Gelin hep birlikte 18 buçuk yıl öncesine gidelim ve 14 Mayıs 2004 tarihinde gazetelerde yayınlanan haberlerden iki spot cümle aktaralım:

-Savunma Sanayii 2004 Yılı İcra Komitesi toplantısı sona erdi.

-Toplantıda, modern tank, taarruz taktik keşif helikopteri ve insansız hava araçları projelerinin mevcut ihalelerinin iptal edilmesine karar verildi.

Şimdi de haberin devamında Savunma Sanayii İcra Komitesi adına yapılan açıklamaya bir göz atalım:

''Söz konusu projeler için milli imkanların azami kullanımı ile yurtiçi üretimi ve özgün tasarımı esas alan yeni tedarik modellerinin oluşturulmasına ve Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaçlarının bu modeller çerçevesinde karşılanmasına, bu çalışmalarda yerli-yabancı ortak girişimleri, yurtiçi firmalarımızın daha etkin olabilmelerini sağlayacak imkanların hazırlanmasına karar verilmiştir.''

Her şey 18 buçuk yıl önce ortaya güçlü bir irade koymakla başladı dersek yanlış söylemiş olmayız.

Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılan o toplantıdan böyle bir kararın çıkması, Erdoğan’ın sevdiği futbol tabiriyle bugünkü pek çok kazanımın başlangıç vuruşu olarak nitelendirilebilir.

GÜÇLÜ SİYASİ İRADE OLMADAN OLMUYOR

Geçen hafta, SAHA EXPO Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı'na eski Genelkurmay İkinci Başkanı, emekli orgeneral Ergün Saygun’un sözleri damgasını vurdu.

2007 yılında (27 Nisan) hükümete karşı muhtıra olarak nitelendirilen e-bildirinin kaleme alınmasında rolü olduğu bilinen, o yıllarda siyasi iktidara karşı askeri vesayet rejiminin güçlü bir aktörü olarak hareket eden Saygun’un geçen hafta söyledikleri tam olarak şöyleydi:

“Varlığa doğan yokluğu bilmez. Şu yapılanların kıymetini, değerini çok iyi anlayan bir jenerasyondan geliyorum. Çünkü 45 senelik askerlik hizmetimin büyük kısmı, yardım malzemesi kullanmanın burukluğu, üzüntüsü ve mahcubiyeti ile geçti.”

29 Ekim Cumartesi günü, Cumhuriyetin ilanının 99’uncu yıldönümünde, Türkiye’nin yerli ve milli otomobili TOGG’un Bursa/Gemlik’te inşa edilen fabrikasının açılışı yapıldı.

Açılışa katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Nuri Demirağ’a, Nuri Killigil’e, Vecihi Hürkuş’a atıflar yaptı.

61 yıl önce Devrim otomobilinin başına gelenlerle bu isimlerin başından geçenler bir birine çok benziyordu.

Peki, onlar neden yapamadılar?

Eksik olan neydi?

Daha doğrusu, engel olan neydi diye sormak lazım.

Hiç şüphesiz en eksik olan siyasi irade eksikliğiydi.

Teşvik olmak şöyle dursun, bu saydığımız isimlerin büyük hayalleri, yaşadıkları dönemin siyasi iradesi tarafından bildiğiniz sabote edildi.

Büyük işler yapmaları istenmedi.

Zayıf, güdümlü yönetimler, böyle işler için gerekli güçlü siyasi iradeyi koyamadıkları için Türkiye on yıllarını kaybetti.

Daha önce olmayıp da bugün olan işte tam da bu:

Güçlü siyasi irade.

Önce inanca, sonra güçlü iradeye, zorluklar karşısında dirayet göstermeye, cesarete ve kararlılığa ihtiyaç vardı.

Bunların bileşiminden doğan güçlü siyasi irade sayesinde güçlü projeler yapılabilir hale geldi.

SELÇUK BAYRAKTAR VE İSMAİL DEMİR’İN SÖZLERİNE KULAK VERELİM

Tabi, asıl bundan sonrası büyük önem taşıyor.

TOGG’un 2030 yılına kadar 1 milyon otomobil üretmesi ve dünya pazarlarına satması hedefleniyor.

Savunma Sanayii’nde önümüzdeki 10 yıl mevcut ivmenin devam etmesi için hayati önemde.

Tökezleme halinde süper lige çıkacağımız yere, daha alt liglere düşmemiz kaçınılmaz hale gelecektir.

Tam da bu noktada, Selçuk Bayraktar’ın iki ay önce söylediklerini hatırlatalım:

Şunları söylemişti Bayraktar:

- En ufak bir gevşeklik bu projeleri yok etmeye yeter. Küçücük bir takoz her şeyi çöp eder. Maalesef bazı şeylerin taşları döşeniyor. Endişemiz var ve hep olacak.

- Takoz koyarsanız önüne, 'hiçbir işe yaramıyor dersiniz' aynı Devrim otomobilinde olduğu gibi. Geçmişte bunları defaatle yaşadık. Bugün de bu taşların döşendiğini görüyoruz.

Şimdi de geçen yıl Kanal 7’de yaptığımız bir programda Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’e savunma sanayii ile siyasi irade ilişkisine dair sorduğum soruya aldığım cevabı hatırlatayım:

“Savunma Sanayii'nin milli bir konu olduğunu, bel altı vuruşlar için bahane edilmemesi gerektiğini sürekli söylüyoruz. Söylememize rağmen bunu sürekli yapıyorlar. Yine, Savunma Sanayii'ndeki gelişmede en önemli faktör, siyasi irade. Cumhurbaşkanımız bu konudaki kararlılığı defalarca vurguladı. Bu kararlılığın yerine başka bir şey geçerse tabii ki, bütün bu gidişatla ilgili önemli kayıplarımız olur. Zaten geçmişte biz bunu gördük. Genelde ağır sanayide ödenen bedeller. Nasıl alay konusu oldular. Başta rahmetli Erbakan olmak üzere. Onun söyledikleri nasıl uçuk bulundu? Nuri Demirağları, Vecihi Hürkuşları, düşünürseniz...”

Daha önce niye olmuyordu da şimdi oluyor sorusunun cevabı Bayraktar ve Demir’in bu sözlerinde saklı.

Ha, bir de şu var:

Sağımızda, solumuzda, önümüzde arkamızda böyle işlere inanmak şöyle dursun, inananların cesaretini kırmak için çabalayanların, hem de mebzul miktarda olduğunu unutmamalı.