Böyle hizmet görülmedi! Yurt dışından bile arıyorlar

Haber7 Gündem Masası'nın bu haftaki konuğu olan AK Parti Bağcılar Belediye Başkan adayı Lokman Çağırıcı, seçim çalışmalarını ve projelerini anlattı.

GİRİŞ 25.03.2019 10:44 GÜNCELLEME 25.03.2019 11:13
Bu Habere 12 Yorum Yapılmış

Haber 7 Gündem Masası'nın bu haftaki konuğu  AK Parti Bağcılar Belediye Başkan adayı Lokman Çağırıcı, Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli, Yayın Koordinatörü Tarık Dağlı, ve Haber Şefi İbrahim Günay'ın sorularını cevaplandırdı. Çağırıcı, seçim çalışmaları ve Bağcılar için üzerinde çalıştıkları projeleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.



İşte Lokman Çağırıcı'nın Haber7'ye özel açıklamaları

12 YILDIR GERİ ARAMADIĞIM HİÇ BİR TELEFON YOK

Sosyal belediyecilik, gönül belediyeciliği anlamında bu enerjinizi nereden alıyorsunuz? Bu ilgi ve alakanın sebebi nedir?

Bağcılar'a 1978 yılında geldim. Siyasete de burada gençken başladım. Cumhurbaşkanımız il başkanıyken bende Bağcılar'da gençlik kolları başkanıydım. Belediyecilikte de 20. yılımız. Bağcılar'da geçen 42 yılın dolu dolu geçtiğine inanıyorum. Öğrencilik yıllarımda da vakıf ve derneklerde görev aldım. Çünkü tahsil her şey demek değildir.  Sosyal yaşantı ve çevrenizdeki dostlarınızla gönül köprüsü kurmanızın en iyi yolu bu tür kurumlardan geçer. 1992'de ilçe olduğumuzda biz, Bağcılar'ı Bağcılar'dakilerle yönetme anlayışıyla yola çıktık. Problemleri tespit edip, bu sorunu yaşayanlarla çözümü bulduk. Bu yüzden diyoruz ki, biz Bağcılar'daki herkes ile mesai arkadaşıyız. İyi günde kötü günde, Bağcılardaki hemşehrilerimiz bize ulaşabiliyorsa, ne mutlu bize diyoruz. 12 yıl önce belediye başkanı olduğumda ilk iş olarak sosyal medyaya adapte olduk. Çünkü ben ulaşılabilirliği çok önemsemiyorum. Belediyecilik hayatımda geri aramadığım hiçbir telefon olmamıştır. Gece saat 1-2'de arayıp gıda isteyenler de oldu. Gece 02:59'da bir bayan aradı, kocamla tartıştım üç çocuğumla Molla Güranı Cami'sindeyim diye. Hemen ekiplerimizi yolladık, misafirhanemizde ağırladık, sonra da onları barıştırdık.

 

ELEKTRONİK BELEDİYECİLİKTE İYİYİZ

Tüm yöneticilere, komşulara ibret olacak bir kıssa vardır. Hz. Ömer geceleri arkadaşlarıyla beraber mahalleleri gezer. Bir evin kapısından geçerken içeriden çocuk sesleri duyar ve eve girer. Kadın tencerede su karıştırmaktadır, Hz. Ömer ne yaptığını sorar. Kadın, "Evde yiyecek bir şey yok.Tencerede suyu karıştırarak çocukları oyalıyorum ki uyusunlar" der. Hz. Ömer bunun üzerine kadına dönerek, "Bundan Hz. Ömer'in haberi var mı?" der. Kadının verdiği cevap ise oldukça manidardır: "Haberi olmayacaktı niye Ömer oldu?" Mesele budur. Ben bunu okuduğumda gerçekten çok duygulanmıştım. Allah bana yaşadığım, büyüdüğüm yerde Belediye Başkanlığı nasip etti. Gençlik yıllarımın çoğu insana hizmet etmekle geçti. Heyecanımızı buradan alıyoruz. 20 yıllık belediyeciyim ama ailemle 10 gün tatile gitmedim. Hiçbir iftarımı evde yapmadım. Hiçbir gün de bugün öğlene kadar uyuyayım demedim. Özellikle mesai arkadaşlarımız çok iyi bilir ki, Bağcılar'da herkes bana ulaşır. Türkiye'de bugün elektronik belediyeciliği ve e-imza'yı kullanan ilk belediyelerden biriyiz ve bu konuda iyiyiz. İnsan hayatında bir kere doğar, bir kere ölür. Belki sizi 10 kere rahatsız etmiştir ama 11. aramasında bir cenazesi vardır. Size o aramada ulaşamazsa siz o insan için bir hiçsinizdir. Hep gönül köprüleri kurmaya, kalp kırmamaya çalıştım. Karadeniz damarımız var, hiddetlendiğimiz de oldu ama o iş icabıdır. O açıdan Bağcılar'da biz gönül belediyeciliğinde iyi bir noktaya geldiğimize ve bunu daha iyi bir noktaya taşıyacağımızı düşünüyorum



ÖĞRENCİLERİN "LOKMAN AMCA"SI

Bağcılar'da gençlerin, çocukların bir "Lokman Amca" profili var. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

12 yıllık belediye başkanlığı dönemimde her yıl tüm okullara gider, öğrencilerle sohbet ederim. Sizin için en iyi örnek benim derim. Eğer yaşadığın bir ilçede bir makama gelinecekse onun en iyisi budur. Her yıl gitmenin yanı sıra, rastladığım okullara da girerim. Onlar ile top oynar, müzik dinler muhabbet ederim. Şimdi Bağcılar'da ben herhangi bir okula girdiğimde, 7 yaş üzerindeki çocuklar bana "Lokman amca" diye koşmuyorsa ben o ilçede yaşamamışım demektir.

HEDEFİMİZ TEKLİ EĞİTİME GEÇMEK

Siz hane halkına kadar tek tek neler yapıldığını izah ettiniz. Hala Bağcılar'ın mevcut sorunları neler? Bunlara karşılık olarak uygulamak istediğini projeler nedir?

Bağcılar'ın en büyük dezavantajı muhtarlık parselleriyle yapılan parsellerden oluşuyor. O zaman otogar Topkapı'daydı, en yakın yer Bağcılar'dı. Yokluk ve yoksullukla kurulduğu için hep küçük parsellerle kurulmuş. Bugün, 49 bin parselin, 38 bini 250 metrekarenin altında. Bu büyük bir dezavantaj, altyapısı üstyapısı karışık. Benden önceki belediye başkanımız Feyzullah Bey'in belediyecilik hayatı bu planlar ve altyapılarla geçti. Eskinin tamiri ile biz ömrümüzü geçirdik. 1992'de Bağcılar'ın nüfusu 300 bin civarında, bugün 734 bin. O zaman Bağcılarda 18 okul vardı, bugün 180 okul var. Hala tekli eğitime geçemedik. Bu dönem için hedefimiz bu. O dönemde bile bir çok vilayetin nüfusundan daha yoğun olan Bağcılar'da yemek yiyecek lokanta bile yoktu. Yıllarca bizim bölgemizin insanları ile ayakta durmaya çalıştılar, ama beğenmiyorlardı bizi.

HİÇ BİR ADAYIN ADINI AĞZIMA ALMAM

Ben belediye seçimleri sürecinde, bir siyasi partinin ve adayının adını ağzıma almam. Bu liderlerimizin işi. Ben Bağcılar'da herkesten oy almak zorundayım. Mostar yıkıldığında biz çok üzüldük ama yenisini inşa ettik. Unutmayın, gönül köprülerini kimse yıkamaz. Nesiller boyu sürer. İstanbul Türkiye'nin, Bağcılar ise İstanbul'un mozaiği. Biz burada birbirimizin ırkını, inancını biliyoruz belki. Ama çocuklarımız dışarıda birlikte oynuyorlar. Bizim onların geleceğini karartmaya hakkımız yok. Hizmette adaleti sağlamaya dikkat ettik. Bir araştırma yayınlandı, adalet ve şeffaflıkta Bağcılar, belediyelerin üst sınırını belirleyen belediye oldu diye. Bu bir gecede olmuyor. Eğer sokaklarında çocuklar "Lokman Amca" diye koşuyorlar ise, bu samimiyetsizlikle de olmuyor. Cumhurbaşkanımızın çocuk sevgisi ile, bir başka liderin çocuk severken fotoğraflarını yan yana getirdiğinizde farkı görürsünüz. Bizdeki sevgi, imandan gelir. Biz öyle bir ecdadın torunlarıyız ki, uçan kuşa salınan yaprağa vakıflar kurmuşuz. Osmanlı'dan günümüze kadar gelen vakıf sayısının 40 bin olduğu söyleniyor. Tüm canlılar Allah'ın insana emanetidir. Son olanları görüyorsunuz, hayvan sevgisi olmayanın insan sevgisi olmaz.



BAĞCILAR'DA HER ÇOCUK ENSTRÜMAN ÇALMAYI ÖĞRENECEK

Bağcılar'da herkese ve her kesime hizmet etmenin heyecanını yaşıyoruz. Bilgi evleri ile çocuklarımıza hizmet götürdük.Şuan 16 bilgi evinde, 42 bin çocuğumuz hem eğitim alıyor, hem de 40'a yakın branşla meslek öğreniyor. Benim Bağcılar'da bir hedefim var, her çocuk bir enstrüman çalmayı öğrenecek. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Şimdi Bağcılar'da tekli eğitime geçince, çocuklar 3'te okuldan çıkacak. 3'e kadarki süreçte oraları ailelere açacağız. Özellikle psikologlar burada olacak. Bu konuda ne yazık ki bilinçli bir toplum değiliz. İnsan hatalarını öğrenmeli, yüzleşmeli. Biriken hatalar aile faciası ile sonuçlanıyor. Bunun yanında bizim en büyük eksikliklerimizde biri de dini danışmanlık. Müftülük ve Milli Eğitim ile ilgili bir protokol yaptık. Bu konuda bir büro açacağız, Aile İrşat Merkezi diye. Bağcılar'da iki merkez açtık: Biri Kadın Aile Merkezi'nde biri de Müftülük'te. Dalında uzman kişiler tarafından danışmanlık yapılıyor burada.

ULUSLARARASI GENÇLİK MERKEZİ

Gençlik Merkezi'nin 22 bin üyesi var. Bowling salonlarından spor salonlarına, meslek kurslarından üniversite kurslarına kadar çok farklı dallarda hizmet ediyor. Şimdi ikinci gençlik merkezini de açıyoruz. İçerisinde 350 yataklı öğrenci yurdu da bulunacak. Üçüncü gençlik merkezimizi de hazırlıyoruz, uluslararası olacak. Projelerimizin tamamının arazi problemleri halledilmiştir. Bağcılar'da arazi problemlerini halletmek kolay değildir. Gençlik projelerinden devam edersek, hiç unutmuyorum, belediye başkan yardımcısıydım, rahmetli Mustafa Miyasoğlu kültür merkezimizde bir konferans vermişti. Salonda 15-20 kişi var, yarım saat geçti salonda sadece 4 görevli kaldı. Dedim ki, "Hocam salonda kimse kalmadı, isterseniz bitirelim." Hoca, "Müsaade et sözümü bitireyim" dedi. Bu benim için önemli bir örnek oldu. Biz devam ettik, yıllarca boş salonlara konuştuk. Şuanda Bağcılar'da 24'e yakın salon var ve tüm programlar dolu dolu geçiyor. Çok güzel eserler yapabilirsiniz, çevre oluşturabilirsiniz ama o eserlerden istifade edecek, o çevreyi koruyacak sosyal ve kültürel toplumu oluşturmadığınız takdirde hiçbir anlam ifade etmez.

MEYVE BAHÇELERİ İLE KÜLTÜRÜMÜZÜ YAŞATIYORUZ

Bundan 10-12 yıl önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kavşaklara, yollara çiçek dikmeye başlamıştı. Bu çok eleştirilmişti o zamanlar, hatırlıyorsunuz. Aynı şekilde bunu bizde yaptık. 10-12 yıl önce insanlar bahçelerindeki çiçekleri, meyveleri koruyamıyordu. Şimdi her yer çiçek onunla çocuklar bir sevgi kazandı. Bu çevre İstanbul'da sosyal ve kültürel dönüşümü sağladı. Bizim çocukluğumuzda Bağcılar'da her türlü meyve-sebze yetişiyordu, biz bağdan üzüm yerdik. Mahmutbey'de büyüdüm ben, bamya ve baklası çok meşhurdu. Oradaki hemşehrilerimiz hayvan sırtında Bağcılar'dan Laleli'ye kadar bamya ve bakla satarlardı. Öyle bir süreci yaşadık. Nostalji amaçlı bir üzüm bağı yapalım dedik, altına da bir piknik alanı oluşturduk. Bağcılar'daki o meyve bahçelerinin gıdası ne biliyor musunuz? Oraya gelen çocukların o bakışlarındaki güzellik. Çocukken okuldan eve dönerken Kirazlı mahallesinde, bir amcanın kiraz bahçesinde ağaçtan düşmüştüm. Görüyorsunuz ya, her yer anı ile dolu.  Burada bir arazi kazandırarak bir kiraz bahçesi yaptık, üzerine de bağ evi yapıyoruz. Oturduğum mahallenin yakınında bir kayısı bahçesi vardı. Adı da "Hacının Bağı" idi. O arazinin 4 dönümünü biz belediye olarak aldık, oraya kayısı bahçesi yaptık. Şimdi 3. meyve bahçemiz ile bir kültürü de yaşatalım dedik. Bağcılar'da her yörenin insanı yaşıyor, gelin biz bahçeyi yaparken içerine de bir özgün eser yapalım. Bahçenin içerisine özgün mimarisiyle Malatya Beşkonaklar'ı yaptık.



22 MAHALLEYE 22 BAHÇE HEDEFİ

Bağcılar'da Karadenizli hemşehrilerimiz çok, onlar için de bir fındık bahçesi yaptık. Üzerinde de Karadeniz serenderi var. Bir kara fırın yaptık, yanına da geleneksel Karadeniz evi yaptık. Mesele burada fındık yetiştirmek değil, mesele Anadolu'da gelen dostlarımız o nostaljiyi burada da yaşasın. Bir de parkları, eserleri birileri gelir yok eder ama bahçelere dokunmazlar dedik. Bunun yanında Tokatlı hemşehrilerimiz için Kızılcık bahçesi yaptık, elma bahçesi yaptık.Bitlisli hemşehrilerimize ceviz bahçesi yaptık. Bitlis'ten taş getirdik, Bitlis evi yaptık. Şimdi sırada Adıyamanlı hemşehrilerimiz için nar bahçesi var. Mevcut 8 bahçemiz var ama kendimize 22 mahallemize 22 bahçe hedefini koyduk. Küçük, büyük fark etmez bunlar mini bir millet bahçesi hükmünde. Bu bahçelerin benim için en büyük kazancı, belediye personelleri temizliğini yapar, ocağını yakar, mangalını hazırlar hemşehrilerimiz gelir pikniklerini yapar. Burada komşuluklar o kadar güzel yaşanıyor ki. Biz selamı yaygınlaştırmak zorundayız. Şimdi aynı binadaki komşumuz ile yıllar sonra tanışıyoruz. Bu yatay mimarideki esprinin en büyük özelliği komşulukların daha sıkı olmasıdır. Binalar yükseldikçe komşuluk kayboluyor. Bir araştırma yaptırdım, 8 kattan sonra komşuluk ölmeye başlıyor. 16 kattan sonra hemen hemen sıfırlanıyor. Yeni dönemde bir adadan ziyade birkaç ada bazında dönüşüm yaparak hem yeşil alanları çoğaltacağız hem de bu komşuluk bağını tekrar oluşturacağız.

TÜRKİYE'DE BİR İLK OLACAK

Kentsel dönüşüm başladı. Arzu ettiğimiz gibi değil. Çünkü binalar çok yoğun yapılaşmış. Bugünkü şartlarda Bağcılar'da yapılaşma devam etmiş olsa otopark sorununu çözmek için Bağcılar'ın 1/4'ini istimlak etmeniz lazım. Bunun tek yolu kentsel dönüşüm ile binaların altında otopark ile bu sorunu çözmemiz lazım. Bağcılar meydanı İstanbul'un en büyük meydanı oluyor. Şuan bitmek üzere olan bu projede 1200'e yakın otopark var. Şuan ilk etabı bitmek üzere olan meydan tamamlandığında, 55 bin metrekare olacak. İçerisinde metro olan, otoparkıyla, millet kıraathanesiyle, beş katlı tiyatro ve kütüphanesiyle, kadın aile kültür sanat merkeziyle ve iki ada etrafıyla beraber yapılaşması tamamlanmış, komple yenilenmiş bir meydan olarak Türkiye'de bir ilk olacak. Hedefim inşallah 25. yılımda bunu Bağcılar'a kazandırmak olacak.



ARTIK BAĞCILAR'A İMRENİYORLAR

Bağcılar meydanıyla, metro hatlarıyla ve gençlik projeleriyle konuşulacak. Tüm metrolara entegre bir metro ağımız mevcut. Şuanda 3. Havalimanı ile İstanbul'un merkezi arasında bir noktadayız. Düne kadar Bağcılar'daki ile bizim oyumuz bir olur mu diyenler, şimdi Bağcılar'a imrenmeye başladı. Belediye binamız bitmek üzere, hükümet konağımız bu sene sonunda bitecek. 1500 kişilik açılır kapanır amfi tiyatromuz, uluslararası kongre merkezimiz yapılacak. Büyük bir spor parkı yapılacak, 3. stadımız yapılacak. 19 yıldır da Bağcılar Amatör Kulüpler Birliği başkanlığı yapıyorum. Ben Bağcılar'da her şeyin altyapısından gelmiş bir insanım. 100 bin metrekarelik spor parkında, tribünlü çim saha, iki antreman sahası olacak. Büyük bir nikah sarayı yapılacak. 4 nikah salonu, otoparkları, 2.200 kişilik yemek salonları olacak. Tanıtım ofisimiz, 38 bin metrekarelik tema bilim parkı, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezi yapılacak. Bu yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezinde yaşlılarımızı her sabah alacağız akşam evlerine bırakacağız.



BEDAVA İNTERNET NOKTALARI ÇOĞALACAK

Buralarda sınıflar olacak, çocuklar ve gençler gelip burada yaşlılardan tarih ve kültür öğrenecek. Bu bir atölye olacak, edep ve adap öğrenilecek. Belediye Başkanı olduktan sonra, 6 yüzme havuzu yaptık. Gündüzleri öğrencilere bedava bu havuzlar. 7 halı saha yaptık, 19 spor salonu yaptık. Bunları mümkün olduğunca okullara yakın yerlere yapıyoruz, beden eğitimi dersleri burada yapılıyor. Hedefi büyüttük, 22 mahallemize 22 yüzme havuzu yapıyoruz. Bunun yanında da 2 uluslararası yüzme havuzu yapılacak. Marifet bunları yapmak değil, bunların işletme faaliyetleri çok yüksek. Ama Bağcılar'a değer diyoruz. Polisiye tedbirler ile gençleri bu bağımlılık ve kötü alışkanlıktan uzaklaştıramayız. Belediye Başkanı olduktan sonra Bağcılar'a bir yenilik getirdim. 80 noktada güvenli ve ücretsiz Wi-Fi hizmeti vermeye başladık. Gençler evlerinden güvenli internet hizmeti alıyorlar, bunları çoğaltacağız. Çünkü bedava olduğu için gençler bunu tercih ediyor, böylelikle internet dolaşım güvenliği de sağlanmış oluyor. 

12 CAMİ YENİLEDİK, HEDEF 90 CAMİYİ YENİLEMEK

Yine gençler için İzmit Kefken'de belediye olarak 80 bin metrekare orman arazisi kiraladık.Yıllardır buraya gençleri götürerek, kamp yaptırıyoruz. Oraya şimdi 200 yataklı otel yaptık, 12 ay boyunca gençlerimizi oraya kampa götürüyoruz. Bağcılar'da 17 spor kulübümüz var, tamamını buraya kampa gönderiyoruz. Bağcılar'da arabası olmayanın pikniğe gitme şansı yok, mesafeler uzak. Kemerburgaz'da 200 dönümlük orman arazisi kiraladık. Dernekler piknik alanlarına parayla giderlerdi önceden artık bu alanlar ücretsiz. Cumartesi-Pazar günleri buraya ücretsiz servis var.Bağcılar'da iki ekip her ay hasta, yaşlı ve yatalakların evlerini temizlerler. Camileri, cemevlerini temizlerler. Camileri kentsel dönüşüm kapsamına alan tek belediyeyiz. 12 camiyi yeniledik, hedefimiz 90 camimizi de yenilemek. Biz 1-1,5 yılda camilerimizi yeniliyoruz. Ayrım yok, cemevine de yaptık camiye de yaptık. Ben her ikisinin de vergileriyle hizmet ediyorum. Bunun dışında pek çok icraat var: Çanakkale müzesi, Taceddin Dergahı, Mehmet Akif Ersoy Kütüphanesi... Sebilürreşad ve Sırat-ı Müstakim, Osmanlıca dergilerini ilk defa biz latin harflerine transkript ettik. Şuan 14.cildi çıkıyor, 26.ciltte tamamlayacağız. Cumhurbaşkanımız diyor ya, belediyenin işi yol, su, kanal yapmak değil. İşte sosyal belediyecilik bu, gönül belediyeciliği bu. 

6 BİN ENGELLİ İÇİN ENGELLİLER SARAYI

Engelliler Sarayı projenizden bahsedebilir misiniz?

Anlatılmaz, yaşanır. Aynı anda 1500 kişi, 6 bine yakın engelli oradan hizmet alıyor. 10 servis aracımız ile her gün evlerinden alıp evlerine bırakıyoruz. Atletizmde tekerlikli sandalyede Türkiye'yi bir temsil ediyoruz. 2020 Tokyo'da biz temsil edeceğiz. Aynı zamanda engelliler için rehabilitasyon oluyor. Bu insanların hepsi evinde mahkumdu. Biz onları aldık, rehabilite ettik ve sporcu yaptık. Bizde kekemelik kursu var, belediye olarak bir tek bizde vardı. 2 buçuk yıl içerisinde 2500 kekemeyi tedavi ettirdik. Türkiye'de bu konuda da bilinçsizlik var, tedavisi yok değil. Var ama biraz pahalı, 10 bin liradan başlıyor. Özel bir yöntem geliştirdik, birkaç yöntemi bir araya getirdik ve çözümü bulduk. Bunun içerisinde 35-40 yaşına gelmiş evlenemeyen, okuyamayan insanlar var. En büyük dua bu.



KEKEMELİK TEDAVİSİ İÇİN YURT DIŞINDAN ARIYORLAR

Belediyeye gelen tüm maillerin bir nüshası benim telefonuma gelir. Bunu mesai arkadaşlarım çok iyi bilir, ona göre davranırlar. Şuanda Bağcılar Belediyesi olarak biz, seyyar ekiplerimiz ile bir asfalt yama problemini veya kaldırım problemini bir saat içerisinde gideriyoruz. Mail bana düştüğünde eğer müsaitsem anında arıyorum. Diyorum ben Lokman Çağrıcı, bana inanmıyorlar. "Ben belediyeye mail göndereli bir dakika oldu, siz belediyede bilgisayar başında mı bekliyorsunuz" diyorlar.Bir mail geldi, İsveç'ten. Mailin içeriği şöyle, "Sayın başkanım, ben İsveç'ten yazıyorum. Sizin bir kekemelik kursunuz olduğunu öğrendim. Benim çocuğum 16 yaşında, 12 yıldır kekeliyor. Telefon ile merkezinize ulaştım, oradaki arkadaşlar Bağcılar dışında alınamayacağını söylediler. Ben Türk vatandaşı da değilim. Yardımcı olursanız ben her masrafı karşılayarak Türkiye'ye gelip çocuğumu tedavi ettirmek istiyorum." Makedon bir Müslüman kendisi. Akşam görüntülü aradım, şaşkınlıktan konuşamadı."Siz dünyanın yaşantı olarak en gelişmiş ülkesinde yaşıyorsunuz, tedavi ettiremediniz mi?" dedim. Cevabı," Burada tedavi yok ki, burada sadece bunu kabullendirmek için çabalıyorlar" oldu. Bunun üzerine arkadaşlara talimat verdim, kendisi yakın zamanda gelecek. 

KİMİN GÖNÜL VERDİĞİNİ BAKIŞLARINDAN ANLIYORUM

Seçimlerde sürekli yükselen bir oy oranı var. 31 Mart seçimlerinde beklentiniz nedir?

Ben %43 ile devraldım, %58 oldu. Bu seçimde de buna göre olacak. Allah bana Belediye Başkanı olmaktan daha güzel bir pozisyon nasip etti. Ben gittiğim yerlerde kimin oy verip kimin oy veremediği halde gönül verdiğini bakışlarından anlıyorum. 31 Mart'tan sonra oralara gittiğimde keşke oy verseydim diyecek bir dost bırakmamayı hedefliyorum. Ben Bağcılarlı hemşehrilerimle bugüne kadar hep gurur duydum. Çocukluk arkadaşlarına sahip çıktılar. Biz gayret edelim, takdir ve muzafferlik Allah'tan.

YORUMLAR 12
  • Berke Tevfik 5 yıl önce Şikayet Et
    İşte hayatını bağcılara bağcılar insanına adamış gönül adamı, siz şimdi bu adama ne diyebilirsiniz ki hayatını koymuş bu dava için bu adamın kalkıp hayatı için oy atıcaksınız aslında,.
    Cevapla
  • Hamza Kayapınar 5 yıl önce Şikayet Et
    Geçen seçimde İstanbul'a ne vaat verildi de yapılmadi? Bir tek Kanal İstanbul o da çok çok çılgın bir proje ama oda olacak insAllah. Geri kalan her şey yapıldı yapılıyor yapılacak insAllah
    Cevapla
  • Naib 5 yıl önce Şikayet Et
    Ak Parti varsa belediye konusunda verdiği tüm vaatleri yapar. Buna eminim...
    Cevapla
  • Recep 5 yıl önce Şikayet Et
    AK Parti Bağcılar Belediye Başkan adayı Lokman Çağırıcı, seçim çalışmalarını ve projelerinde oldukça iddialı
    Cevapla
  • Kemal yılmaz 5 yıl önce Şikayet Et
    Bu adam yapar çok mantıklı konuştu.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
31 Mart öncesi Ahmed Arif'in şiiriyle Kılıçdaroğlu'ndan manidar gönderme
CHP kurultayı iptal edilebilir! Delege tezgahı ortaya çıkıyor