Van'da yok olma tehlikesi altında bulunan elma ve armut türleri, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) ile İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce koruma altına alındı

YYÜ Ziraat Fakültesi, Van'da yıllar önce yaygın olarak yetiştirilen ancak kentleşmeyle üretim alanları da yok olan elma türlerinden "kırmızı pamuk, şamran kayısısı, kırmızı aslik, görentaş mellaki, abukan aslik, cebegirmez" ile "mellaki, limon" gibi armut çeşitlerinin gelecek nesillere aktarılması amacıyla proje başlattı.

İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün de destek verdiği proje kapsamında YYÜ yerleşkesinde söz konusu meyvelerin fidanlarının yetiştirilmesi için tüm teknolojik imkanların bulunduğu 500 metrekarelik sera kuruldu.

Fakülte öğrencilerine uygulamalı eğitimin de verildiği serada yetiştirilen fidanlarla oluşturulacak 10 dönümlük meyve bahçesinde kaybolmaya yüz tutan meyvelerin tekrar yetiştirilmesi sağlanacak.

YYÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Demir, AA muhabirine, Van'a özel bir çok meyve çeşidinin bulunduğunu, bu türlerin sürdürülebilirliğini sağlamak istediklerini söyledi.
Gelecek yıl büyüyecek fidanlarla oluşturacakları damızlık meyve bahçesinde yok olmaya yüz tutan meyveleri yetiştireceklerini belirten Demir, bu sayede bir gen ve koleksiyon bahçesine kavuşacaklarını aktardı.

Vatandaşların bahçelerde yok olmaya yüz tutan meyveleri görebileceğini, isteyenlerin fidan alabileceğini aktaran Demir, şunları kaydetti:
"Burada birçok çiftçi ve üreticimiz projenin sonucunu heyecanla bekliyor. Ağaç türlerinin sürdürebilirliği ve muhafazası amacıyla fidanlardan temin etmek istiyor. Meyveler arasında önemli olan kırmızı pamuk elma. Bunu bütün Vanlılar bilir ve eskiden her bahçede bulunurdu. Unutulmaya yüz tutmuş meyve çeşitlerimizin sürdürebilirliğini ve muhafazasını öngörüyoruz."

"BU TARZ PROJELERİN ARTARAK DEVAM ETMESİ GEREKİYOR"

Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ösmetullah Arvas ise yerel meyve çeşitlerinin geliştirilmesi kapsamında projenin ortaya çıktığını bildirerek, genetik kaynakların korunması amacıyla yürütülen çalışmanın temel amacının bölgede üretimi yapılmayan yerel meyve çeşitlerinin tekrar çoğaltılması ve yaygınlaştırılması olduğunu vurguladı.

İnsanların, "nerede o eski meyvelerin tatları?" demeye başladığını anlatan Arvas, şunları kaydetti:
"Böyle bir özlem vardı insanımızda. Eski meyve çeşitlerinin kokusu, aroması ve tadı kendi yöresine özgü oluyordu. Özellikle ekolojik faktörler göz önüne alındığında Van'ın Antalya'dan sonra en çok güneşi alan ikinci kent olması, gece gündüz arasındaki sıcaklık farkının olması gibi bir çok belirgin özellik, buradaki meyve çeşidinin tadı, kokusu ve aromasının farklı olmasına neden oluyor. Bu tarz projelerin artarak devam etmesi gerekiyor."

Yorumlar 3 Yorum Var
  • Ali Yıldız 04.11.2019 03:33
    bravo
  • mustafa metin 04.11.2019 00:27
    allah razı olsun böyle projelerin her bölgemizde geliştirilerek yapılması lazım emmeği geçenlerden allah razı olsun
  • fakirmucit 03.11.2019 17:49
    Tebrikler. Gen kaynaklarını muhafaza etmenin değerini ve gerekliliğini 20-30 sene sonra anca anlayacak pek çok akademisyen var bu ülkede maalesef.