Marmara Denizi'nde yeni tehlike: Kaçak denizkestanesi avcılığı

Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nde yapılan kaçak denizkestanesi avcılığının deniz ekosistemine ciddi zararlar vereceğini söyledi.

Marmara Denizi'nde yeni tehlike: Kaçak denizkestanesi avcılığı
Marmara Denizi'nde yeni tehlike: Kaçak denizkestanesi avcılığı
GİRİŞ 27.06.2022 13:03 GÜNCELLEME 27.06.2022 13:03
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

Marmara Denizi'nde yapılan kaçak denizkestanesi avcılığı, deniz ekosistemini riske sokmaya başladı. Bir kısmı veya tamamı su içinde yaşayan, suda serbest yüzen ve çıplak gözle görülebilecek büyüklüğe sahip yüksek yapılı su bitkileri olan makrofitlerin artışını kontrol altında tutan denizkestaneleri, böylelikle su altındaki oksijen akışının dengesini de sağlıyor. Denizkestanelerinin avlanmasıyla makrofitlerin aşırı çoğaldığını belirten Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, kaçak avlanma sürerse deniz ekosisteminin zarar göreceğini kaydetti. Makrofitlerin aşırı çoğalması nedeniyle denizde oksijensiz alanlar oluşabileceğine değinen Sarı, "Denizkestaneleri, Marmara Denizi için çok önemli bir canlı topluluğu çünkü denizkestaneleri, makrofitleri kontrol altında tutan en önemli organizma gruplarından bir tanesi. Denizdeki makrofitler, denizi kirlettiğimiz için çoğaldılar. Marmara Denizi'ne sürekli kirlilik gönderdiğimiz için, azot ve fosfor yükünü azaltmak için çoğaldılar. Bunların çoğalması; bir taraftan balık ve diğer organizmalar için saklanma, barınma yeri fakat öbür taraftan da deniz ekosisteminin komple değişmesine neden oluyor dolayısıyla bunların kontrol edilmesi gerekiyor" dedi.

'DENİZKESTANESİ TOPLAMA FURYASI BAŞLADI'


Müsilaj sonrası makrofitlerin daha da arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Sarı, şöyle konuştu:

"Müsilaj sonrasında azot ve fosfor yükünün fazla olmasına bağlı olarak makrofitler dipte çok çok arttı. Hemen bunun ardından da denizkestaneleri çoğaldılar çünkü bunları yiyecekler, kontrol edecekler, onların popülasyonu deniz ekosistemi içerisinde olması gerektiği dengede kalacak ama enteresan bir şekilde şubat ayı gibi bir furya başladı. İnsanlar yoğun şekilde denizkestanesi toplamaya başladı. Bakanlığın yaptığı bir düzenlemede Marmara Denizi'nden de denizkestanesi toplanacağı yönünde bir karar çıktı. Buna itiraz ettik. TÜBİTAK başkanımızın başkanlığında oluşturulmuş olan Müsilaj Bilim Kurulu var. Bilim Kurulu olarak bir hazırlık yaptık. Yanlış olduğunu Tarım Bakanlığı'na bildirdik. Hemen bunun arkasından Tarım Bakanlığı, Marmara Denizi'nde denizkestanesi avcılığını tekrar yasaklamış oldu. Bu doğru, isabetli bir karar fakat bir sürü işte olduğu gibi çok iyi kararlar alıyoruz, çok iyi kanunlar çıkarıyoruz, çok iyi düzenlemeler yapıyoruz ama bunları olması gerektiği gibi uygulayamıyoruz."

'KARAYA ÇIKARMADAN İŞLEYİP, KAVANOZLARA DOLDURUYORLAR'

Devletin tüm birimlerinin kaçak denizkestanesi avcılığıyla mücadele etmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Sarı, "Denizkestaneleri dalgıçlar tarafından avlanıyor, karaya çıkarılmadan hemen işleniyor ve kavanozlara dolduruluyor. Dolayısıyla balıkçı limana döndüğünde, kasalarında denizkestanesi görmüyorsunuz çünkü denizkestanesinin daha çok yumurtaları alınıyor, bunlar kavanozlara dolduruluyor, bir çantanın içinde hemen ihracatı yapacak olan firmaya teslim ediliyor. Bunun önüne geçmemiz gerekiyor. Aksi takdirde Marmara Denizi ekosistemi, geri döndürülemez şekilde tahrip olmasının yolunu açmış oluruz. Denizkestaneleri azaldığı zaman makrofit çoğalır. Makrofitlerin çoğalması, sığ ışıklı bölgede oksijensiz fakir bölgelerin oluşmasına neden olur çünkü aşırı çoğalma makrofitlerin, ürettiğinden daha fazla gece oksijen tüketmesine neden olur. Bu da o bölgelerde ölü zonların ortaya çıkmasına neden olur dolayısıyla birbirine bağlantılı bir sistemden bahsediyoruz. Denizkestanesini korursak, onlar makrofitleri kontrol eder. Denizkestanesi o bölgede bol olduğu için mırmır başta olmak üzere bu organizmalarla beslenen balık türleri çoğalır. Onlar çoğaldığında denizanası gibi deniz ekosisteminde yoğunlaşmış olan türlerin, jelimsi organizmaların sayıları azalmaya başlar. Böylece Marmara Denizi ardışık olarak iyileşmeye doğru gitmiş olur" diye konuştu.

'TEDBİR ALMAMIZ GEREK'

Kanuni düzenlemeye ek olarak caydırıcı tedbirler alınması gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Sarı, "Ne olursunuz, tüm yetkililerimizden acil önlem almalarını istirham ediyoruz. Tarım Bakanlığı'nın birimleri, il ve ilçe müdürlüklerimiz bunun farkındalar. Sahil Güvenlik Komutanlığı'mız, sahil güvenliğin olmadığı bölgelerde jandarma ve çevre timlerimizin hep beraber, koordineli bir şekilde denizkestanesi avcılığını önlemeye yönelik faaliyetlere katılması gerekiyor. Çok acil olarak önlem almamız lazım. Yoksa kanuni düzenlemenin yapılmış olması, çok fazla bir şeyi değiştirmedi. Derhal hızlı bir şekilde tedbir almamız gerekiyor" dedi.

KAYNAK: DHA
Ayşe Tan Haber7.com - Editör
Haber 7 - Ayşe Tan

Editör Hakkında

1990 yılında İstanbul’da doğdu. Meslek hayatına Aydın Doğan Anadolu İletişim Meslek Lisesi’nde Gazetecilik bölümü okuyarak başladı. İlk stajını Hürriyet Gazetesi’nde yaptı. Üniversiteyi ise İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon Yayımcılığı bölümünde tamamladı. 2009 yılında Milliyet Gazetesi’nde internet haberciliğine başladı. 15 senelik kariyerinde çok sayıda gazete, haber portalı ve televizyon bulunmaktadır. Meslek hayatına Haber7.com’da “Gündem Editörü” olarak devam etmektedir. Evli ve 2 çocuk annesidir.
YORUMLAR 4
  • ismail 1 yıl önce Şikayet Et
    Liyakatli insanlar makama getirilmediği sürece bu her alanda olmaya devam edecektir.
    Cevapla
  • bülent duman 1 yıl önce Şikayet Et
    evet bunu yapanlar yakalanmalı cezasız bırakılmamalı
    Cevapla
  • battal 06 1 yıl önce Şikayet Et
    cinlilere ve avrupaya satip dolar ve euro kazanmak ic8n ulkemizi yok ediyorlar. arkadadim cinden alirken durunu ogrenince alımı durdurdu ancak aç gözlü tuccarlar hemen avrupaya satmaya başladı !!! insanımız cok gariplesti ...benden sobrasına bana ne diyor herkes ...olacak is mi ya !!! bu kadar mı yozlaştı insanlar ...akıl mantık alır degil...
    Cevapla
  • Mahmut Akar 1 yıl önce Şikayet Et
    Bu cahil ve gözü doymazlara hadlerini bildirmek gerekir.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Yüzyılın en büyük projesi olan "Kalkınma Yolu projesi"nin bölge için neden önemli?
Gelibolu Yarımadası'ndaki Yeni Zelanda Anıtı'nda anma töreni düzenlendi