Lütfi Elvan: 1 Kasım'da tek başına iktidar var

 Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ve AK Parti Mersin milletvekili adayı Lütfi Elvan, 7 Haziran sonrasındaki 5 aylık süreçte ortaya çıkan belirsizliğin ülke ekonomisini olumsuz etkilediğini belirterek, "Dolayısıyla ben açıkçası 1 Kasım seçimleri sonrasında bir koalisyon çıkacağını düşünmüyorum. Çünkü şu 5 aylık süreç, bize şunu gösterdi; gerçekten Türkiye'nin uzun vadeli istikrara ihtiyacı var, bu istikrar da tek parti iktidarı ile mümkün olduğunu düşünüyorum" dedi.

Konuşmasında 'ortak akıl' vurgusu yapan Elvan, bir şehrin ortak aklını harekete geçirmenin, gündelik siyaseti aşan boyutları olduğunu belirterek, "Mersin ortak aklını harekete geçirmek, bunun Mersin için üretime, katma değere, istikrara ve gelişmeye dönüştürmek, şehrin üreten kesimlerinin, şehrin sivil toplum örgütlerinin, yerel yönetimlerinin, medyasının, kamu kurum ve kuruluşlarının ortak hareket etmesi ile mümkündür. Yani o kentin tüm kesimlerinin ortak aklı ile mümkün olabileceğini düşünüyorum. İnşallah bunu burada hep birlikte sağlayacağız" diye konuştu.



Mersin ortak aklının daha güçlü, daha kuşatıcı, daha verimli bir şekilde harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Elvan, "Biz meseleye alacağımız oydan, çıkaracağımız milletvekili sayısından bakmıyoruz. Mersinliler sandığa hür iradelerini yansıtacaklardır. Bu ayrı bir konu. Meseleye Mersin'in ihtiyaçları nedir, potansiyeli nedir, bu potansiyel nasıl harekete geçirebilir? İşte biz bu pencereden bakıyoruz. Kentimize sahip çıkacağız, kentimizin her meselesine kayıtlı olacağız. Bu sahip çıkma sözde olmayacak, bu sahip çıkma otoyollarla olacak, bölünmüş yollarla olacak, limanlarla, balıkçı barınaklarıyla, deniz yapılarıyla, hava limanları ile hızlı trenlerle olacak. Mersin ticaretinin elini güçlendirme, kenti sağlıklı bir şehir yapmakla olacak. Bir taraftan alt yapı yatırımlarını tamamlarken, diğer taraftan kamu hizmet gücünü arttırmak, üretime ve istihdama yönelik kalıcı adımlar atmak, bizim öncelikli çalışmamız olacak" şeklinde konuştu.

"ELVAN MERSİN'İN İHTİYAÇLARINI BİLEREK BURAYA GELDİM" 

Mersin'e gelirken, 'aman bu seferde buradan milletvekili seçilelim, değişiklik olsun' gibi bir kaygı ile hareket etmediklerini vurgulayan Elvan, "Ne yaptığımızı, ne yapacağımızı bilerek Mersin'e geldik. Mersin'in ihtiyaçlarını bilerek buraya geldik. Türkiye, üzerinde yaşayan 78 milyon vatandaşımızın tek yurdudur, tek vatanıdır. Ülkenin her karış toprağı, bizzat aslıdır, ana gövdesidir. Memleketimizin her köşesi imkanları ölçüsünde, potansiyeli ölçüsünde hizmet götürülmeyi hak etmektedir. 81 vilayetimizin her köşesi Türkiye'dir. Mersin bilinen ve bilinmeyen potansiyeli ile nüfusu ile ticari hayatı ile Akdeniz'in en önemli limanlarından birine sahip olması ile üniversite kimliği ile tarımı ile sanayisi ile sadece kendi içinde değil, sadece Akdeniz bölgesinde değil oluşturduğu katma değer ile Türkiye için çok daha önemli diye düşünüyorum. Mersin geri kalırsa, Türkiye geri kalır. Mersin kaybederse Türkiye kaybeder. Mersin kazanırsa Türkiye kazanır. Bu bağlamda 2 milyona varan Mersinlilerle işbirliği yoluna gideceğiz. Birlikte çalışacağız, birlikte hareket edeceğiz. Milletimiz istikrar istiyor. Milletimiz gelişmek istiyor, kalkınmak istiyor. Milletimiz devletine, milletine, bayrağına, vatanına gölge düşmesin istiyor" ifadelerini kullandı.

"MERSİN, AKDENİZ'İN ÖNEMLİ BİR TRANSİT VE LOJİSTİK MERKEZİ OLACAK"

Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Elvan, lojistiğin, özellikle dünyada rekabetin her geçen artması ile birlikte çok daha önem taşıyan bir alan haline geldiğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Sadece Türkiye'de değil dünyada da lojistik merkezlerine yönelik çok önemli çalışmalar oluyor. Şu anda Türkiye'de 20 civarında lojistik merkezinde yapım çalışmaları devam ediyor. Tamamlananlar var, tamamlanmak üzere olan merkezlerden biri de Mersin Yenice'de inşa edilen lojistik merkezi. Biz Yenice'deki lojistik merkezinin ötesinde, Mersin'in özellikle ticarette dünyanın önemli bir ticaret ve transit merkezlerinden biri olması gerektiğini söylüyoruz. Havacılık sektöründe bizim yıllık ortalama büyüme hızımız yüzde 15. Ülkemiz yüzde 3 oranında, 3,5 oranında büyürken, havacılık sektörü nasıl oluyor da yüzde 15 oranında büyüyor diyebilirsiniz? Bunun cevabı gayet basit. Biz İstanbul'u dünyanın havacılıkta en önemli transit merkezlerinden birisini yapmayı arzu ettik. Bu çerçevede somut adımlar attık ve bugün İstanbul'u, özellikle havacılık sektöründe dünyanın en önemli transit merkezlerinden biri haline getirdik. Benzer şekilde özellikle denizcilikte Türkiye'nin, sadece Türkiye'nin değil Akdeniz'in en önemli transit illerinin başında Mersin geliyor. Coğrafyada, Mersin'in önüne geçebilecek başka bir il göremiyoruz. O nedenle Mersin, sadece Türkiye için değil dünyanın en önemli transit merkezlerinden biri haline gelebilir. Bunun mücadelesini vereceğiz. Bunun başında da tabi ki aşağı yukarı 13 milyon TEU'luk bir konteyner limanının Mersin'e inşa edilmesi son derece önemli. Bu hem Türkiye'nin hem de Akdeniz'in en büyük konteynır limanı olacak. Bu limanın inşa edilmesiyle burası gerçekten önemli bir transit merkezlerinden biri olacaktır." Elvan, bunun yanında Mersin'in önemli bir lojistik merkezi olabilmesi için kentin doğu ile Ortadoğu ile Ege ile Karadeniz ile ulaşım koridorlarının sağlanması gerektiğini vurguladı. Elvan, bu kapsamda tren yolu hatlarının Mersin'e ulaşması çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Mersin'in turizm potansiyeline de dikkat çeken Elvan, "Turizmde önemli bir il ama yeteri kadar turist alamıyor. Somut adım atmamız ve hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Turizm açısından Mersin her potansiyele sahip. Bu da ağırlıklı çalışacağımız alanlardan birisi olacak" dedi. 

"MHP KOALİSYON İSTEMEDİ, CHP ONARIM HÜKÜMETİ İSTEDİ" 

Gazetecilerin 'koalisyon' görüşmeleriyle ilgili sorusunu da yanıtlayan Elvan, koalisyon görüşmeleri sırasında MHP'ye yaptıkları ziyaretlerde kendisinin de yer aldığını dile getirerek, şu bilgileri verdi: "İkinci görüşmede, Başbakanımız ile Sayın Bahçeli baş başa görüştüler. Burada şunu ifade etmek istiyorum; Biz Sayın Bahçeli'yi ziyarete gittiğimizde bize şunu söylemiştir; 'Biz sizinle koalisyon kurmak istemiyoruz' demiştir. Çok açık bir şekilde, 'Siz CHP ile koalisyon kurun' şeklinde bir önerisi olmuştur. Genel Başkanımızın ikinci görüşmesinde ise, daha koalisyon görüşmesine geçmeden, Sayın Bahçeli yine tekrar AK Parti ile koalisyon kurmayacaklarını ifade etmiştir. Her iki genel başkanın görüşmelerinden hemen sonra Sayın Genel Başkanımız düzenlediği toplantıda bunları açıkça ifade etmiştir. CHP ile da yapılan görüşmeler oldu. Bu görüşmelere ben de katıldım. Müzakerelere katıldım ve burada gerçekten samimi bir ortamda her iki tarafın iyi niyetleri karşılığında, biz düşüncelerimizi, yaklaşımlarımızı aktardık. Onlar da bize aktardılar. Temel yaklaşım şuydu; onlar 'bir onarım hükümeti kurmamız gerekir' dediler. Biz ise 'bir reform hükümeti kuralım' dedik. Hangi alanlarda uzlaşıyorsak, reformlarımızı yapalım, anayasayı değiştirelim, siyasi partiler kanununu değiştirelim, şeffaflaşma ile ilgili düzenleme yapalım dedik. Elbette farklı yaklaşımlarımız var, olması gereken de budur, yoksa iki farklı parti olmaz. Bunun dışında yine ayrıştığımız hususlar da vardı. O nedenle biz 4 senelik sağlıklı bir koalisyonun sürdürülmesinin mümkün olmayacağını söyledik. Bu çerçevede kendilerine kısa süreli bir reform hükümeti önerdik. Buradaki amacımız, bu süreçte ortak yapabileceğimiz reformlar neyse onları belirleyip, o düzenlemeleri yaparak birlikte seçime gitmekti. Ama CHP bunu kabul etmedi. Süreç bu şekilde sona erdi." 

"BİZ YARIN SABAH HÜKÜMET OLACAKMIŞ GİBİ HAREKET ETMEK ZORUNDAYIZ"

Partilerin seçim beyannameleriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Lütfi Elvan, "Biz yarın sabah hükümet olacakmış gibi, yarın sabahişin başında olacakmış gibi hareket etmek zorundayız. Biz öyle bir partiyiz. Türkiye'nin en büyük partisiyiz, yüzde 41 oy almışız ve biz neyi söylüyorsak onu geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz, gerçekleştirmek zorundayız. Bizim anlayışımız bu. Ama muhalefet partileri, 'nasıl olsa iktidara gelme şansımız yok, şunları da söyleyeyim, bunları da söyleyeyim' şeklinde beyannamelerine bazı hususları koyuyorlar. Onlara da saygı duyuyorum. Vatandaşlarımızı inandırırlarsa söyleyecek bir şey yok. Ama biz onlar gibi hareket edemeyiz. Biz diğer partiler gibi hareket etmemiz halinde ne iktidar olabiliriz ne de bu ilkede istikrar olabilir. Attığımız her adımda ölçülü olmak zorundayız ve her adımın hesabını yapmak zorundayız. Biz seçim beyannamemizin her satırının arkasındayız" diye konuştu. 

"1 KASIM'DA BİR KOALİSYON ÇIKACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM" 

1 Kasım seçimleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Elvan, şöyle devam etti: "Biz 7 Haziran seçimleri sonrası çok az bir farkla tek başımıza iktidar olma şansını kaybettik. Bu süreçte neler yapmamız gerektiğini konuştuk, tartıştık, saha çalışmaları yaptık. Bakınız 7 Haziran'dan gelmiş olduğumuz şu güne kadar, Türkiye gerçekten bir hükümet kurulamaması nedeniyle, bir belirsizlik ortamı algısı iş adamlarımızın, yatırımcılarımızın yatırımlarını ertelemesine neden oldu. Diğer taraftan ihtiyacı olan kesimler, ihtiyaçlarını erteledi. Bu belirsizlik ortamının ülke ekonomisinin, ülke istikrarının, bu ülkenin geleceğinin hayrına olmadığını herkes gördü diye düşünüyorum. Dolayısıyla ben açıkçası 1 Kasım seçimleri sonrasında bir koalisyon çıkacağını düşünmüyorum. Çünkü şu 5 aylık süreç, bize şunu gösterdi; gerçekten Türkiye'nin uzun vadeli istikrara ihtiyacı var, bu istikrar da bir tek parti iktidarı ile mümkün olduğunu düşünüyorum." Elvan, seçim güvenliği ile ilgili bir soruya da şu yanıtı verdi: "Seçim güvenliği son derece önemli. Biz özgür bir ortamda seçimlerin yapılmasından yanayız. Yasamız da bunu böyle emrediyor. Vatandaşımızın dileği, özgür bir ortamda oy kullanmak. Ama özellikle 7 Haziran seçimlerinde öyle şeyler yaşadık ki, belirli grupların vatandaş üzerinde baskı yapmaya çalıştıklarını gördük. Şunu çok açıklıkla söyleyeyim; böyle bir şeye kesinlikle izin verilmeyecektir. Her bir birey özgür ortamda oyunu kullanmalıdır dedi.