Son operasyonda, daha ilk gün medyaya servis edilen üç fotoğrafta ayakkabı kutusu içinde para, paraları saymak için para sayma makinası ve evlerde bulunan çelik kasa fotoğrafları vardı. Bunların yolsuzlukla ilgili algıyı pekiştirip zihinlere kazıyacağı belliydi. Sonunda makinanın bankadan istendiği, eve ait olmadığı anlaşıldı. Aralarından simgesel olarak ayakkabı kutusu sıyrıldı ve artık herkes beraat etse bile onlarca yıl bu operasyonu insanların aklında tutacak simge olarak tarihe geçti.

KOCA BİR YOLSUZLUK ÇETESİ: Aynı sabah aynı anda başlayan ve medyaya servis edilen bilgilere göre belediyelerin, bankaların, kabine üyelerinin arasında olduğu büyük ve ortak bir yolsuzluk çetesine operasyon yapılmıştı. Kısa süre sonra anlaşıldı ki üç ayrı ve birbirinden hemen hemen bağımsız soruşturmalardı ama aynı kaptaymış gibi sunuldu. Böylece hepsi gerçek bile olsa tek tek oluşturacakları etkinin en az üç katı bir tepki doğması sağlandı.

FATİH BELEDİYESİ: Herhangi bir müfettişin torbadan ismi rastgele çekilecek herhangi bir belediyede bir sabah operasyonuna gerekçe doğurabileceği bir yerel yönetimler kanunumuz olduğu biliniyor. Buna rağmen bu özel çalışılmış hissi veren operasyonda Fatih Belediyesi'nin yer almasının da yine özel bir anlamı olması gerekir. İslamcı geleneğin neredeyse en eski ve modern hayata taşınmanın başarılabildiği ilk akla gelen ilçe neresi diye sorsanız, istisnasız bütün cevaplar 'Fatih' cevabında birleşir.

HALKBANK: İddialar genel müdürünün evinde bulunan yüksek miktarda nakit nedeniyle yapılsa da ilk saatlerden itibaren bankanın kendisinin büyük bir kara para aklama merkezi gibi çalıştığı; rüşvet dağıtma mekanizmasının aracısı olduğu; 87 milyar avronun şahıslara ait para gibi tartışıldığı bir zemin oluşturuldu. Halkbank, aynı zamanda küresel sermayenin rahatsızlığını defalarca ve açıktan belirttiği bir banka. Simgesel değeri bu açıdan da çok önemli. Operasyona uluslararası destek için bulunmaz bir nimet bu yanıyla.

Bütün bunların karşılığını, daha ilk üç günde banka bir buçuk milyar dolar, toplam ekonomi ise yirmi milyar dolar zarar ederek ödedi.

SAHTE İFADE VE BİLGİLER: En sabit olanı Yeni Şafak'ta çalışan bir gazetecinin Rıza Sarraf'tan bir milyon dolar istediği yalanıyla ortaya konulabilen yüzlerce uydurma, temelsiz bilgi internet ortamında hızla yayıldı. Ya da Başbakan ve ailesinin yakından ilgilendiği TÜRGEV Vakfı'na usulsüz arazi verildiği haberinin asılsız çıkması gibi. Ama amaç hasıl oldu ve bugün artık o kaos içinde bu bilgilerin yüzde yüz yalan olanlarının bile gerçekmiş gibi akıllarda kalması sağlandı.

KABİNE BU İŞİN İÇİNDE: Üç bakan çocuğu doğrudan bu işlerin içinde olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. İlk sorgularından sonra birisi serbest kalırken diğer ikisi tutuklandı. Bir gazete ise iki gün boyunca ısrarla bir bakanı 'para sayma görüntüleri bile var' diyerek mahkum etti. Aradan geçen bunca gün sonunda ise artık ne görüntü ne iddiaların devamına yönelik tek bir cümle var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili gözaltına alınanlar ise serbest bırakıldı. İddiaların başlangıcındaki dört bakandan ikisi için daha bir hafta dolmadan bütün ithamlar geri çekilmiş gibi bir durum doğdu.

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Yaşar Taşkın Koç - Yeni Şafak

yasartaskin.koc@yenisafak.com.tr