Türkiye ile Libya arasındaki anlaşma sanılanın da ötesinde

Kıbrıs İlim Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ata Atun, Türkiye ve Libya arasındaki anlaşmanın kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeyi de kapsadığını belirterek, "Türkiye, mutabakata ve 1946 Kıta Sahanlığı Sözleşmesi'nden doğan hakkına dayanarak bölgede sondaja başlayabilir, BM'ye münhasır ekonomik bölge ilanında bulunmasına gerek yoktur." dedi.

Türkiye ile Libya arasındaki anlaşma sanılanın da ötesinde
Türkiye ile Libya arasındaki anlaşma sanılanın da ötesinde
GİRİŞ 14.12.2019 11:08 GÜNCELLEME 14.12.2019 11:19
Bu Habere 3 Yorum Yapılmış

Atun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 27 Kasım'da Türkiye ile Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'nın Türkiye için 21. yüzyılın en önemli anlaşmalarından biri olduğunu bildirdi.

 

 

"SİSİ GİTTİĞİ VAKİT LİBYA VE MISIR ARASINDA SORUN ÇIKACAKTIR"

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Eastmed projesiyle Türkiye'yi "bypass" ederek Doğu Akdeniz'deki Afrodit ve Leviathan bölgesinden çıkan gazı Avrupa'ya gönderme planının, bu anlaşmayla suya düştüğünü vurgulayan Atun, "Anlaşma, bölgedeki diğer ülkeler için örnek teşkil ediyor. Benzer bir mutabakatın 5 yıl içinde Mısır ile de yapılacağını bekliyorum. GKRY ile Mısır arasındaki anlaşmaya göre, Mısır'ın dörtte bir oranında kaybı var. Eminim Sisi gittiği gün, Mısır ile GKRY arasında sorun çıkacaktır. Akabinde, Mısır ile Türkiye arasında benzer bir anlaşmanın yapılması beklenebilir." değerlendirmesinde bulundu.

 

 

Öte yandan bölgede İsrail için Türkiye'nin hayati öneme sahip olduğunu ifade eden Atun, "İsrail, GKRY ile anlaşma yapmış olsa da hala gazını Eastmed projesine kıyasla daha fizıbıl bir seçenek olan Türkiye üzerinden gönderme seçeneğini değerlendiriyor. Hatta İsrail'in bu konuyu büyük bir Türk şirketiyle görüşmekte olduğu biliniyor. 2020 ABD seçimlerinden sonra İsrail de tavrını değiştirebilir." dedi.

"ESED TÜRKİYE İLE BARIŞMAK İSTİYOR"

Atun, Suriye'de Esed rejiminin ekonomik anlamda zor durumda olduğunu ve Türkiye ile barışmak için bir kıvılcım aradığını dile getirerek, Suriye ile de gelecek yıllarda ülke istikrara kavuştuktan sonra benzer bir anlaşma yapılabileceğini söyledi.

LÜBNAN DA POTANSİYEL ÜLKELER ARASINDA

Lübnan ile GKRY arasında 2007'de yapılan deniz sınırı anlaşmasının Lübnan Meclisinde reddedildiğini anımsatan Atun, Lübnan ile Türkiye arasında da gelecekte mutabakata varılabileceğini ifade etti.

Atun, Türkiye ve Libya arasındaki anlaşmanın kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeyi kapsadığını belirterek, "Türkiye bu mutabakata ve 1946 Kıta Sahanlığı Sözleşmesi'nden doğan kıta sahanlığı hakkına dayanarak, bölgede sondaja başlayabilir, BM'ye münhasır ekonomik bölge ilanında bulunmasına gerek yoktur." diye konuştu.

"KIYIDAŞ DEVLETLERİN TÜRKİYE'NİN YAKLAŞIMINI BENİMSEMESİ LEHLERİNE"

Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu (KÜDENFOR) Direktörü emekli Tümamiral Cem Gürdeniz de Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakatın, Yunanistan'ın Türkiye'nin izole olduğu Ege paradigması hayalini yıktığını söyledi.

Yunanistan'ın Libya elçisini sınır dışı etmesi ve söz konusu bölgede Türkiye'nin faaliyetlerine karşı "Her türlü olasılığa hazırız" açıklamalarının Yunanistan'ın çaresizliğini gösterdiğini anlatan Gürdeniz, "Dışişleri Bakanlığının anlaşmadan sonra sosyal medyada paylaştığı Akdeniz'deki deniz yetki alanlarımızı gösteren harita ile Türkiye'nin fiili münhasır ekonomik bölgesi çizilmiş oldu. Geriye kalan bu alanın adını koymak ve BM'ye ilan etmektir." dedi.

Gürdeniz, anlaşmanın, Türkiye'nin bölgede yalnız olmadığını ve gelecekte bölge ülkeleriyle benzer anlaşmaların yapılabileceğinin de göstergesi olduğunu ifade etti.

Bölgede ayrıca Suriye, Mısır ve İsrail ile anlaşmalar yapılması gerektiğini dile getiren Gürdeniz, şunları kaydetti:

"Tüm kıyıdaş devletlerin Türkiye'nin yaklaşımını benimsemesi kendi lehlerine. Mesela, İsrail’in Afrodit gaz sahası dahil 6 bin kilometrekare alan kaybı var. Yunanistan, Girit Adası'na tam yetki verilmesini istiyor. Mısır, eğer ortay hat olarak Yunanistan ana karası yerine, Girit’i sayarsa 15 bin kilometrekarelik büyük bir alan kaybediyor. Türkiye, bu manevrasıyla adalara tam alan yetki verilmemesi tartışmasını başlattı. GKRY egemen olmayan bir ada devleti ama bir kıta devleti olan Mısır ile ortay hattı çizdi. Uluslararası hukukta adaların böyle bir hakkı yok."

KAYNAK: AA
YORUMLAR 3
  • lala 4 yıl önce Şikayet Et
    Her şeyi geride bırakıp esed ile dialog kurmamız şart.ÖSO böylece legal hale de gelecektir.Dibimizde barış olması pkk-pyd yi bitirir
    Cevapla
  • Mehmet 4 yıl önce Şikayet Et
    ABD’nin yaptığını yapıyoruz şu an nasıl ki onlar terör örgütü PKK/YPG’yi destekliyorsa bizde Suriye’nin ÖSO/SMO’sunu destekliyoruz ama tek fark bizim desteklediklerimiz terör örgütü değil. PKK/YPG yabancı Haçlı terörist dolu ve dünya genelinde bir terör örgütü ama ÖSO/SMO Suriye ahalisini temsil ediyor. Esad’la şu an görüşmek bize ÖSO/SMO’yu kaybettirir. Esad Rusya’sız bir hiç. Bizim asıl muhattabımız Rusya olmalı maşası Esad değil çünkü Rusya ne derde Esad’da onu yapıyor.
    Cevapla
  • Lahana 4 yıl önce Şikayet Et
    Esed ile muhataplık Osoyu nasıl legal hale getirir? Bu durum ancak müttefik öso yu kaybettirir. Anayasa görüşmelerinde zaten gerekli temas kuruluyor. Ama bu gibi chdpkk bari fikirler sinsi bir zehirden başka bir şey değil.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Yeniden Refah Partisi’nde aklın yolu bir: “Büyükşehirlerde destek Cumhur’a!”
Hamas’la ilgili en vahim iddiaydı! ‘Toplu tecavüz’ iftirasını İsrail de yalanladı