Depremde doğan evladını yine depremde yitirdi

Elazığ'da yaşayan Meriç Dişli, 2007'de merkez üssü Sivrice olan depremde erken doğan oğlu Miraç'ı, 2020'de merkez üssü yine Sivrice olan 6,8 büyüklüğündeki depremde 6,5 aylık hamile olan eşiyle birlikte kaybetmenin derin üzüntüsü içinde.

Depremde doğan evladını yine depremde yitirdi
Depremde doğan evladını yine depremde yitirdi
GİRİŞ 23.01.2022 22:40 GÜNCELLEME 23.01.2022 22:42
Bu Habere 10 Yorum Yapılmış

Sivrice'de 21 Şubat 2007'de meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki deprem sırasında Meriç Dişli'nin hamile olan eşi Pınar Dişli deprem korkusu sonucu sancılanınca hastaneye kaldırıldı. Dişli, deprem günü oğlu Miraç Can'ın doğmasıyla baba olmanın mutluluğunu yaşadı.

Eşi ve oğluyla Sivrice ilçesine bağlı Gezin köyünde mutlu bir yaşam süren Dişli'nin hayatı, 24 Ocak 2020'de yine merkez üssü Sivrice ilçesi olan 6,8 büyüklüğündeki depremde oturdukları Mavigöl Apartmanının yıkılmasıyla büyük bir acıya dönüştü.

Depremden 12 saat sonra enkaz altından çıkarılan Meriç Dişli, enkazda kalan 6,5 aylık hamile eşi Pınar ve oğlu Miraç Can'ı kaybetmenin acısıyla yıkıldı.

Hayatı depremlerle değişen Dişli, devletin il merkezinde verdiği evde yaşamını sürdürürken, ailesinden geriye kalan hatıralarla teselli bulmaya çalışıyor.

Depremde doğan oğlunu, doğmamış kızını ve eşini kaybetti

Dişli, AA muhabirine, depremle başlayan mutluluklarının yine depremle yok olduğunu belirterek, 2007 yılındaki deprem sırasında eşinin doğumuna 10 gün kalmasına rağmen sancılandığını ve oğlu Miraç'ın erken doğduğunu anlattı.

Bir depremde doğan evladının başka bir depremle öldüğünü ifade eden acılı baba, bir çocuğunun da daha doğmadan yaşamını yitirdiğini söyledi.

"Baba beni annemle defnetsinler"

Televizyonda bir deprem haberi izlerken 2020'deki depremin yaşandığını belirten Dişli, "Haberlerde Manisa depremi vardı. Oğlum bana, 'Baba beni annemle defnetsinler', eşim de 'Beni babamın mezarının yanına defnedin.' dedi. O sırada ayağa kalktım, 'Ne oluyor, sürekli ölümden bahsediyorsunuz.' dedim. Daha oturmadan deprem oldu. Oturduğumuz bina yıkıldı." dedi.

"Psikolojik destek aldım"

Enkaz altında kaldıklarını aktaran Dişli, şöyle konuştu:

"Oğlum, 'Baba beni kurtar' dedi ve vefat etti. Eşim 6,5 aylık hamileydi. 10-15 dakika konuştu. Kan kustu ve o da hayatını kaybetti. Allah bu acıyı kimseye yaşatmasın. Enkazdan 12 saat sonra çıkarıldım. Her dakikası bir ölüm. Depremden sonra 45 gün tedavi gördüm. 8 kez ameliyat oldum. Ayağımda sıkıntı vardı. Psikolojik destek aldım. Çok zor bir dönemdi. Hep geçmişle yaşıyorsun. Yaşadığımız o 20 saniyelik deprem tüm hayatımızı etkiledi."

Eşi ve oğlunun vasiyetini yerine getirdi

Dişli, ailesiyle yaptıkları o sohbet üzerine eşini babasının mezarının yanına, oğlunu da annesinin mezarının yanına defnederek vasiyetlerini yerine getirdiğini kaydetti.

Depremden önce ailesiyle mutlu bir yaşantılarının olduğunu dile getiren Dişli, ailesine doyamadan onları kaybettiğini ifade etti.

Dişli, şunları söyledi:

"Doğmamış kızımızın adını Afsanur koymuştuk. Hayallerimiz vardı. Deprem hayallerimizi, çocuklarımızı, mutluluğumuzu, sağlığımızı aldı. Geride hep acı kaldı. Hep acıyla yaşıyorsun. Ama isyan yok, Allah'a inanıyoruz. Alnımıza böyle yazılmış. Dünyanın en zor şeyi evlat acısı. Allah kimseyi evlat acısıyla sınamasın. Dünya malı boş. Ölümün gerçek yüzünü insanlar bilse herkes birbirine sarılır, dünya çok güzel bir yer olur. Oğlum yardım işini çok seviyordu. Etkinliklere dahil oluyordu sürekli. Kızılay'a üye olmuştu. Formasını da saklıyorum. Güler yüzlüydü. İnsanlara yardım etmeyi severdi."

Depremin üzerinden 2 yıl geçtiğini ama acısının halen çok taze olduğunu kaydeden Dişli, "Ben hala o enkazdan çıkamadım. Her an o enkazın içindeyim. Hayata alışamadım. Elazığ'da herkes bir mağduriyet yaşadı. İnsanların evleri yıkıldı. Her şey yerine geliyor ama canlar gelmiyor." ifadelerini kullandı.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 10
  • İstanbul-18 2 yıl önce Şikayet Et
    Kimse derdim var demesin, herkesin derdinden büyük derdi olan mutlaka var. Ben şahsen evlat acısı yaşmış bir baba olarak kardeşimizin yaşadıklarını okuyunca halime şükrettim. Evlat acısını yüce Allah(c.c.) hiç kimseye vermesin, eğer insan Allah'a ve ahirete inanmıyor ise o acıya katlanmak mümkün değil, insanı ayakta tutan sadece Allah'a olan iman ve teslimiyeti oluyor, tabii ki zor zamanda o yüce kapıya sığına bilmek için geniş zamanda da o kapının önünde olmak lazım.
    Cevapla
  • ismail 2 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim seni okadar çok seviyorki imtihanın çok ağır inşallah cennette ailen seni bekliyor sabır rabbim sana sabır versin kardeşim dünya fani hepimizin gideceği yer belli fakat herkez hiç ölmeyecek gibi yalan dünyanın peşine dalmışız rabbimizi unutmuşuz
    Cevapla
  • Misafir 2 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim sen yardım et
    Cevapla
  • Simyaci. 2 yıl önce Şikayet Et
    Allah seni teselli etsin kardesim bizim edecegimiz teselli hafif kalir. insallah cennette bulusursunuz.
    Cevapla
  • Vatanli 2 yıl önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin inşallah
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Kadıköy'de tur penaltılarla gitti! Fenerbahçe yarı finalin kapısından döndü
IMF'den küresel ekonomi açıklaması: Endişelenecek çok şey var