Cezayirli Hasan Paşa Amerika’ya nasıl diz çöktürmüştü?

Osmanlı’da Sultan III. Selim dönemi (7 Nisan 1789-29 Mayıs 1807)…

  • GİRİŞ03.12.2016 11:42
  • GÜNCELLEME03.12.2016 11:42

“Palabıyık Paşa” “Aslanlı Paşa” “Gazi Paşa” unvanlarıyla meşhur Cezayirli Hasan Paşa (1713-1790) o tarihte Cezayir Dayısı (Cezayir valilerine Osmanlılar “Dayı” derdi). Evcilleştirdiği aslanla birlikte dolaşması “Aslanlı Paşa” denmesine yol açmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam İstanbul’da aslanıyla birlikte bir de heykeli var.

Anlatacağım olay, Aslanlı Gazi Hasan Paşa’mızın Cezayir Dayısı (yani Osmanlı’nın Cezayir Valisi) olduğu sırada vuku buldu. Hikâye kısaca şöyle…

O tarihte Akdeniz’de ticaret yapan yabancı gemiler, Akdeniz’in mutlak hâkimi Osmanlı Devleti’ne vergi veriyor. Vergi vermekten kaçan gemilere ise el konuluyor. Bu şekilde birkaç gemisini kaybeden Amerika, bir çare arıyor ve bu amaçla toplanan Amerikan Kongresi, ticaret filosuyla birlikte birkaç savaş gemisi göndermeye karar veriyor. Fakat savaş gemileri batırılıyor.

Amerika en nihayet Cezayir Dayısı’yla masaya oturuyor ve bir “Koruma Andlaşması” imzalıyor. Amerikan Kongresi’nin, 07 Mart 1796 yılında onayladığı bu andlaşmaya göre, Akdeniz’e çıkan Amerikan ticaret gemileri Osmanlı Deniz Kuvvetleri tarafından korunacak, bunun karşılığı olarak da ABD, Osmanlı Devleti’ne bir kereye mahsus nakden642.500 Amerikan Doları “haraç” ödedikten başka, ayrıca her yıl 12.000 Cezayir altınına denk gelen 21. 600 dolar da vergi verecektir... 

Ödeme, Cezayir Dayısı’nın belirleyeceği uluslararası sularda gerçekleşecekti. Nakit olarak teslim edilecekti! 

Aslına bakarsanız Osmanlı Devleti ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilk vergilendirme anlaşması, Amerikan elçisi Joseph Donaldson ile Cezayirli Hasan Paşa arasında 5 Eylül 1795 günü yapılmış… Ne var ki, kanlarında “döneklik” var: Andlaşma hükümlerine uymamışlar. Akdeniz’e donanma göndermişler, ama Amerikan donanması Cezayir donanması karşısında yenilmiş. Çarnaçar 07 Mart 1796 tarihli “Haraç Andlaşması”nı imzalamışlar. 

Bu anlaşmanın başka bir özelliği de Amerikan tarihinin İngilizce’den başka bir dille yazılmış ikinci (ilki Fas’la yine ABD arasında 1786’da Arapça olarak yazılan andlaşmadır) andlaşma olması...

Amerikalılar İngilizce yazma hususunda başlangıçta mırın-kırın etmişlerse de, bizimkiler fena bastırmış, “En büyük biziz, şartları biz koyarız, kendi lisanımızdan başka da lisan tanımayız” demişler, sonunda ABD’ye boyun eğdirmişler.

Amerika ile aramızda Trablusgarp Andlaşması (04 Kasım 1796), Tunus Andlaşması (28 Ağustos 1797) gibi andlaşmalar da var. 

Her andlaşma metni “besmele” ile başlıyor ve her metnin hemen girişinde şöyle deniyor (bugünün Türkçesi ile): 

“Bu anlaşma dünyanın hâkimi, denizlerin ve karaların hükümdarı, kralların efendisi, sultanlar sultanı, imparatorlar imparatoru, Sultan Mustafa Han oğlu Sultan Selim Han’ın dikkati nazarları altında imzalanmıştır. Allah, O’nun hükmünü daimi kılsın.” 

Ulusal Kongre Kütüphanesi kayıtlarına göre, Amerika Birleşik Devletleri’nin 1800 yılı bütçesine haraç ödemeleri için tamı tamına 2 milyon dolar konmuş ki, bu para o günkü ABD bütçesinin yüzde 20’si kadardır. Büyük kısmı da dolaylı olarak Osmanlı Devleti’ne ödenmiştir.

Amerika resmen “müttefikimiz” olmasına rağmen, sürekli olarak bizi satışa getirmeye çalışıyorsa, bunun bir sebebi da tarih olabilir.

Yorumlar1

  • nkg 7 yıl önce Şikayet Et
    Hocam Hasan paşanin doğum ve ölüm tarihi olarak (1713-1790) , Anlasmayi imzaladığı tarih olarak 7 mart 1796 demişsiniz? Yani paşa ölüm tarihinden sonra nasil 6 yil sonra mi anlasma imzalamis?
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat