Taleplerde büyük değişim! Belediye başkanlarına dikkat çeken tavsiye

İşte Bozdoğan'ın o yazısı;

Halkın belediye hizmetlerine yönelik talebi dört ana aşamada gelişim gösterdi.

1970’lerin sonlarına kadar yol, su, temizlik, ulaşım ve imar, halkın talep ettiği temel belediyecilik hizmetleriydi.

Bu hizmetler sunulduğu müddetçe belediye başkanları genel olarak “başarılı” bulunur, halk belediyeden memnun olurdu.

1980’lerde bunlara yeşil alanlar, daha hızlı ve konforlu ulaşım talepleri eklendi.

90’larda sosyal ve ekonomik yardımlar, koruyucu sağlık hizmetleri, kültürel ve sanatsal faaliyetler ile meslek edindirme kursları eklendi.

2000’lerin başında meslek edindirme kursları geniş kapsamlı meslekî ve teknik eğitim kurslarına dönüştü. Kültürel ve sanatsal faaliyetler, kültür ve sanat eğitimini de kapsayacak şekilde genişledi.

Sosyal medyanın yanı sıra bilgiye erişim imkânlarının alabildiğine genişlemesi 2010’lardan itibaren yaşı ne olursa olsun fikirlerini paylaşmak ve önemsenmek isteyen, mensubu olduğu ailede, yaşadığı apartmanda, sokakta, mahallede, şehirde ve ülkede kendi özgün kişiliği ile birlikte saygı görmek, sesini duyurmak isteyen ve duyurabilen bir kitle ortaya çıktı.

Geçmişteki “vatandaş” veya “halk” kavramlarının da ötesinde “paydaş” olarak kabul edilen bir kitle ortaya çıktı.

Bilgiye çok hızlı bir şekilde erişen, hızla kanaat sahibi olan, etkileşim imkânları olağanüstü gelişen, belediye hizmetlerinden her aşamada en pratik, en hızlı ve en konforlu şekilde yararlanmak isteyen, inovatif uygulamalara odaklı bir kitle ortaya çıktı.

Günümüzde şehirlerde yaşayan ve 40 yaşın altında olan seçmenlerin neredeyse tamamı bu kitleyi oluşturmakta.

Hatta şehirlerde yaşayan ve 40 yaşın üzerindeki seçmenlerin dikkate değer bir kısmı da yine bu kitleye mensup. 

Şunu özellikle dikkate almak gerekmektedir ki nüfusun artık çoğunluğunu oluşturan söz konusu kitle; yol, su, temizlik, ulaşım, yeşil alan, sosyal, kültürel, sportif, meslekî ve teknik eğitim hizmetlerini artık kanıksamıştır ve bunları belediyenin zaten sunmak mecburiyetinde olduğu hizmetler olarak görmektedir.

Bu kitle Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki gibi kendini serbestçe ifade etme, saygı görme ve kendini gerçekleştirme (kendi potansiyelini ortaya koyabilme) ihtiyacının karşılanmasına fırsat verilmesini beklemektedir.

Bu ihtiyacın da keyifli, şaşırtıcı, pratik ve hızlı yöntemlerle karşılanmasını ve bu çerçevede kendisine bir takım imkânlar sunulmasını talep etmektedir.

Belediyelerin klasik katılım uygulamalarını (mahalle toplantıları, halk günleri, yüz yüze görüşmeler, anket, radyo-tv programları, gazete haberleri, reklâm panolarında ve billboardlarda tanıtım ve bilgilendirme, sms, mms uygulamaları vb.) geliştirerek devam ettirmesi gerekmekle birlikte, artık interaktif, çekici, kısa süreli (anlık), değer veren, saygı duyan, önemseyen ve bütün bunları hissettiren yeni medya, iletişim ve tasarım tekniklerine yönelmesi şarttır.

Uygulanacak yeni tekniklerin, tıpkı eski tekniklerde olduğu gibi belediye başkanının yüzünün ve isminin eskimesine neden olmaması gerekir.

Ülkemizde başınızı nereye çevirseniz belediye başkanının ya resmini, ya adını ya da bir sözünü görürsünüz.

En basit bir bilgilendirme, hatırlatma veya uyarı yazısının bile altında belediye başkanının adı geçmektedir.

Bu yanlış taktik dolayısıyla başkanın adı ve yüzü hızla eskimekte ve yeni seçmen kitlesi bu tür siyasetçilere artık tahammül edememektedir.

İletişimin hızlı ve anlık yaşandığı bir dünyada her an aynı kişinin yüzünü görmek özellikle gençlere gına getirmektedir.

Bu nedenle, gençlerin çoğu anne ve babalarının oy verdiği partilere yönelmemekte, kendilerince doğru olan istikamete girmektedir.

Bu süreç dolayısıyla, siyasî ve sosyal doku açısından çok avantajlı olunan yerler haricinde, bıçak sırtına gelmiş birçok yerde seçimi rakip partilerin adayları kazanmaya başlamıştır.

Belediye başkanlarının halkla iletişiminde sekiz hususa dikkat etmesi muhtemelen olumlu sonuçlar doğuracaktır:

Yeni kitlenin dilini ve beğenilerini anlamak.
Bilgileri tam zamanında, sade ve kolay anlaşılır bir şekilde servis etmek.
Yüz yüze, samimi ve güler yüzlü iletişime daha fazla vakit ayırmak.
Konvansiyonel medyayı (radyo, televizyon, gazete, dergi, afiş, bilboard vb.) hafife almamak, ama suyunu da çıkarmamak.
Yeni medyayı (sosyal medya, internet, sms, mms vb.) daha etkili ve seviyeli kullanmak, halkta bıkkınlığa neden olmamak.
Ulaşılabilir, mütevazı, konuşmaktan çok dinleyen ve değer veren bir liderlik tarzını içselleştirmek.
Kıyafette abartıya kaçmadan temiz ve şık giyinmek.
Pahalı makam otolarını bırakmak.
İsrafın en uç örneklerinin sergilendiği makam odalarını daha mütevazı hale getirmek.
Liyakatli bir basın danışmanlığı birimi oluşturmak.

Kalın sağlıcakla.