Bizdeki İslâm düşmanlığı Batı’dakine rahmet okutur!

.

  • GİRİŞ10.04.2020 11:23
  • GÜNCELLEME10.04.2020 14:20

Koronavirüs, her şeyi allar bullak edecek! Genelde, küresel sistem, Batı uygarlığı, bütün kurum ve kurallarıyla silbaştan tartışmaya açılacak. Bir düğmeye basarak bütün insanlığı yok edecek biyolojik silahları geliştiren bir uygarlık elbette ki sorgulanacak.

 

 

Bu sorgulama sadece felsefî veya teorik olarak değil, pratik olarak da yapılacak...

Batı’da bu tür sorgulamalar çoktan başladı. Hem teorik hem de pratik olarak...

 

 

Hatta iş, bugüne kadar şeytanlaştırılan İslâm’ın aslında ne kadar insanı, hayatı önemseyen, bilimin, düşüncenin, sanatın, medeniyetin en önemli kaynaklarından biri olduğunu, bugün yaşanan, dünyayı kasıp kavuran virüs salgınıyla İslâmî ilkeler ışığında nasıl daha iyi mücadele edilebileceğinin anlaşıldığını gösteren İslâm’ı övücü açıklamalara kadar gelip dayandı.

Dün, camilere saldırılan Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ilk defa camilerden, açıktan ezanlar okundu, dualar yapıldı; bütün bunlar olurken halkın büyük ilgisi ve şaşkınlığı gözlerden kaçmıyordu.

Bazı Avrupa kentlerinde, meselâ Hollanda’da, bilboardlarda, “bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş, bir insanı yaşatan bütün insanlığı yaşatmış gibidir” âyeti yazıldı.

Dünyanın en çok okunan haftalık haber dergilerinden Newsweek dergisi, kapağına, büyük bir hayret, hayranlık ve şaşkınlıkla Hz. Peygamber’in (sav) “veba olan yere girmeyin, veba olan yerden de çıkmayın” sözünü kapak yaptı...

Dün terörle özdeşleştirilen İslâm, İslâm’ın öncü hekimlik anlayışı, virüsten korunmanın en temel yollarından biri olan muazzam temizlik anlayışı nedeniyle Batı’da ilgi odağı oldu.

Bunlar bugün yaşananlar Batı’da; virüsten sonra tanık olunan ilginç olaylar. Çok değil, 5 yıl öncesine ait benzer bir yaklaşımı da özellikle paylaşmak isterim burada sizlerle.

İslâm’la ilgili en ilginç açıklamalardan biri bu, film yönetmeni Fancis Ford Coppola’ya ait bir konuşma.

Coppola, “Baba” filmlerinin yönetmeni. Böyle tanınır dünyada. Ama onun asıl yanı, asıl öne çıkarılması gereken yönü, izleyiciyi pasifize ederek “sömüren”, filmin sonunda karakterle veya hikâyeyle özdeşleşerek düşünme melekelerini iptal eden klasik Hollywood’un film diline meydan okuyan Yeni Hollywood akımının önde gelen temsilcilerinden biri olması.

Yeni Hollywood, Avrupa sanat sinemalarından beslendi, izleyiciye saygı duyduğunu gösterdi ve izleyicinin konumunu güçlendirdi -Coppola’dan Scorsese’nin filmlerine kadar ortaya konan bütün ürünlerinde.

Ezber bozdu yani. Hollywood’un ezberini bozdu.

Coppola, sadece Hollywood’un ezberini bozan biri değilmiş demek ki.

Fas’ta düzenlerken Uluslararası Merakeş Film Festivali’nde 5 Aralık 2015 tarihinde yaptığı konuşmada bütün dünyanın İslâm halkındaki ezberlerini bozacak çok önemli bir konuşma yaptı. Türkiye’deki sözümona Müslüman bir ülkenin entelektüelleri olarak seküler aydınların aslâ yapamayacakları çapta, kalibrede, seviyede nefis bir konuşma bu. Şöyle diyor Coppola irticalî olarak yaptığı ilginç konuşmada:

“Dünyadaki sorunlar yürek burkuyor. Evet, yürek burkuyor ancak eğer Kur’ân’ı biliyorsanız, Kur’ân’ın ilk sözleri şu şekildedir: ‘Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla! Tüm övgüler ve minnet O’nadır. O ki, tüm varlık dünyalarının/ âlemlerinin Rabbidir. O ki, Rahman ve Rahim’dir. Hesap gününün sahibidir.’ Bu ayetlere göre merhametlilik ve rahmet ilk sayfada iki kez tekrar ediliyor.

‘Yalnız Sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet. Nimet verdiklerinin yoluna. Gazab(ın)a uğrayanların ve sapkınlarınkine değil.’ Bu sebeple kim bu güzel dini bilirse, hatta öyle güzel ki, 13. yüzyılda medeniyetin zirvesiydi, bize matematiği ve bilimi veren Arap medeniyetinin. Herkes bilir ki, bu dinin köklerindeki en önemli iki kelime şunlardır: Allah, Rahman ve Rahim’dir. Ve biz inanıyoruz ki, bizi bu dünyadaki anlamsızlıktan ve insanlara acı veren korkunç şeylerden kurtarsın. Allah, insanların acı çekmesini istemiyor. Çünkü Allah Rahman’dır ve Allah Rahim’dir. Söylemek istediklerim bunlar.”

Batı’da, daha düne kadar şeytanlaştırılan İslâm’ın, bir anda evrensel ilkeleri, önerileri nedeniyle yeniden cazibe merkezi haline getirildiği bir sırada, İslâm tarihinin en büyük aktörlerinden birinin çocukları olan bizim ülkemizde İslâm’ın, İslâmî değerlerin ülkenin sözümona aydınları tarafından aşağılanması ülkenin geleceği açısından düşündürücüdür.

Dahası, akşamları okunan salâ ve duaların bazı şehirlerimizde yuhalanması ve ıslıklanması ise ülkedeki sosyal barış ve huzurun geleceği açısından endişe verici hatta tehlikelidir.

İslâm düşmanlığının Batı’dakine rahmet okutacak boyutlarda olması çok üzücü.

Sözü uzatmak gereksiz. Bir Coppola kadar olun, hiç olmazsa! İnanmıyor olabilirsiniz, başka bir dine, ideolojiye vesaire inanıyor olabilirsiniz; ama bu toplumun kahir ekseriyetinin inandığı, dünyanın takdirle karşıladığı, ayakta alkışladığı, büyük saygı duyduğu İslâm’a, İslâmî değerlere hakaret edemezsiniz.

İnanmıyor olabilirsiniz ama saygı duymak zorundasınız.

Vesselam.

Yeni Şafak

Yorumlar7

  • Meltem 4 yıl önce Şikayet Et
    Evet,katılıyorum. Elinize sağlık.
    Cevapla
  • Muhammet BEYAZAL 4 yıl önce Şikayet Et
    küfür asla hakkı teslim etmez, kafir asla müsamahakar davranmaz.Onun cibilliyetinde zulüm var. Hakkı teslim etmeme var.
    Cevapla
  • Damat ibrahim 4 yıl önce Şikayet Et
    Kaleminize kuvvet
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Sedat 4 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun Üstadım
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Zorlu 4 yıl önce Şikayet Et
    Geçmişten bu güne tahammülsüzlük en büyük derdimiz
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat