İstanbul’un Tophane kıyısındaki... Rezalet

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, İstanbul siluetini bozan projelere Hürriyet'teki köşesinden tepki gösterdi.

İstanbul’un Tophane kıyısındaki... Rezalet
İstanbul’un Tophane kıyısındaki... Rezalet
GİRİŞ 21.03.2021 16:42 GÜNCELLEME 21.03.2021 16:42
Bu Habere 20 Yorum Yapılmış

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, İstanbul Tophane projesinin Nusretiye Camii'ne ve İstanbul siluetine saygı göstermediğini belirtti, "Mimar Sinan'dan daha büyük adamlar mısınız?" diye tepki gösterdi. 

Hürriyet'teki "İstanbul’un Tophane kıyısındaki... Rezalet" başlıklı yazısında İstanbul Tophane'deki projenin şehrin siluetini bozulduğunu belirterek tepki gösteren tarihçi Ortaylı, çarpık yapılaşmaya şu şekilde karşı geldi:

"Vurdumduymaz halkımızın aldırış etmediği ilk olay burada Adnan Menderes devrinde yapılan Denizcilik Bankası’nın ve limanın gudubet antrepolarıdır. Bu garabet biter sanıyorduk. Bu sefer de ikinci nesil ve siyasilerin bir mucizesi daha ortaya çıktı, Tophane Projesi adını taşıyor. Üçüncü bir projeyi de eczacılıktan çoktan vazgeçen Eczacıbaşı’nın Sanat Müzesi çıkardı.

Bazı şeyleri tartışmadan tabulaştırıyoruz; modern sanat bienaller ve göz boyayıcı bazı hareketlerle başladı. Doğrusu methedilmesinin yanında beğenen ve beğenmeyenlerin de sesini çıkarmadıkları girişimlerdi. Şimdi ise bu girişkenlik çığırından çıkmış bulunuyor. Modern sanatın koleksiyonları hiçbir şekilde bulunmaz Hint kumaşı değil. Burası, bırakınız  İngiltere, Fransa, Hollanda gibi memleketleri, Şçukin ve Morozov gibi hem Çarlık hem Sovyet devrinde koleksiyon bilgileri ve Avrupa’dan toparladıklarıyla Rusya’ya büyük koleksiyonlar kazandıran veya Melon Ailesi gibisi Amerika’ya empresyonist koleksiyonları getiren, modern resmin öncü yapıtlarını barındıran ülkeler ve hatta  İran’ın bağrından çıkan modern sanat atılımları gibi ilginçliklerle de mukayese edilemeyecek bir sözde müzedir. Varlığının bir kısmı, başka müzelerden ödünç alınanlarla ortaya çıktı ve şimdi bu eserlerin geri verilmesi de söz konusudur. Bir ara bu binayı yıktılar, güya müzeyi eski yolcu salonuna verecekler dendi. Sonra ne yapıldı bilmiyoruz. Kıyıdaki binayı daha da genişleterek ortaya çıkarıyorlar. Bunlar kamuoyundan gizlenerek yapılıyor, oldubittiye getiriliyor. Başka bir yerde olsa hayırlı olsun deriz, ama hiç kimsenin denizden baktığı zaman Kılıç Ali Paşa Camii’nin ve onun biraz ilerisindeki Nusretiye’nin silueti yerine bu gudubet binaların varlığına tahammül edeceğini sanmıyoruz."

"ÇOK BİLMİŞ MİMAR..."
Yazısında mimar Emre Arolat'ın İstanbul'da dikey mimari konusundaki açıklamalarına da tepki gösteren Ortaylı, şu ifadeleri kullandı:

"Diğer taraftan devrin çok bilmiş mimarı (Emre Arolat) bu hafta Oksijen’de bir demeç vermiş. “İstanbul mimarisi ister istemez dikey olacak, yatay olması mümkün değil” diyor. Bunu ona sormadılar ve sormazlar da. Zaten İstanbul’un dikeyine büyümesinin sorumlularından biridir, ama bu facianın tek sorumlusu olmadığı da açık. Ancak mimarlığını yaptığı Resim Müzesi’ne dair sorularım var. Nusretiye Camii’nin yanına üstelik de güzellik ve sanat öğretmekle mükellef üniversitenin bir müzesini barındıracak böyle münasebetsiz binayı nasıl monte ettiğini, bu tersimi nasıl yaptığını, hangi ustaların yanında iş öğrendiğini çok merak ediyorum.

Çok sanatsever ve bilmiş geçinen birkaç kişi tarihi İstanbul’u mahvediyorlar. Hiç değilse gelip geçerken ruhumuza aydınlık getirecek manzara tamamen kapandı. 50 sene sonraki İstanbullular akıllanırsa bu iki binayı da götürürler, ama “Şimdilik biz bu çirkinliğe ve girişkenliğe tahammül etmek zorunda mıyız?” diye soruyorum. Her yerden görebileceğimiz tek cami, Çamlıca kaldı. Süleymaniye’nin dibi malum. Kıyılardaki Sinan eserleri ve özellikle etraftaki mezbele arasında boğulan, şimdi de modern birtakım bloklarla kuşatılan Piyale Paşa Camii’nin hazin durumu da belli. “Arıyorsun, bu nereye kayboldu” diye. Zevk tamamen Suudilerinkine benziyor. Orada da galiba Kâbe-i Muazzama’yı Hilton gibi otellerin arasında aramak lazım."

"HÜKÜMET NEREDE, BELEDİYE NEREDE..."
İstanbul'un çarpık yapılaşmadan ötürü siluetinin bozulmasına tepkisini sürdüren Ortaylı, hükümete ve belediye yönelik tepki niteliğindeki çağrısı ise şu şekilde:

"Hükümet nerede, belediyeler nerede? Ya karşı tarafta Şemsi Paşa Camii’ni kazıkla sarsıyorlar ya da Rumeli yakasında Yazıcı Camii’nin önüne güya martı tipi rıhtımlar yaptılar ve şimdi de Kılıç Ali Paşa Camii ve Nusretiye Camii’ni gölgelemekle uğraşıyorlar! Neyi gizliyorsunuz, niçin gizliyorsunuz? Mimar Sinan’dan daha büyük adamlar mısınız? Bu inşaatın nasıl olup da Menderes antreposundan daha büyük alana genişlediğine dair detaylı bir açıklama bekliyoruz. Daha önce bir bölümü de olsa denizden rahatlıkla görülebilen tarihi camilerin siluetinin tamamen kapanmasına kim izin verdi, ne zaman ve nasıl? Güya tarihi mirasımıza, kültürümüze sahip çıkılacaktı? Tezhip kursu açmakla iş bitmiyor. Eskiyi arar olduk. Nusretiye Camii’nin statik yapısının bu binalar nedeniyle sarsılmayacağına dair bir teminat verilebilir mi? Kamuoyu bu soruların cevaplarını bekler."

YORUMLAR 20
  • ot gibi 3 yıl önce Şikayet Et
    İlber hoca haklı, fotoğraf her şeyi anlatıyor. Tarihi silüei mahvetmiş inşaat... Birde İstanbulun sahillerini halk'a bırakın, piknik alanı, çay bahçesi vs. olarak, bu şehir bunca nüfustan patladı bırakın da nefes alsın...t
    Cevapla
  • Egeliden 3 yıl önce Şikayet Et
    Malesef Ak parti de tüm zorlamalarına rağmen yatay mimariyi hayata geçiremedi.O pis beton yığınlarını çin seddi gibi o caminin önüne nasıl dizerler?? tüm şehirlerimiz yaylalarımız sahillerimiz çirkin beton yığınlarına tipsiz binalara teslim oldu.Eski 100-120 sene önceki fot0ğraflara bakınca nasıl berbat etmişiz her yeri,insanın içi kan ağlıyor..Yazık.
    Cevapla
  • mehmet 3 yıl önce Şikayet Et
    sayın ortaylı bugüne kadar hep eleştirel yazı ve beyanatlar vermekten başka birşey yaptımı. dikey mimari yanlışmış.. türkiye nüfusu büyüyor.. dünya nüfusu büyüyor... diyelimki Türkiye 2040 yılında 140 milyon olsun... bu insanlara ev işyeri, sosyal donatı alanları, yol, yapmak gerekir.. diyelim ki 5 kattan fazlada izin verilmesin.. bu durumda ülke topraklarının büyük bölümü imara alınmalı ve 2 -3 kat daha alanı kullanmak zorunda kalacak. daha ileri yıllarda da kat ve kat her alan yapılaşan bir alana dönüşecek. bu aklın kabul edeceği birşeymi. tabii ki dikey yapılaşma kaçınılmaz. bu şehirleşme işi sizin tarih bilginizle akıl verebileceğiniz bir alan değil... onu bilenler konuşsun.
    Cevapla
  • Murat 3 yıl önce Şikayet Et
    Çok cahilsin
    Cevapla
  • ilginç bilgiler. 3 yıl önce Şikayet Et
    Tarih ve kültür faciası şehrin tüm güzelliğini ve panaromasını bozan yapılar ..İstanbul tarihi ile güzel bir şehir gidip Avrupadaki yapıların aynısını tarihi dokuların önüne yapıp bu şehiri mahvediyorlar ..Devletin bu yapılaşma için yasa çıkarması gerekiyor..
    Cevapla
  • bozok 3 yıl önce Şikayet Et
    eski hali olarak konulan resim siyah beyaz. Istanbul bu hale bugün gelmedi beyler
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
TBMM’de bir araya geldiler! Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özel ile görüşme tarihini duyurdu
İsmailağa Cemaati'nin yeni lideri belli oldu