'Artık oy' riski
- GİRİŞ28.03.2023 09:40
- GÜNCELLEME29.03.2023 09:36
Kanal 7’de geçen Pazar günü yaptığımız programda ağırladığım AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, 14 Mayıs seçimleriyle ilgili değerlendirme yaparken, “Objektif baktığımız zaman Türkiye’nin en zor seçimi. Sistemin doğası gereği yüzde 50+1 alınacağı için gerçekten çok canhıraş bir mücadele verilecek” şeklinde bir cevap verdi.
Devamında, seçim sürecinin kendi lehlerine ilerlediğine atıf yaparak, “Vatandaşlarımızın özellikle deprem sonrasındaki dönemde “bunu yaparsa Tayyip Erdoğan yapar” kanaatinin giderek yaygınlaştığını görüyoruz. Çünkü karşı tarafta aday belli oldu ama bir hükümet kompozisyonu, bir iş yapma tarzının ortaya çıkması söz konusu değil. Yaptığımız anketlerde de Cumhurbaşkanımızın önde olduğu görülüyor” dedi.
Dün, bu yazıya başlamadan önce telefonla kendisinden kısa bir görüş aldığım AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ise, daha iddialı konuştu.
Esprili bir dille, “Eğer sokağın durumunu gözlük numaram değiştiği için yanlış görmüyorsam, Mustafa Şen’in anketleri de yanıltmıyorsa, bir önceki dönem aldığımız oy oranlarından aşağı düşmeyeceğiz” dedi.
Ali İhsan Yavuz bey, daha önceki bir başka karşılaşmamızda da, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın; Meclis seçimlerinde ise AK Parti’nin 2018 seçimlerinin daha üstünde bir oy alacağını iddia etmişti.
Dünkü konuşmamızda aynı iddiasını tekrarladı.
Kendisi bu iddiasını, “AK Parti’nin oylarının seçim kampanyası boyunca artış göstermesine” bağlıyor. “Şimdi %41 ise, seçimlere kadar 2018’deki rakamın üzerine çıkarız” görüşünü savunuyor.
(Bu arada 2018 seçimlerinde AK Parti’nin oyu %42,6 olarak çıkmıştı)
ARTIK OYLAR MECLİS SEÇİMLERİNDE SÜRPRİZLERE NEDEN OLABİLİR
Bu hafta ve öbür hafta partilerin, ittifakların milletvekili listelerini hazırlamalarıyla geçecek.
9 Nisan son gün.
Bu süreçte, ittifak içindeki partilerin kendi logo ve listeleriyle mi, yoksa ortak listelerle mi seçimlere gideceği sorusu, Başkent kulislerinin en önemli sorularından biri olacak.
Bu soru önemli zira, ortaya çıkan sonuç, TBMM seçimlerinde sandalye dağılımı ve çoğunluğu elde etme anlamında sürprizleri beraberinde getirebilir.
Şöyle ki;
İttifaklar açısından daha fazla vekil çıkarma adına en avantajlı yöntem, ortak listelerle seçimlere gitmek.
Ancak, mevcut şartlarda bu çok mümkün görünmüyor.
Cumhur İttifakı üzerinden örneklerle gidelim.
Şimdiye kadar yapılan açıklamalara bakıldığında, Cumhur İttifakı paydaşları arasında bir tek Hüda-Par, AK Parti listelerinden seçimlere gireceğini açıkladı.
Büyük Birlik Partisi ve Yeniden Refah Partisi ise, kendi logoları ile seçimlere girmeyi arzu ediyor.
Ancak, bu durum, seçim yasası değişikliği sırasında gündeme gelen ‘artık oyların’ Cumhur İttifakı açısından ciddi bir handikaba yol açma riskini beraberinde getiriyor.
İL BARAJINI AŞAMAZLARSA YENİDEN REFAH VE BÜYÜK BİRLİK PARTİSİNİN OYLARI ‘ARTIK OY’ OLARAK BOŞA GİDECEK
YRP ve BBP, ittifaka dahil oldukları için ülke barajı sorunundan kurtulmuş oluyorlar.
Ancak, her iki parti için de ‘il barajı’ gibi önemli bir sorun ortada duruyor.
81 ilin her birinde milletvekili çıkarabilmek için il barajını aşmak gerekiyor.
İl barajı dediğimiz rakam da, pek çok yerde ülke barajı olan %7’nin bile üstünde.
Aşılamadığı takdirde, bu partilerin alacakları oylar, ne bu partilere yarayacak, ne de ittifakın diğer partilerine.
Yani, ‘artık oy’ kategorisine girip çöp oluyor bu oylar.
Şöyle bir durum da var:
Her iki parti de tercihlerini Cumhur İttifakı’ndan yana yaptıkları için, ittifak içinde oluşacak ‘sempati ikliminden’ yararlanarak AK Parti ve MHP seçmeninin bir bölümünün oylarını alabilir.
Bu şekilde oylarını yükseltebilirler.
İl barajını aşabilir ve milletvekili çıkarabilirlerse, bu hem bu partiler, hem de ittifak toplamı için tabi ki önemli bir kazanç olmuş olacak.
Ancak, il barajını aşamamaları halinde, ki bu şartlarda bu daha yüksek ihtimal görünüyor, bu durumda bu partilerin oy oranları ne kadar yükselmişse, ittifakın çıkaracağı vekil sayısı o oranda azalma riskiyle karşı karşıya kalabilecek.
Bir başka deyişle, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde avantaj getiren ittifak modeli, ayrı logolar ve ayrı listelerle seçimlere girilmesi halinde dezavantaja dönüşebiliyor.
O nedenle, Meclis seçimlerinde çoğunluğu elde etmenin en kestirme yolu, mümkün olduğunca çok sayıda ilde ortak listelerle seçimlere gitmekten geçiyor.
Böyle olursa, hem artık oy sorunu ortadan kalkmış oluyor, hem de bu partiler Meclis’te temsil imkanı elde etmiş oluyorlar.
Ayrıca ittifakın meclis çoğunluğunu elde etme şansı artmış oluyor.
Aynı handikap diğer ittifak için de söz konusu tabi.
Saadet, DEVA, Gelecek, Deva gibi tek başlarına milletvekili çıkarma imkanı olmayan partilerin kendi logoları ve listeleri ile seçimleri girmeleri halinde o oylar da artık oylar sınıfına girerek çöpe gidecek.
Önümüzdeki 12 gün, ittifak paydaşları arasında bu anlamda sıkı müzakereler; rakip ittifaklar arasında ise, ince ince hesaplar üzerinden taktik savaşlarını beraberinde getirebilir.
Yorumlar28