Perşembenin geleceği, çarşambadan belliydi… 16 Nisan 2017’de yeni sisteme geçişi kabul edip, hayata geçirmek için ta 2019’un Kasım’ını beklemek akıl işi değildi.

Nitekim öyle oldu.

Bana sorarsanız, geç bile kalındı.

***

Tabiat boşluk kabul etmiyor.

Sürüncemede kalan işler, mutlaka birilerine umut doğuruyor.

Hele ki devletle ilgiliyse…

Hatırlarsanız, Batı’da gözlerin 2019’da olduğunu,

Erdoğan’ı devirmek için son defa bütün gayretlerini ortaya koyacaklarını,

Yine başaramazlarsa bükemedikleri bileği öpme yoluna gireceklerini yazmıştım.

Hâlâ aynı yerdeyim.

***

Suriye ve Irak’tan Türkiye’ye yönelen tehditler ve yoklamalar,

Türk-Rus ilişkilerine düzenlenen sabotajlar,

Yunanistan’ın küstahlığı,

CHP’nin aleni Türkiye aleyhtarlığı,

Ekonomimiz üzerinden yapılan operasyonlar,

FETÖ’nün “Yıkılmadım, buradayım” mesajları,

‘OHAL’i kaldırın’ baskıları,

Bürokrasinin direnişi,

İş dünyasının ‘çaktırmadan’ yaptığı ayak oyunları…

Hep bu umuttandı…

***

Onlar, Erdoğan’daki kararlılığı görünce, 2019’a göre hazırlanmıştı…

İlk golü Bahçeli attı.

Devlet Bey’in 26 Ağustos frikiğine, Cumhurbaşkanı 24 Haziran röveşatasıyla karşılık verince hepsi donakaldı.

İşin şakası bir yana, etrafımıza örmeye çalıştıkları duvarı yıkmak için en iyi seçenek, bu karardı.

Erdoğan’ın açıklamasıyla Borsa’nın hızla yükselişe geçmesi, bunun teyidi oldu.

***

Türkiye’nin istikbalini etkileyecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri, ne getireceği belirsiz bir sürece bırakılamazdı.

Malum, Mart 2019’da da yerel seçimler var.

Yani belediye başkanlarını ve muhtarları seçeceğiz.

Eskiden vatandaş “Aman Erdoğan kan kaybına uğramasın” diye, adayı beğenmese bile oyunu AK Parti’ye veriyordu.

Yeni sisteme geçişle birlikte bu psikoloji dağıldı.

AK Parti mahallî seçimlerde kötü bir tablo ile karşılaşırsa, bu sonuç kasıma nasıl yansıyacaktı?

Bahçeli belirsizliğin getireceği zafiyeti gördü, riski ortadan kaldırdı.

Hadi şu yarım kalan işi tamamlayalım da, işimize gücümüze bakalım.

*************

Kulislerin kraliçesi; Yücel Kayaoğlu

 

Bahçeli’nin, salı günkü grup konuşmasında yaptığı erken seçim önerisiyle Ankara çalkalandı.

Hoş, Bahçeli tarih de önermişti ama, yine toto oynamaca başladı.

Temmuz diyen de oldu, ekim ya da kasım diyenler de…

Türkiye gazetesi, farkını yine ortaya koydu.

AK Parti’de 24 Haziran tarihinin konuşulduğunu, gazetemiz Yücel Kayaoğlu imzasıyla duyurdu.

Bu başarıya imza atan Yücel Kayaoğlu, Ankara’nın havasını en iyi koklayan gazetecilerden biri olduğunu bir kez daha ispatladı.

Bize de canıgönülden alkışlamak düştü.

**************

Seyyid Ahmet Arvasi Hoca’yı anlatma vaktidir

 

Çok daraldık, bunaldık…

Yabancı kültür transferiyle hızla bozulan aile yapımız…

Tarumar edilen toplum ahlakımız…

Memlekette din adına konuşanların oluşturduğu gürültü kirliliği…

“Kim doğru söylüyor?” tartışmalarından sıkılıp dinden uzaklaşan gençliğimiz…

Asırlarca hilafet sancağını taşımış Türk milletini; diyalogculuk, Vehhabilik, Selefilik, Şia akımlarıyla çizgisinden saptıran üst akıl…

Biz buna İngiliz aklı da diyebiliriz…

Şimdi topuna karşı güçlü bir mücadele başlatabiliriz.

***

FETÖ pisliğinin ortaya saçılması, bir hayra vesile olmalı…

Tamamından arınmalı, özümüze dönmeliyiz…

Aradığımız her şey orada…

Kendi geçmişimizde…

‘Millî’ potansiyelimizi kullanarak, son dönemde nasıl birçok alanda ayağa kalktıysak…

Kültürel hayatta da aynı dirilişi gerçekleştirmeliyiz.

En azından bu uğurda mücadele etmek, bizlere düşen en önemli vazife…

Tıpkı gazetemizin 48 yıldır yaptığı gibi…

Ama doğru kaynakları ve rol modelleri ortaya koyma şartıyla…

***

Türkiye gazetesi, üç gün sonra 48 yaşını doldurup, yarım asra bir adım daha yaklaşacak.

Güzel bir tesadüf eseri, 21 Nisan Cumartesi günü Balıkesir’den ‘millî akla’ örnek teşkil edecek bir program başlatacak.

Gazetemizde yıllarca ‘Hasbihâl’ eden, 31 Aralık 1988’de son yazısını yazarken daktilosunun başında vefat eden büyük mütefekkir, ‘Asrın Yesevisi’ unvanıyla gönüllere ve Türk fikir hayatına damga vuran Seyyid Ahmet Arvasi Hoca, gazetemizin Türk Ocakları ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte organize ettiği panelde anılacak.

Yeri gelmişken, Cumartesi saat 15.00’te Salih Tozan Kültür Merkezi’nde düzenlenecek panele tüm okuyucularımızın ve Balıkesirli vatandaşlarımızın davetli olduğunu belirtmek isterim.

Bütün medya kuruluşlarımızla biz de orada olacağız.

Panelde gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, Necmettin Erbakan Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Akgül, Marmara Üniversitesinden Doç. Dr. Mustafa Aksoy, Balıkesir Üniversitesinden Dr. Fuat Özer konuşmacı olacak.

Moderatörlüğü ise bu program için büyük emek harcayan, Arvasi Hoca’nın talebelerinden, gazetemizin eski Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Sarıkoç yapacak.

Ayrıca, Balıkesir Büyükşehir ve Altıeylül Belediyelerimizin sürprizi var.

Değerli destekleri için AK Parti ve MHP teşkilatlarına da müteşekkiriz…

Sürprizi yarınki Türkiye gazetesinde okuyabilirsiniz.

***

Arvasi Hoca’nın hayatında önemli yer tutan Balıkesir, ilk adım…

Vefatının 30. yılında Seyyid Ahmet Arvasi Hoca’yı anma programları, Türkiye gazetesi ve Türk Ocaklarının iş birliğinde dalga dalga Türkiye geneline yayılacak.

Peki, neden Seyyid Ahmet Arvasi?

Üstadın “Kendini Arayan İnsan” eserindeki gibi, toplum olarak ‘kendimizi arıyoruz’ da ondan…

Anadolu’da Ehl-i sünnetin çeliklenmesinde, doğru iman bilgileri ile beslenmiş, dinine ve vatanına bağlı tertemiz gençlerin yetişmesinde büyük emeği vardır Hoca’nın…

Kendisi, soyadından anlaşılacağı üzere Seyyid, yani Peygamber Efendimizin soyundan.

Ama Türk-İslam ülküsünün de mimarı aynı zamanda...

Parti kavgaları yerine sistem ve medeniyetler üzerine kafa yoran, 1980 öncesi ülkemizin üzerine karabasan gibi çöken ateist Marksistlerle canı pahasına mücadele veren, bu yetmezmiş gibi bir de darbecilerin zulmüne uğrayan ama, davasından asla vazgeçmeyen bir mütefekkir…

Türkiye’de ‘ana damar’ı muhafaza etmek için büyük mücadeleler veren üstadı anlama ve anlatma görevimiz var.

Hepsi bu kadar…

Türkiyegazetesi