Katar-Türkiye ilişkileri, merak edilen-tartışılan her şeye dair… Ben sordum, Doha”daki Büyükelçimiz Mustafa Göksu anlattı

  • GİRİŞ08.12.2022 16:58
  • GÜNCELLEME09.12.2022 08:36

Türkiye’nin Katar’la ilişkileri, AK Parti döneminde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde daha önce görülmemiş düzeyde ilerlemeler kaydetti.

Erdoğan’ın, 2017 yılında karşılaştığı sıkıntılı dönemde tereddüt göstermeden Katar yönetimine destek vermesi, Doha’da Türkiye ve Erdoğan’a duyulan sempatiyi daha da artırdı, bu sayede ikili ilişkilerin ivmesi daha da büyüdü ve günümüzde de gelişmeye devam ediyor.

Tabi, Türkiye’de iç siyasette ve muhalefette Katar’la bu ilişkilerden rahatsızlık duyan, büyük ölçüde ideolojik nedenlerle karşı çıkan ve fırsat buldukça gürültülü bir şekilde Katar tartışması açan çevreler de var.

Bendeniz iki gündür Katar’ın başkenti Doha’dayım.

Buraya Genar Araştırma’dan İhsan Aktaş’la birlikte geldik ve Doha’da Fas’ın dünya devi İspanya’yı penaltılarla elediği o büyük maçı da izleme imkanımız oldu.

Tabi, burada bulunmak, Katar Türkiye ilişkilerine dair gözlemde bulunmak, ilişkilerin mahiyetini anlamak gibi değerli gazetecilik faaliyetlerine de imkan sunmuş oldu.

Ankara’da ismini sıklıkla duyduğum, Türkiye’nin Katar’la ilişkilerinin gelişmesine büyük katkılarının olduğunu öğrendiğim Doha’daki Büyükelçimiz Mustafa Göksu ile benim açımdan da hayli verimli geçen bir mülakat yaptım.

Büyükelçi Göksu’ya, ikili ilişkiler kadar, Katar’da Büyükelçiliğin çalışmalarına, Türkiye’de muhalefet çevreleri tarafından gündeme getirilen çeşitli konulara dair olarak da sorular yönelttim.

Ben açık açık her şeyi sordum, o da kitabın ortasından net cevaplar verdi.

Şimdi bu röportajda sorduğum sorulara Sn. Göksu’nun vermiş olduğu cevapların geniş bir bölümünü sizlerle paylaşıyorum.

Buyurunuz…

“KIRMIZI IŞIKTA DURDUĞUMDA TÜRK BAYRAĞINI GÖREN KATARLILAR PENCEREDEN SELAM VERİYOR”

Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği Katar’da siyaset, ekonomi, kültür, savunma başta olmak üzere birçok alanda çok önemli yere sahip. Defalarca şahit olduğum örnekle aktarayım: Kırmızı ışıkta beklerken Türk Bayrağı’nı görünce sevinç ve coşkuyla Büyükelçiye selam vermek isteyen Katarlılara sıkça rastlıyorum. Bir lokantaya gidiyorum, çıkarken bir bakmışım kapıda bekleyen Katarlı bir aile var ya da derdini paylaşmak isteyen Bangladeşli, Pakistanlı, Suriyeli aileler var. Bu teveccüh her ülkenin Büyükelçisine nasip olmaz, ancak Türkiye gibi insani ve girişimci bir dış politika izleyen ülkenin Büyükelçilerine nasip olur. Hamdolsun, bu teveccüh insana büyük bir sorumluluk yüklüyor. Bunun bilincindeyim. Katar adeta Körfez bölgesinin, Ortadoğu’nun bir mozaiği. Böyle bir ülkede hiçbir kesimi görmezden gelemezsiniz. Vatandaşlarımızın sorunlarıyla zaten öncelikli olarak meşgulüz. Bazen derdini paylaşan bir Katarlı olur, bazen bir Filistinli, Yemenli ya da Filipinli aile yardım ister. Herkesin elini sıkar, derdini dinleriz. İkili ilişkilere gelince: Gerek ülkemizin abluka döneminde Katar’a desteğinden, gerek Osmanlı döneminden Katar’ın kuruluşuna ve bugünlere uzanan güzel ilişkilerden dolayı Katar’ın gözünde Türkiye her zaman farklıdır. Biz bu farklılığın konjonktürel olmadığını, bu ilişkilerin herhangi bir durumda yara almayacağını anlatmaya çalışıyor; bu müstesna ilişkileri ilelebet bizden sonraki nesillere nasıl aktarabiliriz, Türkiye ile Katar arasındaki ilişkilerin en iyi şekilde nasıl devamını sağlarız, bunun zeminini oluşturuyoruz.

“KATAR TÜRKİYE BİRLEŞİK MÜŞTEREK KUVVET KOMUTANLIĞI BÖLGESEL İSTİKRAR, GÜVENLİK VE BARIŞA KATKI SUNMAKTADIR”

Şu anda Sayın Cumhurbaşkanımız ile Katar Emiri Temim bin Hamad es-Sani’nin kişisel dostluğu ve ilişkileri çok iyi. İkisinin de ömrü Allah’ın takdir ettiği kadar. Devletler arasındaki ilişkiler farklıdır. İlişkilerimiz yıllar sonrasında liderler değişse de ilerlemeye devam etmelidir. Bütün Katarlı yetkililerle, ilişkilerimizin ilerlemesini, büyümesini ele aldığımızda diyoruz ki; Şeyh Temim bin Hamad es-Sani ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra ‘nerede kalmıştık’ demeden sürdürülecek bir ilişki modeli oluşturalım. Bunun için de ilişkilerimizi çeşitlendirmek istiyoruz. İşte askeri, ekonomik, ticari, kültürel her alanda yeni işbirliği sahaları açıyoruz. Katar Türkiye Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığı bu işbirliğimizin en önemli göstergelerinden biri. Bu üssümüze ilerleyen dönemde hava ve deniz unsurlarımız dahil olacak inşallah. Böylece, Katar-Türkiye dostluğunun bölgesel barış ve istikrar için önemi çok daha güçlü hissedilecek. Her alanda ilişkilerimizi köklü, konjonktürel olmayan, Büyükelçiler, Bakanlar, Hükümetler değişse de ilişkilerin güçlenerek devam edeceği bir aşamaya getirmek için çalışıyoruz. Bunu yaparken Katar’ın tüm kesimlerine ulaşmaya çalışıyoruz.

Temel anlayışımız şu: Türkiye Büyükelçisi hem Türk vatandaşlarının büyükelçisi, hem de pasaportları farklı olan onlarca belki yüzlerce milletin gönlünden ümit beslediği bir büyükelçidir. Mesela, Ukrayna savaşı patlak verdiğinde tahliyeler sırasında, sadece Türklerin değil, farklı milletlerin yardım kapısı olarak gördüğü Kiev Büyükelçiliğimize yönelik teveccüh de benzer bir örnektir. Bunun verdiği sorumluluğun farkındayız.

“TÜRK-KATAR İLİŞKİLERİ OSMANLI DÖNEMİNDEN BU YANA HEP OLUMLU ÇİZGİDE İLERLEMİŞTİR”

Katar ile Türkiye’nin çok uzun zamandır geliştirdiği sorunsuz stratejik ilişkileri var. Şeyh Casim’i ilk defa Katar’a kaymakam olarak atayan Osmanlı yönetimidir. Hatta kaymakamlık binasının kirasını Osmanlı’dan istediğine ilişkin kayıtlar arşivlerimizde mevcuttur. Katar Osmanlı’ya hiçbir zaman yanlış yapmamış, Osmanlı da buraya sahip çıkmış. Hatta, Osmanlı 1915’te 60 askerini Katar’dan geri çekerken, bunu Katar’ın birliğine bütünlüğüne zarar gelmeyecek şekilde yapmış. Tam yüz sene sonra, 2015’te ise, Katarlı kardeşlerimizin askeri imkanlarını artırmak için askerlerimiz görevlendirildi. Sonra malumunuz bir abluka dönem yaşandı. İnsanların devletlerin, tarihlerinde milatlar vardır, dönüm noktaları vardır. Katar için bu blokaj dönemi bir dönüm noktasıydı. (Haziran 2017 M.A.)

“TÜRKİYE’NİN YAPTIKLARINI UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ”

Sayın Cumhurbaşkanımız abluka döneminde çok cesur bir duruş sergiledi. Bu duruşun Katarlıların gözünde çok başka yeri var. O günlerde Türkiye’den kalkan onlarca uçak, Katar’ın gıda ihtiyaçlarını giderdi, ülkemiz hızlı refleks gösterdi. Bu Katarlıların gözünde unutulmaz bir şey. Zat-ı Devletleri Emir Tamim ben güven mektubumu sunduğumda, bana Türkiye’nin bize yaptıklarını unutmayacağız ve unutturmayacağız diye söyledi. Bu esasen bana değil, kamuoyuna bir mesajdı.

KATAR YÜZÖLÇÜMÜ OLARAK KÜÇÜK; ÖZGÜL AĞIRLIĞI YÜKSEK BİR ÜLKEDİR”

Bir ülkede ne kadar çok yabancı yatırımcı varsa, o ülkenin derdiyle dertlenenlerin sayısı da fazla olur. 10 tane büyük yatırımcı çekmek yerine, aynı maddi büyüklükte bin farklı yatırımcı çekmek daha iyidir. Bu bir ülke için müthiş bir kazançtır. Onun için Türkiye’de Katar’ı uzaktan takip eden vatandaşlarımız şöyle zannetmesinler. Yabancı yatırımcı geliyor bizim üstümüzden para kazanıyor diye. Yabancı yatırımcı kendi ülkesinden çıkıyor, parasını yatırıyor, istihdam yaratıyor, ülkeyi geliştiriyor, senin çocuklarını yetiştiriyor. Bunların hepsi takdir edilecek şey. Yabancı yatırımcı kimse biz önünü açmalıyız, para kazandırmalıyız. Kazandırmalıyız ki daha çok yatırım yapsın.

Katar coğrafi olarak Çorum ilimiz büyüklüğünde bir yer. Ama özgül ağırlığı çok fazla. Allah, Katar’a böyle bir rol biçmiş. Katar’ın tüm dünyada 400 milyar dolarlık yatırımı var. Türkiye’nin aldığı reel yatırım 10 milyar doları geçti. Bu azımsanacak bir yatırım değil, ancak Türkiye-Katar ilişkilerinin potansiyelinin altında. Katarlı kardeşlerimiz de doğru olmayan ifadelerden çekiniyorlar. İç siyaset enstrümanı olarak Katar’ı hedefe koymak doğru değil. Bir parti adına değil ben ülkem adına konuşuyorum. Keşke, Katar, savunma sanayii projelerimize de katılsa. Artık dünyada küçük olsun benim olsun devri bitti. Örnek vereyim: Katar geçtiğimiz dönemlerde benim BMC’me ortak oldu, sonrasında da Endonezya’daki askeri ihalelerden önemli paylar aldı. Bu ne anlama geliyor? Ürettiğimiz BMC de, Katar ortaklığımız sayesinde, Endonezya’daki pazara girmiş oldu. İki tür yatırımcı vardır: Bir tanesi sadece parayı ortaya koyar ve sen parayı işlet kazancı paylaşalım der. Bu ideal yatırımcı değil. İdeal yatırımcı parasını getirir, sizinle ortak olur, ürününüze Pazar arar ve dışardaki bağlantılarını da sizin için kullanır. Katar Volswagen’in ortağı, Siemens’in ortağı, Deutshce Bank’ın ortağı. Yatırımlara bu stratejik çerçeveden bakmak gerekir.

KATAR’IN YARTIRIMLARINDA TÜRKİYE İSTİFADE EDEN TARAF. BUNU KESİN OLARAK TEMİN EDERİM

Türkiye’de hiç kimse, hiçbir devlet çalışanı, devletine zarar verecek çalışmalara imza atmaz. Katar, yaptığı yatırımlara bilanço olarak baksaydı; çoğunda kar elde etmediği ortada, ülkemize öncelik vermezdi. Ama Katar bu yatırımlarının bir kısmını para kazanmak için; bir kısmını stratejik olarak; bir kısmını da ülkemize destek vermek için yapıyor. Katar’ın Türkiye’deki yatırımlarında bu üçü de var ama Türkiye’nin bu yatırımlar karşılığında hiçbir şey vermediğini, olayların gelişimi içinde bulunmuş biri olarak kesinlikle söyleyebilirim, hiç kimse aksini iddia edemez. Türkiye sadece istifade eden taraf, kaybeden taraf değil. Kesinlikle bunu temin ederim.

TÜM DÜNYAYLA OLDUĞU GİBİ KATAR’LA DA FİNANSAL ENSTRÜMANLAR ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ.

Rakamlarına girmeyelim. Biz şunu söylüyoruz: Katar ve Türkiye büyük iki ülke. Bizim zaman zaman yardımlaşmalarımız olur. Finansal enstrüman değişimlerimiz olur. Rakamlar gelir gider. Biz Katar’la finansal enstrümanlar noktasında çalışıyoruz. Bu da ayıp bir şey değil. Dünyanın her yerinde çalışıyoruz, Katar da bunlardan bir tanesi. Türkiye büyük ve büyümeye devam eden bir ülke. Büyüyen ülkeler yalnızca kendi paralarıyla büyüyemezler, mutlaka dışarıdan bu gibi enstrümanları kullanırlar. Katar da önemli bir imkan.

“KATAR’DA ŞİRKETLERİMİZ 22 MİLYAR DOLARLIK ALTYAPI PROJESİ GERÇEKLEŞTİRDİ. BURADA GÖRDÜĞÜNÜZ HER STADDA, YOLDA, KAVŞAKTA MUTLAKA BİR TÜRK FİRMANIN İZİ VARDIR”

Katar, Dünya Kupası evsahipliğini ülke tanıtımı için büyük gayretler neticesinde almayı başarmış. Bugüne kadarki altyapı yatırımlarıyla, organizasyon güvenliğiyle, gerçekten bundan sonraki evsahipliğini yapacaklara çok zor bir miras bıraktı. Ülkemizin bu süreçteki rolü ve katkılarına gelince: Firmalarımız, 22 milyar dolarlık altyapı işi gerçekleştirdi. Katar’da gördüğünüz her statta mutlaka bir Türk malı vardır, bir Türk firmasının izi vardır. Bu bizim gurur kaynağımız. Katar’da gördüğünüz her yolda, her kavşakta Türk firmalarının izi vardır. İkincisi, gıda sektöründe en çok hangi ülkenin restoranı var derseniz, bu sefer de cevap Türk restoranlarıdır. Böylelikle restoranlarımız, Türk mutfağının dünyaya tanıtılmasında da çok önemli bir rol oynuyorlar.

Dünya Kupası sürecinde şirketlerimiz Katar’da güzel izler bıraktılar.

Katar biliyorsunuz gaz üretimini geliştiriyor. North Field dediğimiz kuzey alanında yeni gaz üretim alanları yapılıyor. Burada 28 milyar dolarlık iş hacmi var. İnşallah kendi şirketlerimizi sadece altyapı, bina yapımıyla sınırlandırmayıp, daha üst segmente çıkarmak istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz.

Soru: Yani yeni gaz çıkarma faaliyetlerini Türk firmaları da dahil olacak.

Dahil etmek istiyoruz. Şu anda iş alan firmalarımız var. Orası tamamıyla farklı bir segment. Türk müteahhit firmaları dünyada güzel işler yapıyor ama onları daha endüstriyel işlere, kar marjı yüksek, iş kalitesi yüksek, az bulunan müteahhitlik kategorisine yöneltmeye çalışıyoruz. Bizim müteahhitlerimiz de inşallah bunu yapacak.

Dünya Kupası’nın hazırlığı aşamasında bilişimde yazılımcılarımız güzel işler yaptılar. Güvenlik meselesinde polis görev gücümüz çok özel bir görev aldı… Bakın şanlı Türk polisi sokakta işlenebilecek adi suçları önlemek için Doha’da görevlendirilmedi. Burayı iyi anlamak lazım. Spor güvenliği alanında uzman iki binden fazla polisimiz Katar’da görev aldı. Aynı zamanda, kimyasal biyolojik ve patlayıcılı saldırılara karşı eğitimli polislerimiz de görev aldılar. Bunlara görev atları ve köpekleri de dahil oldu. Bu işbirliği için iki yıl çalıştık. Ayrıca onlarca grubu Türkiye’ye yolladık, bizim asker, polis ve jandarmamızdan eğitim aldılar. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de aynı şekilde, Dünya Kupası güvenliği için Katar’a destek oldu, Katarlı kardeşlerimize eğitim verdi. Biz bu desteği verirken, Katar da hem kendini yüzünü ak etti, hem de ilk defa bir İslam ülkesinde yapılan Dünya Kupası nedeniyle tüm Müslüman ülkelerin yüzünü ak etti.

KATAR İLKELERİNDEN TAVİZ VERMEDEN EVRENSEL DEĞERLERE UYGUN ÇOK GÜZEL BİR ORGANİZASYON YAPTI

Katar, kendi ilkelerinden taviz vermeden ,  kültürünü, inancını bir kenara itmeden,  onlara da sahip çıkarak evrensel değerlerle çok güzel evsahipliği yaptılar. Allah mahcup etmesin. Bu da herkese cesaret verdi.

Bunu para kazanma unsuru olarak görmediler. Dünyanın ilk defa bir İslam ülkesine verdiği bu sorumluluğu iyi taşıdılar, iyi organize oldular ve inşallah iyi de sonuçlandıracaklar.

Batılı ülkeler sadece üç tane problemlerden bahsediyorlardı. LGBT, evli olmayanlara otel meselesi ve alkol. Sonra alanın darlığı gibi problemler konuşuldu. Katar da bunun tedbirini aldı. Yakındaki Körfez ülkelerine charter seferleri koydu, bazı taraftarların Dubai’de, Riyad’da konaklamak suretiyle maçlara katılımlarına imkan verdi. Bununla hem etrafındaki ülkeleri besledi hem de buradaki kalabalığı azalttı. Başarılı bir organizasyon oldu. Belki maddi olarak bir şey kaybetti ama bu da buraya gelen insanın mutlu dönmesini sağladı.

KATAR’DAKİ SORUMLULUĞUMUZUN FARKINDAYIZ

Büyükelçiliğimiz bünyesindeki Ticaret Müşavirliğimiz, Askeri Ataşeliğimiz, İçişleri ve Eğitim Müşavirliklerimiz, Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofislerimiz, ayrıca Katar-Türk Okulu, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi, Türk Havayolları Ofisi, Anadolu Ajansı gibi kurumlarımızla beraber faaliyetlerimizi çok boyutlu olarak sürdürüyoruz.

Daha önce başka mülakatlarımda da ifade etmiştim: Katar’daki faaliyetlerimizi üçe ayırıp, herkes için ulaşılabilir ve tüm kesimlere erişen bir Büyükelçilik olarak sorumluluğumuzun gereklerini in iyi şekilde ifa etmeye çalışıyoruz. Katar’daki Türk toplumu için faaliyetlerimiz, Katarlılara ve Katar’daki mukimlere yönelik programlarımız ve diplomatik misyonlarla toplantılarımız olmak üzere farklı platformlarda ve temalarda tüm kesimlere ulaşmaya gayret ediyoruz.

Başta Katar Türk toplumu olmak üzere, sonradan Türk vatandaşlığı kazanmış kişiler, aileler, Katar vatandaşları ve Katar’daki mukimlerle yakın ve interaktif bir diyalog hedefliyoruz. Bu maksatla Büyükelçiliğimiz Açık Kapı etkinliklerini başlattı. Etkinliğimize katılmak isteyen herkes, bu amaçla tasarlamış olduğumuz dohaevent.com internet portalından müracaat ederek etkinliklerimize katılabiliyor. Kapılarımız herkese açık. Büyükelçiyle görüşmek isteyen tüm vatandaşlarımız bu portaldan randevu alıp ziyarete gelebiliyor. Son olarak, Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle, diplomatik resepsiyonumuza ilaveten, sadece vatandaşlarımızın ve aile fertlerinin katıldığı ayrı bir vatandaşlarımızla Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu düzenledik. Hiçbir ayrım gözetmeksizin, yaklaşık bin vatandaşımız resepsiyonumuza yine aynı portaldan müracaat ederek çocuklarıyla birlikte katıldılar.

Diğer taraftan “Büyükelçilerle Kahvaltı”, “Kıdemlilerle Kahvaltı”, “Düşünce İnsanlarıyla Kahvaltı”, “İş dünyasıyla kahvaltı”, “Editör ve köşe yazarlarıyla kahvaltı” olmak üzere farklı temalarla Katar’da diplomasi, ekonomi ve siyaset alanında önemli şahsiyetlerle kahvaltı formatında bir araya geliyor, fikir alışverişi yapıyoruz. Böylece Katar’ı, ikili ilişkilerimizi ve bölgedeki gelişmeleri daha iyi analiz ediyoruz. Ayrıca, Ramazan Ayı boyunca iş dünyası, finans sektörü, sağlık sektörü, kordiplomatik üyeleri gibi farklı çevreleri tematik iftar yemeklerinde ağırladık, ağırlıyoruz.

Bununla birlikte, Katar’da öndegelen ailelerin Meclislerine katılmak Katar toplumuyla iyi ilişkiler geliştirmek için önemli etkinliklerdir. Biz de bu Meclislere katılarak, Katarlılarla olan bağlarımızı güçlü ve canlı tutmaya çalışıyoruz.

Yine, yıl içinde Katarlı önde gelen gazetecileri ve sosyal medyada etkili olan isimleri Büyükelçiliğimizce düzenlenen programlarla Türkiye’ye gönderiyoruz. Tüm bu faaliyetlerimiz Katar ve Türk toplumlarını birbirine daha çok yaklaştırmakta, ilişkileri derinleştirmektedir.

Öte yandan, Türkiye – Katar arasındaki bu yakın ilişkilerin gelecek nesillere aktarılması için eğitim ve kültür alanına özel önem atfediyoruz. Bu bağlamda, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nde Türk geleneksel sanatını, tarihini, müziğini ve dilimizi tanıtan faaliyetler düzenliyoruz. Burada Katarlı dostlarımızı ve Türk toplumunun fertlerini ağırlıyoruz.  Ayrıca Katar Üniversitesi ile Türkiye Maarif Vakfı arasında akdedilen anlaşma sayesinde her yıl 50 öğrencimizin Katar’da tam burslu eğitim görme imkanına kavuşmuş olmasını önemsiyoruz. Gençlerimize böylelikle, kardeş bir ülkenin kültürünü anlama, bölgeyi tanıma, İngilizce, Fransızca ve Arapça gibi dilleri Katar’da öğrenme fırsatı sunmaktan memnunuz.

Son olarak, ikili ilişkilerimizdeki yakınlığın sadece ülkemiz ve Katar’ın çıkarları açısından değil, bölgesel ve küresel güvenlik, refah ve istikrar açısından önem taşıdığını vurgulamak istiyorum. Bu bilinçle, kardeş Katar’la ilişkilerimizi Dünya Kupası sonrasında da yeni işbirliği alanlarıyla geliştirip çeşitlendirerek ilerletmeye devam edeceğiz.

Yorumlar25

  • Serdengeçti 1 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Büyük Elçim okudukça gururlandım...sizleri ve ekibinizi tebrik ediyorum...Allah sayılarınızı artırsın..selam ve dua ile
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • İBRAHİM TIRAŞ 1 yıl önce Şikayet Et
    Emeğinize sağlık, Mustafa Hocamı yakından takip ediyorum. İnşallah bir sonra ki görev yeri Suudi Arabistan Riyad Büyükelçiliği olur. Buranın menhecine çok daha vâkıf olması münasebetiyle Katar Doha'dan çok daha büyük ve derin işlere imzalar atacağından zerre şüphem yoktur. Allah kendilerini muhafaza,muvaffak v muzaffer etsin daima.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • FETHİYELİ OSMAN 1 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim daim eylesin ,fitnenin şerrinden muhafaza eylesin
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • Ramazan Yazar 1 yıl önce Şikayet Et
    Emir Temim; “Türkiye’nin bizim için yaptıklarını unutmayacağız ve unutturmayacağız” demiş. Biz de Katar ve Emir Temim’in Türkiye için yaptıklarını unutmayacak ve unutturmayacağız…
    Cevapla Toplam 18 beğeni
  • Kamber Öztürk 1 yıl önce Şikayet Et
    Mustafa Göksu Beyefendi , Katar ilişkilerimize yakışır bir elçi gerçekten . İlişkileri en üst seviyede tutacak liyakat ve niyettedir . Selamlar saygılar...
    Cevapla Toplam 17 beğeni
  • Numan Askar. 1 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Mustafa Göksu Beyefendi daha fazla ovgüye layık.
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat