Geliştirdikleri "Lale" isimli hücre besiyeri (hücreler için besin ortamı) 200 ülkede aşı çalışmalarında kullanılan Cem Erdem ve Dr. Aziz Çaylı, 3 yeni hücre besiyeri daha geliştirdi.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) bünyesindeki teknoparkta 4 yıl önce Flora Bio adlı şirketi kuran Erdem ve Çaylı, biyoteknolojik ilaçlar üzerine çalışmalar yürütüyor.

Türk bilim insanları, ilk biyoteknolojik hücreyi 2017 yılında geliştirmeyi başardı. Tüm üretim sürecinin yerli ve milli olarak gerçekleştirildiği projenin sonunda besiyerine, Çaylı'nın kızının adı olan "Lale" ismi verildi.

Aynı yılın mayıs ayında besiyer global bir yabancı firmaya lisanslandı. Lale besiyeri, 200 ülkede şap aşısı geliştirme çalışmalarında kullanılmaya başlandı.

"Lale"den güzel bir geri dönüş alan bilim insanları, bu alandaki çalışmalarına hız verdi. TÜBİTAK'tan da destek alan Çaylı ve Erdem, bu süreçte 3 besiyeri daha geliştirmeyi başardı.

Viral aşılar ve kanser ilaçları alanlarında kullanılmak üzere geliştirilen biyoteknolojik hücrelere ise "Leylak", "Orkide" ve "Yonca" isimleri verildi.

Türk bilim insanları, onların da bilimsel çalışmalarda kullanılması için yabancı bir firma ile görüşmeler yürütüyor.

Flora Bio Yönetim Kurulu Başkanı Cem Erdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'deki biyoteknolojik yatırımlardaki eksiklikleri gidermek ve biyoteknolojik ilaçlarının geliştirilmesi için Dr. Aziz Çaylı ile ortak laboratuvar kurduklarını belirtti.

İş ortağı Çaylı'nın Almanya'da biyoteknolojik ilaç konusunda önemli çalışmalar yaptığını vurgulayan Erdem, "Orada kurduğu CellCa firmasıyla 70'e yakın biyoteknolojik hücre ve 90'ın üzerinde ilaç üretim projesi geliştirdi. Çaylı, dünyada biyoteknolojik ilaç geliştirme konusunda en fazla kullanılan besiyeri olan Acticho'yu bulan kişidir. Firmadaki hisselerini devrettikten sonra Türkiye'ye döndü." dedi.

İlaç moleküllerinin geliştirilmesinde ilk aşamanın, hücrenin beslenmesini sağlayan "besiyeri" olduğuna dikkati çeken Erdem, şirket olarak bu alanda iyi bir noktaya geldiklerini ifade etti.

Besiyeri ile ilgili bilgi veren Erdem, "Hücrelerin en efektif şekilde protein üretmeleri için ihtiyaçları olan besin kaynağını alabilecekleri sıvılar geliştiriyor. Bu sıvılar 95 uygun kimyasalın belli bir bilgi birikimiyle karıştırılmasıyla oluşuyor. Biz aslında bizim gibi yiyip içemeyen hücrelerin en efektif şekilde çalışacakları besin ortamları hazırlıyoruz." diye konuştu.

Erdem, "Lale" besiyerinin şap aşısının üretiminde kullanıldığını söyledi. Bu sayede dünya tarafından tanındıklarını dile getiren Erdem, sözlerini şöyle tamamladı:

"Geliştirdiğimiz besiyeri global bir yabancı firmaya lisansladık ve onun vasıtasıyla 200 ülkede üretilip satılmaya başlandı. Dizaynı Türkiye'de yapılan ürünün 200 ülkeye satılıyor olmasından mutlu ve gururluyuz ancak bu bize yetmiyor. En büyük hedefimiz gerekli maddi kaynağı bulduktan sonra besiyerin üretim tesisini Türkiye'de kurmak. Bunu başarırsak ülkemizin ithalat oranını da azaltmış oluruz. Ülkemizde ürettiğimiz besiyerlerini dünyaya satmak istiyoruz."

Yorumlar 3 Yorum Var
  • hıghlander 01.05.2020 22:18
    Antikor mekanizması farklı....Öyle kaldırımda gezerken ''aaa !uzaktan gördüm'' şeklinde tanıma olmuyor,Virüsün ,saldırdığı hücrede aktif hale gelip,genomunu bozduktan sonra tekrar dolaşıma karışması gerek diye biliyorum...bu etkileşim olmadan ümmin sistem bekçileri,virüse sabıka kaydı oluşturmaz...uzun hikaye ..Ayrıca UV uygularken,virüsü öldüren ışınımın,kandaki hemoglobin v.b .hücrelerin, elektron düzenine müdahele sonucu kod'ununu da bozması ihtimali neticesinde,illegal hücre oluşumu ile kanser yapılanmasını başlatma ihtimali var....Sadece virüse zarar verecek frekansı nasıl garantileyeceksin.!?
  • ☏ ALO 30.04.2020 13:43
    Bir kobayı diyaliz makinesi gibi çalışan bir cihaza bağlayalım. Cihaza giren kana virüs ilave edip kan hücrelerinin virüsü tanımasını sağlayalım. Sonra da bu kanı virüsten arındırarak (Mesela UV ışını altındaki şeffaf bir borudan geçirebilirsiniz.) kobayın vücuduna geri dönmesini sağlayalım. Cihazda virüsü tanıyan kan hücreleri kobayın dolaşım sistemine döndüğünde kobayın vücudu antikor üretmesi için tetiklenebilir mi? Dışarıdaki bir organ gibi dizayn ettiğimiz bu dolaşım sistemini çalıştırmaya devam ettiğimizde kobayın vücudu bir süre sonra antikor üretmeye başlar mı? Bunu başarırsak kobayın hayatını tehlikeye atmadan virüse karşı antikor üretmesini ve bağışıklık kazanmasını sağlayabiliriz.
  • VATANDAŞ 30.04.2020 13:41
    Hah aferin, çalışın çalışın.