısını benzer biçimde artırmak mümkün. Sonuçta tümü yeri geldiğinden ahlaki, yeri geldiğinde hukuki, yeri geldiğinde de, her ikisinden yoksun arzular olarak sahada ve Suriye üzerinde sayısız kördüğümleri üretmiş durumda. Bu kapsamda Suriye savaşı esasen paylaşım savaşıdır. Paylaşımcıların rekabeti had safhadadır. Bu yüzden de çelişkileri boldur, kontrolü karmaşıktır, kısır döngüleri fazladır.

Tüm bu aktörlerin ve sahip oldukları hesaplardan tek bağımsız olan ülke Türkiye’dir. Ne Suriye’ye bakışı, ne Suriye’de bulunuşu, ne de Suriye’deki mücadele içeriği diğer aktörlerle aynıdır. Türkiye’nin tek hesabı vardır. O da; Suriye’nin bugününde ve geleceğinde tüm halkların refahını ve güvenliğini de sağlayacak olan terörden, şiddetten, karanlık çıkar hesaplarından, parçalanmaktan, mazlum halkların düşmanlaştırılmasından, Türkiye’nin terör koridorlarıyla köşeye sıkıştırılmasından kurtulmasıdır.

Türkiye Suriye için istedikleri aynı zamanda Türkiye’nin güvenliğinin de olmazsa olmazlarıdır. Türkiye’nin verdiği mücadele; bölge halklarının baskıcı, kukla rejimleri altında zulme uğratılmasına, silah pazarı olarak sürekli çelişkiler ve çatışmalar iklimine dönüştürülmesine, adaletin yerle bir edilmesine, demokratik hakların hiçe sayılmasına, küresel çıkar odaklarının maşaları durumundaki tüm terör örgütlerine karşı verilen mücadeledir.

Türkiye’nin bu mücadelesi; ahlakidir, hukukidir, insanidir, tarihseldir ve kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu mücadelenin ruhu da, kökü de maziden kaynaklanmaktadır. O mazi ki; hiç bir esareti asla kabul etmemiş, istiklali uğruna asla geri adım atmamış, hiç kimseyi köleleştirmemiş bir mazidir. Mazide olduğu gibi bugün de bu genetiğin zerre zedelenmesi mümkün değildir.

AKŞAM GAZETESİ

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat