Kalemine yüreğine sağlık Ferman Karaçam kardeşim. Hislerime tercüman olmuşsunuz. Allah razı olsun

"Anlamadıkları ya da anlamak istemedikleri şudur: bu bir medeniyet kavgasıdır ve İslam Medeniyetinin ana kaynakları Kur’an ve Sünnettir. Kur’an ve Sünnetin yasakladığı ne varsa din dışıdır, din dışı olanı savunanlar da Müslüman değildir. Hormonal bozukluk bir hastalıktır, tedavi edilmelidir fakat, Lûtilik bir sapmadır, eşitlik ve özgürlükle de hiçbir ilgisi yoktur." Bütün meselenin özü budur. Müslüman olmak ya da gâvur olmak.

Yanlışlara kılıf bulup doğruymuş gibi göstermek; mükemmel davetin emirlerini saptırmak cehaleti - marifet gibi göstermek ebu cehil ölmedi demek anlamı taşıyor. Biz bize gelen açık daveti karartamayız. Karartan kendi kalbini dünya ve ukbasını karatmış olur. Allahım bizleri ve ümmeti dosdoğru yoldan - yolundan ayırma...

Yazınız önemli sesler getireceğe benziyor. Kuvvetli delillerle konuyu ele aldınız. Tebrikler bütün herkes bu konuyu yazarak olgunlaştırmalıdır kamunun bilgisi hiç yok denecek kadar az Sizi bir kez daha kutluyorum

Toplumu ayakta tutan bir takım kilit taşları vardır. İnsanlık ve İslam düşmanı olan bazı odaklar bu kilit taşlarını sökerek kadim yapıların yerle bir olmasını hedeflemekte ve bunu adım adım gerçekleştirmektedir. Bu cinsiyet eşitliği fitnesi de bunlardan biridir. Halkı müslüman olan ülkelerde bizim gibi bazen iktidara gelen hükümetler maalesef fikren iktidar olamamakta ve şekerle kaplanmış zehiri kendi bünyemize zerketmekteyiz. Politikalarımızı bizden olmayanlara hazırlatıyoruz.

Allah rızası için bu sözleşmeden vazgeçilsin Düşman boş durmuyor çalışıyor Biz işi anlayana kadar gençler elden gidiyor, akıllı olan hileyi zor anlarken genç tuzağı nasıl farketsin