Brüksel Zirvesi öncesi çarpıcı sözler: AB, Türkiye'yi kaybedemez

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, "AB, Türkiye'yi kaybetme üzerine bir politika takip edemez" diye konuştu.

Brüksel Zirvesi öncesi çarpıcı sözler: AB, Türkiye'yi kaybedemez
Brüksel Zirvesi öncesi çarpıcı sözler: AB, Türkiye'yi kaybedemez
GİRİŞ 28.11.2020 19:52 GÜNCELLEME 28.11.2020 19:52
Bu Habere 36 Yorum Yapılmış

Uzmanlar, son dönemde Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında artan gerilime rağmen, Birliğin Türkiye'yi kaybetme üzerinden bir politika gütmesinin mümkün gözükmediği görüşünü paylaşarak, 10-11 Aralık'ta Brüksel'de gerçekleştirilecek "AB Liderler Zirvesi"nde, Türkiye'ye yönelik bir yaptırım beklemediklerini ifade ediyor.

 

 

AB Liderler Zirvesi öncesinde, Türkiye-AB ilişkilerinin gidişatını değerlendiren uzmanlar, Türkiye'nin Birliğe üye olmasının çok düşük bir ihtimal olduğunu belirterek, tarafların gelecekte ortak çıkarlar üzerinden hareket ederek, üyelikten ziyade birlikte yaşayacakları yeni bir model inşa etmeleri gerektiği görüşünü savunuyor.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, taraflar arasında yaşanan gerginliğe rağmen Türkiye ile AB'nin birbirinden kopmasının mümkün olmadığını vurgulayarak, "Türkiye, AB ile müzakere eden bir ülkedir. Tarafların, dış politika tercihleri nedeniyle müzakere süreci durma noktasına gelmiş olsa da kurumsal anlamda süreç devam etmektedir." dedi.

 

 

Birliğin Türkiye'yi kaybetme üzerine bir politika takip edemeyeceğinin altını çizen Bağcı, "Belki AB, Türkiye’yi Birliğe üye yapmaz ama Türkiye’nin gerek ekonomik açıdan gerekse güvenlik açısından kendisinden uzaklaşmasını da istemez. Sonuçta Türkiye, Kuzey Atlantik Paktı (NATO) üzerinden 27 AB ülkesinden 21'i ile aynı ittifak içerisinde. Bu yönden taraflar arasında çok girift ilişkiler mevcut." değerlendirmesinde bulundu.

Bağcı, Türkiye'nin son dönemdeki reform söylemlerinin AB üzerinde olumlu bir izlenim bıraktığını ancak Türkiye'nin bu noktada söylemlerini hayata geçirerek somut adımlar atması gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin tarihsel süreçte de Avrupa modelini örnek aldığını hatırlatan Bağcı, Türkiye'nin diğer Müslüman ülkelerce Avrupa ile müzakere eden bir ülke olarak "rol model" alındığını ifade etti.

Bağcı, süregelen gerginliklere rağmen 10 Aralık'ta yapılacak zirvede her iki tarafın da çok temkinli davranması gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Avrupa'nın beklentisi, Türkiye'nin önümüzdeki günlerde somut adımlar atması. Türkiye'nin de Birliğin motoru konumundaki Almanya ve Fransa ile bir şekilde yakınlaşması gerekiyor. Ama her ne olursa olsun, AB kalkıp 'Türkiye'yi istemiyoruz' diyemez. Zaten Türkiye de 'AB ile müzakere sürecinden çıkmak istiyorum' demez.

Genel havanın aksine, şu aşamada zirveden yaptırım kararı çıkması ihtimalini düşük buluyorum. Türkiye ile AB, aynı yatakta yatıp farklı rüyalar görme durumundan çıkmalı. Her iki taraf da kapılarını birbirine açarak, birlikte yaşama modelini düşünmek zorunda."

Altınbaş Üniversitesi Rektörü ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Erhan ise Türkiye ile AB arasında karşılıklı çıkar ilişkisine dikkati çekerek, "Bununla birlikte taraflar arasında coğrafi komşuluk ilişkileri olduğu için zaten birbirlerinden kopmaları söz konusu olamaz." dedi.

Taraflar arasındaki ilişkilerin 20 yıl önce Türkiye'nin AB'ye aday ilan edildiği yapıdan çok uzak olduğunu belirten Erhan, "Bugün ne Türkiye'de 'kriterleri tamamen yerine getirip, Birliğe üye olalım' diyenler çoğunlukta, ne de AB içerisinde Türkiye'nin aday olmasını isteyenler çoğunlukta." ifadesini kullandı.

Erhan, mevcut şartlarda Türkiye ile AB ilişkilerinin geleceğine değinerek, şunları kaydetti:

"Taraflar arasındaki ilişkilerin bundan sonra tam Birlik hedefleri doğrultusunda değil mevcut ilişkilerin yeniden gözden geçirilerek, her iki tarafın ortak çıkarları doğrultusunda güncelleneceği yeni bir formatta devam etmesi gerekiyor.

Bugün Türkiye’de AB konularında uzman olan hiç kimse Türkiye’nin yakın ya da orta vadede, AB’ye kabul edileceğini söyleyemez. Bunun sebebi, Türkiye’nin kriterleri yerine getirmemesi de değildir. Birlik ülkelerinin içinde, Türkiye’nin üye olmasını isteyen ülke yok."

"TÜRKİYE'YE YAPTIRIM UYGULAMASI KARŞILIK BULMAZ"

Avrupa’da aşırı sağın yükselmesiyle, Türk karşıtlığı ve Müslüman düşmanlığının güncel Avrupa siyasetinin bir parçası haline geldiğini belirten Erhan, AB'nin mevcut siyasi haritasının 80 milyonluk Müslüman bir ülkeyi kaldıramayacağını ifade etti.

Erhan, taraflar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için atılması gereken adımlara dikkati çekerek, "Bunun yolu gümrük birliğinin düzenlenmesidir, Türkiye’nin 1973’ten beri hak ettiği vize rejiminin kaldırılmasıdır ve göç konusunda Avrupa Birliği'nin Türkiye’ye vermiş olduğu sözleri tutmasıdır. Türkiye’nin zaten AB’den bunun dışında bir beklentisi yoktur." diye konuştu.

Gelecek ay Brüksel'de düzenlenecek zirvede, Türkiye'ye karşı yaptırım uygulanması ihtimalini de değerlendiren Erhan, şöyle devam etti:

"Şu anda Türkiye, Doğu Akdeniz’de kendi egemenlik haklarını savunuyor. Kendi haklarını savunma doğrultusunda uluslararası hukuka uygun adımlar atıyor. Güney Kıbrıs Rum Kesimi ya da Yunanistan istemedi diye bu haklarından vazgeçecek de değil.

Bu yüzden AB'nin beyhude yere kendi anlamsız hedefleri doğrultusunda Türkiye'ye yaptırım uygulanması, Türkiye’de bir karşılık bulmaz çünkü yaptırımın içi boş. Ne yapacaklar? Yıllık ilerleme raporunda bizi mi eleştirecekler? Kimsenin ilerleme raporundan haberi bile yok. AB’nin artık şunu anlaması gerekir ki; Brüksel, üyelik perspektifinden vazgeçtiğinden beri Türkiye’de kimse Brüksel’in ne dediğine kulak vermiyor."

KAYNAK: AA
YORUMLAR 36
  • Kaçak Müslüman 3 yıl önce Şikayet Et
    AB yi yürüten sionistlerin isteigini yaziyor burda. Allah bizi iç ve diş hainlerden korusun.
    Cevapla
  • saga 3 yıl önce Şikayet Et
    Bağcı hala AB peşinde ve bize ayar vermeye çalışıyor. Git o ayarı AB'ye ver be adam
    Cevapla
  • hacı emmi 3 yıl önce Şikayet Et
    Türkiye'yi kaybetmez ama içerideki hainleri kahraman ilan ederler ve içimiz de bulunan aydın görünümlü cahil kesimleri kullanabilirler. yine istihbaratta çok iş düşüyor.
    Cevapla
  • misafir 3 yıl önce Şikayet Et
    avrupanın bugüne kadar yaptığı şey bizi oyalamak hiçbir zaman bizi sevmedi içine almayı da düşünmedi zira haçlı ordusunun devamı bir zamanlar bize karşı kuruldu buradaki olay bizim onların istemedikleriyle yakınlaşmamamız veya eskisi gibi güçlenmememiz yani birşekilde kapılarında köpek onların istemediklerini bizimle korkutmak 50 yıl oldu içlerinde yaşıyorum eminim anlamak içinde içlerinde yaşamaya gerekde yok
    Cevapla
  • Çiçek. 3 yıl önce Şikayet Et
    Hiiiiiiç bir zaman Avrupa BİRLİGİNE girmeyi ve Avrupa lı olmayı istemiyorum her Ahlaksızlığın kabul gördügü her suçun hoş görüldüğü dakikada bilmem kaç kadının saldırıya ugradıgı bozuk 1 Avrupa birligi bizden uzak olsun kıyamete kadar Allahın izniyle inşallah Amin Amin zaten hastalık en çok Avrupa da kanser korona obezite ve her şey mevcut bizden uzak olun inşallah Amin
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
DEM Parti'den skandal Türk bayrağı kararı!
KAAN için yeni aşama! Teslim tarihi öne çekildi