Fransa Cumhurbaşkanı Macron Beyrut patlamasından sonra soluğu Lübnan'ın başkentinde aldı. Macron'un asıl ziyaret sebebi Beyrut'ta yaşanan yıkıma tanıklık etmek, acıları paylaşmak değil, bölgedeki Fransız yatırımlarının peşine düşmek oldu. Haber7 yazarı Taha Dağlı dünya gündemini değerlendirdi.

Katilinden yardım isteyen Lübnanlı!

Fransa Cumhurbaşkanı Macron dün Beyrut’taydı. Patlama sonrası apar topar Lübnan’a gitti.
Lübnanlılar arasında Macron’a tepki gösterenler olduğu gibi umut bağlayıp, yardım isteyenler de vardı.

Macron’a Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn eşlik ediyordu.
Lübnanlılar, bir yıldır ağır ekonomik kriz nedeniyle zaten can çekişiyordu.
Beyrut’taki patlama tam anlamıyla bir ölümdü onlar için.
Bu nedenle sokakta Avn’ı görenler “terörist” diye bağırmaya başladı.
Mişel Avn’a yönelik sert tepkiden onunla birlikte Beyrut sokaklarında yürüyen Fransa Cumhurbaşkanı da nasibini aldı.

Ama genel olarak sokaktaki kalabalık, kendi liderleri ve siyasilerinden tamamen umut kestiklerinden olsa gerek, konuk Cumhurbaşkanına ümit dolu gözlerle baktı, içlerinden bazıları Macron’a “bize yardım edin” diye bağırdı.

Lübnanlıların içine düşürüldüğü bu durum, izaha muhtaç.
“Lübnan can çekişiyordu ve Beyrut’taki patlama Lübnan’ın ölümü oldu” dedik.
Peki bu sürece nasıl gelindi?
Asıl sorumlu kim?

Beyrut’taki patlama ihmal-kaza neticesinde oldu, deniliyor.
Açıkçası buna inanan yok.
Sabotaj-saldırı şüphesi çok daha kuvvetli.
Hangisi olursa olsun çok önemli değil.
Lübnan’ın şu an içinde bulunduğu durum, patlamanın failleriyle açıklanmayacak kadar daha derin.

Macron ve Fransa, Beyrut patlamasından sorumlu değildirler elbette.
Ama patlamaya giden son 100 yılın tek sorumlusu bizzat onlar.

Macron sokakta dolaşırken, kendisinden yardım dilenen Lübnanlılara, 1 Eylül tarihini işaret etti, yeni bir rejim, yeni bir siyasi pakttan söz etti.
100 yıl öncesine döndüğümüzde 1 Eylül 1920’de Fransızlar, Lübnan’ı kurmuştu.
Lübnanlılara bir anayasa yazıp, ellerine tutuşturmuşlardı.

O anayasa için “Lübnan’ın katlinin fermanı” da diyebiliriz.
Lübnan yıllardır siyasi krizle boğuşuyor.
Hiçbir zaman siyasi istikrar olmadı, hükümetlerin biri gitti, diğeri geldi.
Son 1 yıldır ağır ekonomik kriz var, insanlar sokaklarda, hükümetler istifa ediyor, yenisi geliyor ama problem çözülmüyor.
Çünkü Fransızların 100 yıl önce yazdıkları anayasa, öyle hükmediyor.
Sürekli kaos üreten, hiçbir şekilde çözüme odaklı olmayan bir anayasa.

Benzeri Irak’ta var.
2003’te ABD işgali sonrası ABD’nin Bağdat’a vali olarak atadığı Paul Bremer’in anayasası, Lübnan’dakinin bir kopyası gibi.

Cumhurbaşkanı Kürt, başbakan şii, meclis başkanı sünni.
ABD, Irak’ı böyle şekillendirdi.
2003’ten beri Irak gün yüzü görmedi.
Siyasi krizler hiçbir zaman bitmedi çünkü anayasaları öyle hükmediyor.

Ve şimdi Macron Lübnanlılara diyor ki, bu düzen değişecek.
Bu olsa olsa manda yönetimi olur.

Fransızlar, yıkıp, bitirdikleri Lübnan’ı farklı bir faza çekmeye çalışıyor.
Beyrut şu an yerle bir olsa da hala Doğu Akdeniz’in kıyısında duruyor.
Ve Fransızlar da diğer emperyalistler de Beyrut’a da Lübnan’a da sadece ve sadece o gözle bakıyor, “Lübnan’da kara bitse de, deniz var, toprağını sömürdük şimdi de suyunu sömürelim”.

Yorumlar 52 Yorum Var
  • İ.Kaçar. 07.08.2020 22:56
    Katil cenaze namazına gelmiş hemde ön safta yer almış dimi.
  • Devriye 07.08.2020 22:29
    Chp görüyor mu acaba Fransanın ne işi var orda ...?
  • bozkurt 07.08.2020 21:40
    sömürgeleri azalınca makaron yeni sömürge peşinde, onursuz lübnan halkı da yönetime davet ediyor. Allahım ırkımıza hamdolsun
  • Osman 07.08.2020 20:33
    Sen Beyrut’u düşüneceğine sarı yeleklileri düşün
  • Kılıçarslan 07.08.2020 19:58
    Katil (israil-Fransa) işledikleri cinayet sonrası olay mahalini kontrole gelmiş..
Daha fazla yorum görüntüle