İzmir

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan:

17:11 17 Şubat 2017
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan:

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin, "14 yıldır vesayet odaklarının prangası olmasaydı, iki başlı sistemin projeleri yavaşlatması olmasaydı, Başbakan Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hedeflere istenilen hızla yürüyebilseydi, 2023, 2052 ve 2071 hedeflerine daha çabuk ulaşacaktık. Türkiye şu an bulunduğu konumun 3-4 misli üzerinde olurdu, YHT hatlarını ve otoyollarını bitirmiş yenilerini konuşuyor olurduk." dedi.

İzmir programı kapsamında AK Parti İzmir İl Başkanlığını ziyaret eden Bakan Arslan, partilere hitap etti. Arslan, Türkiye'nin 15 yıldır kesintisiz bir şekilde büyüdüğünü, yapılan yatırımlara bakıldığında ülkeyi 15 sene öncesiyle kıyaslamanın mümkün olmadığını söyledi.

Türkiye'nin Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile AK Parti iktidarı döneminde tanıştığını anımsatan Arslan, cumhuriyetin ilk yıllarında demiryoluyla ilgili önemli atılımlar yapıldığını, sonraki süreçte bu yatırımların ihmal edilip bakımlarının yapılmadığını, bu yüzden Türkiye'de demiryolu taşımacılığını gelişmek yerine gerilediğini ifade etti.

Arslan, demiryolu taşımacılığının AK Parti ile yeniden eski cazibesinin kazandığını vurgulayarak, Sivas, Afyonkarahisar, İzmir ve Kars'ı YHT ile buluşturacaklarını kaydetti.

Bakanlığının İzmir'deki projelerine işaret eden Arslan, Adnan Menderes Havalimanı terminalinin yeniledikten sonra İzmir'in 2 milyon civarında olan yolcu sayısının 20 milyona yükseldiğini, İstanbul-İzmir otoyolu projesi ile iki kent arasındaki mesafenin 100 kilometre kısaldığını, Aliağa-Çandarlı otoyolu projesinin ihalesini yaptıklarını, İzmir-Aydın otoyolunu uzatarak, İzmir'i Denizli ve Antalya'ya bağlayacaklarını dile getirdi.

Körfez geçiş projesinin İzmir için gerekliliğine değinen Arslan, "Başbakanımız burada açıkladığında ona da hayır diyenler oldu. ÇED süreci bitmek üzere. Ona da hayır diyenler var. Neden, hayır demiş olmak için hayır diyorlar. Hayır diyerek bu insanların hayatını kolaylaştıramazsınız. ÇED süreci bitmek üzere imar planları başladı. Önümüzdeki ay YTK kararı alarak nisan ya da mayısta ihaleye çıkacağız. Ne olacak, körfez geçişi olunca hayatı kolaylaşacak." diye konuştu.

- "Bu ülkenin geleceği çift başlılığa bırakılmamalı tek elden yönetilmeli"

Arslan, Türkiye'nin üzerinde bir vesayet bulunduğunu bunun kalkmasıyla hedeflerine daha emin adımlarla yürüyeceğini anlatarak, şunları kaydetti:

"14 yıldır vesayet odaklarının prangası olmasaydı, 2 başlı sistemin projeleri yavaşlatması olmasaydı, Başbakan Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hedeflere istenilen hızla yürüyebilseydi, 2023, 2052 ve 2071 hedeflerine daha çabuk ulaşacaktık. Türkiye şu an bulunduğu konumun 3-4 misli üzerinde olurdu, YHT hatlarını ve otoyollarını bitirmiş yenilerini konuşuyor olurduk. Çok başlılıktan kurtulmamız lazım. Demokratik hukuk devleti olarak yönetilmeyi 92 sene önce kararlaştırmışız. Bundan sonra da vazgeçecek halimiz yok. Başkalarını menfaati bundan vazgeçmeyi gerektiriyor olabilir. Biz milletin menfaati için çalıştığımız için bundan ilelebet vazgeçmeyeceğiz. Siz bir seçim yapıyorsunuz, hükumet başa getiriyoruz. Hükumet plan, program ortaya koyuyor, iş yapmak istiyor, yüksek düzeyli bir bürokrat diyor ki, 'ben senin planını programını beğenmedim, senin verdiğin sözün benim için anlamı yok.' Böyle olunca size söz verdiği işlerini yapamayan biri icraat yapamıyor. Bunun acısı vatandaştan çıkıyor. Bugün AK Parti hükümetleri döneminde cumhurbaşkanı ile başbakan uyumu varsa bu gelecekte olacağı anlamına gelmez."

Ülkenin, çift başlı değil, tek elden yönetilmesi gerektiğine dikkati çeken Arslan, "Bu ülkenin geleceği çift başlılığa bırakılmamalı tek elden yönetilmeli. Tek elden yönetilirsek bugün olduğumuz noktanın 3-4 kat ilerisinde olabiliriz. Biz dünyada söz sahibi olduğumuz için ayağımızdan asılanlar var. Bizim yerimizde saymayıp yukarılara doğru yürüyebilmemiz lazım. Bürokrasi de eğer cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olmaz ise her biri ayrı ayrı paçasından asılır ne yazık ki biz büyük hedefleri gerçekleştirememiş oluruz." ifadelerini kullandı.

AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican da halk oylaması sürecinde İzmir Marşı'nın hayır kampanyalarında kullanılmaya çalışıldığını dile getirerek, "Bu ülkeyi beraber kurduk. Kafkasya’nın dağlarında da İzmir’in dağlarında da biz çiçekleri 1922 yılında açtırdık. İzmir Marşını sahiplenmeye çalışıyorlar. İzmir Marşını ‘hayır’ propagandalarına malzeme yaptırmayacağız. Hiç kusura bakmasınlar." diye konuştu.


YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.