Uzaktan eğitimde çocukları nasıl yönlendirmeliyiz?

Koronaviüs salgını nedeniyel okulların tatil olmasının ardından çocuklar evde eğitime başladı. Bu süreçte anne ve babalara büyük rol düşerken Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Prof. Dr. Mustafa Zülküf Altan ebeveynlere faydalı olacak bilgiler paylaştı.

Uzaktan eğitimde çocukları nasıl yönlendirmeliyiz?
Uzaktan eğitimde çocukları nasıl yönlendirmeliyiz?
GİRİŞ 08.04.2020 16:47 GÜNCELLEME 09.04.2020 12:04

Koronovirüs pandemisi dolayısıyla eğitim ve öğretim faaliyetlerine bir süre son verilmesi ve bu sürenin hayli uzun sürecek olması nedeniyle her ne kadar çevrimiçi öğretme kanalları kullanılsa da sizlerin de evde çocuklarınıza “bir tür öğretmenlik” yapmanız gerekmektedir ki zaten çoğunuz bu sürecin içindesiniz. Ancak Bazı öğretim uygulamalarının arkasında yatan nedenleri bilerek çocuklarınıza yardımcı olarak liderlik yapmanız, sizlerin daha etkili ve anlamlı evde öğrenme fırsatları yaratmanıza katkı sağlayacaktır.

 

Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Prof. Dr. Mustafa Zülküf Altan'ın açıklamaları;

Sevgili ebeveynler, “vekil öğretmenler” olarak yeni rollerinizi anlamak için uğraştığınızın farkındayım. Bu süreç ciddi sabır ve sebat gerektirecektir. Bu süreçte karışıklıklar, deneme ve yanılmaların olacağını ve bunların da normal olduğunu unutmayınız. Karşılaşacağınız karışıklıklar, asla yetersizlik olarak algılanmamalıdır. Bu durumun sürekli olmayacağını ve sizlerin asla öğretmen olmadığınızı ve olmayacağınız unutmayınız.

Bu yazıda; sizlere, kısa ve anlaşılır bir formatta ev şartlarında, elinizin altındaki imkânlara göre öğretimi daha verimli, planlı ve uzun süreli daha önemlisi de öğrenme odaklı nasıl şekillendirebileceğiniz konusunda öneriler vermeye çalışacağım.

ESNEK ÖĞRENME ORTAMLARI

Öğrenmenin gerçekleştiği ortamlar önemlidir. Bu yüzden esnek bir öğrenme ortamı oluşturunuz. Yurt dışında esnek öğrenme ortamları sağlayan okullar artık çok yaygın. Bizde de bazı kurumlarda mevcut. Esnek çalışma ortamları hem öğretimde öğrencilerin, hem de iş hayatında çalışanların daha üretken olmalarına yardım eder. Evde öğrenme ortamları nerelerdir, belirleyiniz. Salon, oturma odası, varsa kapalı balkon, çocuğun kendi odası, vb. Esnek öğrenme ortamları çocuklara nerede, nasıl ve ne öğrenebileceklerinin seçimini sağlar. Seçim şansının; karar verme süreçlerinin ve sorumluluk üstlenmenin anahtarı olduğunu unutmayınız. Bu seçim, çocukları daha çalışma odaklı ve üretken yapacak ve evdeki eşyaları kendi öğrenme ihtiyaçlarına göre tasarlama ve kullanma fırsatı verecektir. Bu seçim şansını verirken de kendilerinden beklentilerinizi mutlaka açık, anlaşılır ve net bir şekilde iletiniz! Hangi işler, dersler hangi ortamlarda gerçekleştirilebilir gibi parametreler mutlaka oluşturunuz.

Örneğin, boyama işini yatak odasında yapmamak, banyoda matematik çalışılamayacağı gibi! Ayrıca matematik çalışırken klasik masada oturabilir, çevrim içi dersi de koltukta uzanarak izleyebilir. Evdeki eşyaların yerlerini değiştirerek ufak kurnazlıklar da yapabilirsiniz. Bu öğrenme ortamını daha da dinamik yapacaktır. Balkona daha rahat bir koltuk koyma, masanın üstüne ufak bir çiçek koyma, odadaki masayı daha iyi ışık gören bir yere çekmek gibi.

Sabit yeri olan öğrenme ortamlarıyla, seçme şansı verilen öğrenme ortamları arasında bir dengeyi de mutlaka oluşturunuz

 

ÇOCUĞUNUZUN ÖĞRENME İSTEĞİNİ TAKİP EDİN

Çocuğunuzu ve öğrenme sürecini her sabah ve gün içinde kontrol ediniz. Güne iyi başlamak, gün içinde gerçekleşecek akademik faaliyetlere kıyasla daha fazla öneme sahiptir. Ait olma, iyi hissetme, bağlı olma gibi duygular öğrenmeye çok ciddi katkı sağlar. Örneğin çocuğunuz üzgünse veya yalnız hissediyorsa verimli olamayacak, öğrenme süreci sıkıcı gelecektir. Güne dinç, neşeli ve istekli başlayınız.

Bizlere rutin bir aktivite gibi gelse de her sabah okulun önünde toplanmak, andımızı okumak, okulların girişinde idarecilerin öğrencileri karşılaması, öğretmenlerin bazen sınıf girişlerinde ama mutlaka sınıf içinde öğrencileri karşılaması, selamlaşması, arada bire bir kontak kurarak iletişim içinde olmalarının önemini hatırlayınız. Rutinlerin olmasında fayda vardır. Yaratıcılığınızı kullanınız.

Çocuğunuzun yaş özelliğine göre; güne başlarken ve günün belli bölümlerinde, o anki ruh halini sorunuz ve kendisini ifade etmesine olanak veriniz. Örneğin, o anlık ruh halini yansıtan emojiler kullanmasını isteyebilirsiniz. Bunu renklerle de yapabilirsiniz. Örneğin, o günkü ruh halini yansıtan renkte bir kıyafet giymesini isteyebilirsiniz.

Çocuğunuzun gün içinde diğer arkadaşlarıyla iletişim kurmasının da önemli olduğunu unutmayınız. Ancak bunun sınırları olduğunu da mutlaka bilmelidir.

DERS ARALARINI MUTLAKA VERİN

Motorun dinlenmeye ihtiyacı vardır. Bu yüzden kontak kapamayı unutmayınız. Arka, arkaya yapılacak işlerin, ödevlerin, faaliyetlerin faydalı olmayacağını biliniz. Bu konuda asla ısrarcı olmayınız. Okullarda teneffüsler neden vardır? Gün içinde farklı dersler ve farklı aktiviteler olur. Örneğin, Matematik, test çözmek gibi sol beyin aktivitelerinden sonra verilecek aradan sonra tarih, edebiyat, resim gibi sağ beyni aktive edecek alanlara yöneliniz. Dinlenmeler beyne format atacak, şarj edecek ve açık hale getirecektir.

YAŞ GRUPLARINA GÖRE DİKKAT SÜRELERİ

Yaş gruplarına göre farklı dikkat süreleri olduğunu hatırlayınız. Bu rakamlar kesin çizgiler değildir ancak ciddi yol göstericidir. Dikkat sürelerini dikkate alarak dinlenme molalarına kendilerinin karar vermesini sağlayınız.

2 yaş: 4-6 dk.

4 yaş: 8-12 dk.

6 yaş: 12-18 dk.

8 yaş: 16-24 dk.

10 yaş: 20-30 dk.

12 yaş: 24-36 dk.

14 yaş: 28-42 dk.

16 yaş: 32-48 dk.

ÖĞRETİRKEN ÖĞRENECEĞİNİZİ UNUTMAYIN

Her öğrenci özeldir ve tekdir. Çocuğunuz (çocuklarınız ) için kişiye özel çalışma ritmi tespit ediniz. Odaklanma kalitesini arttırmak için dersleri de kendi içinde parçalara ayırmak faydalı olacaktır. İşe yarayan bir ritim mutlaka bulunuz. Sıkı, sabit ve çok kalın çizgileri olan bir çalışma programı asla işe yaramayacaktır! Çocuğunuzun çalışma algoritmasını yani sabah mı, öğle sonu mu, akşamüstü mü daha hevesli, istekli ve zevkli çalıştığını fark ediniz.

Kayıt etmeyi ve öğrenmeyi pekiştirmeyi unutmayınız. Öğretimde en çok yapılan yanlışlardan birisi, öğretimin en önemli amacının “öğrencilere bilgi aktarmak ve bu bilgileri kavramalarına, zihinde tutmalarına yardımcı olmak” düşüncesidir. Hatırlamak ve zihinde tutmak işin sadece bir parçası ve ilk adımıdır. Etkili öğrenme, öğrencilerin bilgiyi sık sık almasını ve ardından öğrenilen bilgilerin yeni bir anlam kazanmasını gerektirir. Yeni bilgiler, eski bilgilerle harmanlanmalı ve yeni bir oluşum sağlanmalıdır. Öğrenme, ASLA test çözme becerisi kazanmak değildir! Pekiştirme dediğimiz bu süre, geleneksel sınıflarda genellikle gözden geçirme, ara sınavlar, sınavlar ya da çizim, şarkı besteleme veya yakın zamanda öğrenilenler hakkında bir model oluşturma, sunum yapma gibi çok duyusal uygulamalar yoluyla gerçekleştirilir.

Okuma veya ezber yapma gibi daha pasif bir öğrenme uygulamasından sonra aktif öğrenmeyi sağlayabilmek için tartışma, yazma veya bir sanat çalışması gibi fırsatlara mutlaka yer veriniz. Öğretirken, öğrenebileceğini unutmayınız. Bu bakımdan çocuklarınızın öğrendiklerini bir ebeveyne, akrana veya kardeşine öğretmesini destekleyeniz, teşvik ediniz.

Okuma veya ezber yapma gibi daha pasif bir öğrenme uygulamasından sonra aktif öğrenmeyi sağlayabilmek için tartışma, yazma veya bir sanat çalışması gibi fırsatlara mutlaka yer veriniz. Öğretirken, öğrenebileceğini unutmayınız. Bu bakımdan çocuklarınızın öğrendiklerini bir ebeveyne, akrana veya kardeşine öğretmesini destekleyeniz, teşvik ediniz.

Verimli mücadeleyi ve zorlanmayı teşvik ediniz. Çocuklarınıza, kapasitelerin az üstünde, zor ama başarılabilir, görevler vererek, onları daha üretken bir mücadele için teşvik ediniz. Öğrencilerin zorlayıcı ama yine de yetenekleri dâhilinde olan problemleri çözdüklerinde öğrenmeleri derinleşecektir. Müdahale etmeden önce çocuğunuzun problemlerle boğuşmasına izin veriniz. Asla hemen yardım etmeyiniz. Yardımları, o uğraşırken ortaya çıkan durumlarda destekleyici olarak veriniz. Asla kendiniz çözümlemeyiniz.

Biliyorum, çoğunuza daha önce duyduklarınızdan farklı gelecek ama övme ve aferin verme konusunda lütfen, CİMRİ olunuz! Sıradan bir ödevi veya işi tamamladığında, çocuğunuzu “akıllı olduğu” için övmekten, lütfen kaçınınız. Çocuğu; doğal nitelikler, sıradan başarılar için övmek, onları sıradanlaştıracak, risk almamaya ve yeni veya zorlayıcı şeyler denemekten vazgeçirecektir.

Aferini ve övgüyü en üst noktada verinizi ki daha iyisini, niteliklisini yapabilme hevesi ve isteği oluşsun! Standart bir başarıda aferin alıyorsam neden daha üstünü deneyeyim ki? Çocuklarınızın kendi kapasitelerini zorlama ve ellerinden gelenin en iyisini yapmaya devam etmelerini istiyorsanız, sıkı çalışmayı övmek ve en zor noktalarda aferin demek çok daha etkili olacaktır.

Hevesi, isteği ve oyunu unutmayınız. Evde eğitimin en az birkaç ay daha devam edeceğini unutmayınız. Çocuğunuzu istek, heves ve tutkuyla uğraşacağı eğlenceli projelere zamanında yönlendirerek ve bu tür çalışmalar oluşturarak, onların uyum zihniyetlerinin ötesine geçmesini sağlayabilir ve o sıklıkla duyduğunuz "dersimi, ödevimi, İşimi tamamladım, şimdi gidebilir miyim?" sorusundan hem kurtulur hem de bunların sayısını azaltabilirsiniz. O soruyu soran çocuğun, öğrenmeden zevk almadığı açıktır! Öğrenme asla işkenceye dönüşmemelidir. Zevk almıyorsam neden öğreneyim! Çocukların daha verimli ve istekli çalışmaya devam etmeleri için sizin zorlamanızdan ziyade onların içsel motivasyona sahip olmaları ve bunu arttırmaları gereklidir. Aslında; evde okulu, çocukların farklı konuları keşfetmeleri için çevrelerini kullandıkları ve daha derin bir öğrenme fırsatı olarak algılayabilecekleri bir fırsata dönüştürebilirsiniz.

Yemek pişirmek, temizlik yapmak, kışlıkları kaldırıp, ilkbahar ve yaz kıyafetlerini hazırlamak, dolaplarını düzenlemek, bahçe varsa bahçeyi temizlemek veya bu işleri organize etmek gibi ev faaliyetleri, çocuklara problem çözme becerilerini geliştirme fırsatı sunarken, sorumluk bilincini de aşılar. Müzik, sanat, resim ve dansın dil becerilerini ve zihinsel odaklanmayı arttırdığı gibi empatiyi ve yaratıcılığı da geliştiren oldukça ilgi çekici aktiviteler olduğunu unutmayınız.

Hangi yaş grubunda olursa olsun, akademik çalışmalarda, oyunun önemini unutmayınız. Oyun ve egzersizler; matematik ve fen bilimleri gibi analitik görevleri gerçekleştirdikten sonra beyine bir soluk vermekle kalmaz, beynin yapısını, bellek, dikkat, ruh hali ve bilişsel işlevini geliştirecek şekilde de değiştirir. Çok fazla yapılandırılmamış ve kuralları yetişkinler tarafından belirlenmemiş oyunlar; çocukların, sosyal-duygusal becerileri kazanmalarına ve yaratıcı problem çözme kapasitelerine katkı sağlayacaktır. Oyunla öğrenmenin merkezinde oyun değil, öğrenme olmalıdır.

v Sizler, ne öğrenci ne de gerçek öğretmenlersiniz. Eğitim ve Öğretime ara verilmesi nedeniyle çeşitli çevrimiçi sistemler devreye sokuldu. Millî Eğitim Bakanlığı EBA, özel okullar ise değişik çevrim içi sistemleriyle (Vedubox, Zoom, Discord, vs.) bu hizmeti vermeye çalışıyorlar.

Uzaktan eğitim kolay bir hizmet değildir. Altyapı, teknik destek, öğretim yöntemleri, alışkanlık, öğretim anlayışı, materyal, vs. bir sürü bileşkenin kısa sürede devreye girmesi ve tam anlamıyla başarı sağlanması mümkün değildir. Bütün dünya şu an aynı süreçten geçerken benzer sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu süreçte sorun olmaktan kaçınarak, mevcut hizmetlerden en fazla nasıl yararlanabiliriz diye sormanızın faydası olacaktır. Dersler sırasında çocuğunuza ve/veya canlı yayın esnasında öğretmene müdahaleden, sınırları aşan uyarı ve önerilerden, lütfen kaçınınız. Kendinizi ne çocuğunuzun ne de öğretmenin yerine koymayınız. Paylaşmak istediğiniz bir konu

varsa, daha sonra ilgililerle paylaşmanızda fayda vardır. Unutmayınız ki öğretmenler de tıpkı sizler gibi işlerini profesyonel olarak yapmaya çalışmaktadır.

Sevgili anneler ve babalar, bu sıkıntılı ve mecburi süreci avantaja çevirebiliriz. Yukarıda paylaşmaya çalıştığım önerile, umarım sizlere yardımcı olacak ve yeni bakış açıları kazandıracaktır. “Bütün bunları zaten biliyor ve uyguluyorum” diyenleriniz de olursa, onlar da omuzlarına dokunup kendilerine aferin deyip ödüllendirebilirler.

ANNE VE BABALARA ÖNERİLER

Bu arada sizlerin de hem zihinsel hem de bedensel sağlıklı kalmanız gereklidir. Bunun için de sizlere özel bazı önerilirim olacaktır.

1. TV’lerde, çevrimiçi gazetelerde, özellikle sosyal medyada tam bir bilgi fazlalığı ve kirliği söz konusu! Her gördüğünüze, okuduğunuza inanmayın, lütfen. Mutlaka filtreleme kullanınız ve sağlıklı ve doğru bilgiye ulaşmaya çalışınız ve bundan emin olunuz. Bunun için de en önemli şey konuyla alakalı resmi kaynakların takip edilmesi olacaktır.

2. Hepimizin korkuları vardır. Bu korkularınızı, lütfen belirleyiniz ve onları mutlaka isimlendiriniz. Bunlar hakkında eşinizle, arkadaşlarınızla varsa ulaşabileceğiniz uzmanlarla, aile hekiminizle konuşunuz ve hem yardım hem de destek alınız.

3. Kendiniz ve aileniz elbette çok önemlidir ancak bu süreç bizlerin başkalarını da düşünmemizi gerektiren bir süreçtir. Komşularınızla sesli iletişim içinde olunuz. Özellikle yaşlı; eş, dost, akraba ve komşu varsa onlarla daha fazla iletişim kurunuz. Yardıma ihtiyaçları varsa, öncelikle resmi kurumlardan yardım isteyiniz, gerekirse sizler de yardımda bulununuz. Unutmayınız ki en güzel yardım, konuşmak ve paylaşmaktır. Birlikte ayakta kalacak ve daha güçlü olacağız.

4. Sizlerin de yardıma ihtiyacı olacaktır. Ancak yardım alırken ve yardım talep ederken, lütfen bunun akıllıca olduğundan emin olunuz. Kulaktan dolma, gerçek bilgiye dayanmayan bilgilerden uzak durunuz!

5. Uyandığınız andan yatana kadar mutlaka rutinlerinizin olmasına dikkat ediniz. Bu rutinler, sizi sürekli aktif tutacak ve eve bağımlı kaldığınız hissini size unutturacaktır. Kahvaltı, kahvaltı sonrası güzel bir kahve molası, spor (tek, eşinizle, çocuğunuzla) spor sonrası gazete okumak, sosyal medya takip etmek, yemek hazırlamak, arkadaşlarla sohbet, çocukların çalışmasına yardım, eşlik etmek, eşinizle zaman geçirmek, TV izlemek, günü değerlendirmek, vs. gibi.

6. Her gün farklı bir konuda okuma yapmayı unutmayınız. Çevrimiçi sitelerde bolca farklı konularda dergiler mevcuttur. Bahçecilik, ev dekorasyon, mobilya, sanat, otomobil, sağlıklı yaşam, bilim, uzay, müzik, dans, seyahat, vs. Daha önce okumadığınız alanlarda okumanızı, özellikle tavsiye ederim. Çok faydalı olacağını göreceksiniz.

7. Olup bitenlerden, yapmak isteyip de yapamadıklarınızdan, ertelenen işlerden, inşallah olmamıştır ama aile ve tanıdıklarınızı kaybetmekten asla suçluluk hissetmeyiniz. Şükretmek, ibadet, meditasyon ve dua etmek rahatlatacaktır.

Umarım, bu süreç hem sizler hem çocuklarınız hem de büyük aileniz için sağlıklı, zevkli ve öğrenme dolu geçer. Sağlık ve hijyen kurallarına uymayı da unutmalıyım. Bu süreçte dikkat etmenizi isteyeceğim bir

husus da hijyen sağlayacağım diye çocukların özellikle de erkek çocuklarının, uzun süreler su ve sabunla oynamalarına, uğraşmalarına izin vermeyiniz, bu konuda dikkatli olunuz. Çünkü böylesi bir tutum, ileride onların kişilikleri üzerinde ciddi etkiler bırakacaktır.

Her şey normale döndüğünde, çocuğunuzu okulun açıldığı ilk gün okula götürdüğünüzde siz, eğer tek başına gidiyorsa, çocuğunuz mutlaka öğretmenine bir demet canlı çiçekle gitsin (Önerim Krizantem olacaktır). Öğretmenlik mesleğinin, özellikle profesyonel öğretmenler için, ne denli zor ve yıpratıcı olduğu, bu süreçte bir kez daha anlaşılmıştır, sanıyorum. Öğretmenler çok daha fazla sevgiyi ve saygı hak etmiyor mu?

Mail: altanmz@erciyes.edu.tr

Twitter: mzaltan

Instagram: altanmz

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
CHP kurmayları açıkladı! İşte Özel'in Erdoğan'a götüreceği konular
Yüzyılın en büyük projesi olan "Kalkınma Yolu projesi"nin bölge için neden önemli?